AKP’nin ‘gerçek’ korkusu?

3 Aralık 2008 14:30 tsi
AKP hem yerel seçim genelinde hem de ‘bazı’ iller özelinde seçimlere yükleniyor. Ama bunlar sandık harareti. Asıl stratejik kaygı çok başka. Korku, Mart’ın olası bir çöküşe basamak olması ihtimali. İlk işareti: “2=1” olabili

Türk siyasi pratiğinde tecrübe ile sabitlenmiş genel kabul, yerel seçim sonuçlarının iktidar partisine yönelik avantaj sağladığı. Gerçekten de bugünden bile hissediliyor ki, travmatik bir gelişme olmazsa, Mart ayındaki yerel seçimlerden yine AKP’nin kazançlı çıkacağı.

Ama bu AKP için herşeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor. 22 Temmuz seçimlerinde yüzde 47’lik önemli bir orana ulaşan partinin, aynı zaferi tekrarlamasının daha zor olacağı da belli.

Şimdiden bazı anketler, AKP’nin oy oranını yüzde 40-41 seviyesinde zikretmeye başladı ki, içlerinde partiye yakın araştırma kuruluşlarının olduğu da biliniyor.

Öte yandan bu olası sonuç, AKP yönetimini çok kaygılındırıyor denemez. Çünkü onlar da biliyor ki, bu kadar zaman iktidarda kalmış bir parti, bir miktar (!) oy yitiriyor. Yani sonuca hazırlıklılar.

Genel Merkez kurmaylarının asıl korkusu kendileri ile ilgili değil. Rakiplerle ilgili. CHP ve MHP’nin yerel seçimlerde oylarını bir miktar (!) yükseltmesi de makul görülüyor. Hatta alenen dillendirilmese de “normal” sayılıyor.

Peki problem ne? MHP’nin veya CHP’nin oylarında manidar bir yükselişin olması AKP’nin ilgi alanında değil. Onları ilgilendiren iki partinin toplam oylarının AKP’ye denk düşmesi.

Sebep-sonuç...

İşte bu partiyi rahatsız ediyor. Yoksa CHP’nin yüzde 25’lere fırlaması, MHP’nin yüzde 20’leri aşması önemli değil. İkisinin birarada yüzde 40-45’e ulaşmaları tehlikeli görülüyor.

Çünkü böylesi bir toplam, yerel seçimlerin ertesi gününden itibaren bir erken genel seçim yolunda baskıların yükselmesi anlamına gelecek. İki, ve bu gerçekleşip yerel seçimde tezahür etmiş tablo tekrarlanırsa, TBMM’deki dağılım AKP ile iki partiyi eşit yapacak.

Yani iktidar oluşturmak için gerekli vekil sayısını ya AKP kılpayı kaybedecek ve CHP-MHP yakalayacak ya da tersi.

Yerel seçim ertesinde oluşacak böyle bir tablonun “erken seçim” için yeterli baskı oluşturup oluşturmayacağı veya AKP’nin bunu dikkate alıp almayacağı konusu da tartışılabilir.

Ama bu politik-psikolojinin partiyi sıkıştırma ihtimalini “dış etkenlere” bağlayanlar da bulunuyor AKP koridorlarında. ABD’deki iktidar değişimi, AB ile ilişkilerin alacağı boyut ve krizin faturası iktidar partisini zoraki bir seçime itekleyebilir.

İşte bunun için AKP, yerel seçimleri kazanmak kadar, CHP ve MHP’nin en azından 22 Temmuz sonuçlarında çakılmasını ve/veya gerilemesini stratejik gündemine almış bulunuyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,307 defa okundu.