Papa 16. Benedictus Türkiye’deki ziyaretini sürdürüyor. Şu anda İstanbul’da olan Papa, İstanbulluların yaşamını felç etti, ama olsun. Ziyaretler son hızıyla devam ediyor. Papa ile ilgili haberlerin tamamında Papa var. başka bir deyişle kamera ve objektifler tamamıyla Papa’ya yönelmiş durumda. Şimdi sıkı durun ve sizi Papa ziyaretinin önemli ziyaretçileri ile tanıştıralım. Papa’yı bir kenara bırakıp, objektifimizi arakalara doğru çevirelim.
Hadi hep birlikte dün gece Patrikhane’de düzenlenen ayinin katılımcılarına bir göz atalım. Dünkü ayini, Cem Uzan, Besim Tibuk, Rahmi Koç, Hüseyin Hatemi, Prof. Dr. Niyazi Öktem, Leyla Umar ve Can Dündar da izledi.
Papa: Laiklik Çıkmaz Sokak!
Bu arada ayine katılan Can Dündar, köşesinde geceyi anlattı. İşte o yazı:
Papa ile katedralde
Gerçekten özel bir akşamdı.
Aya Yorgi katedralinde saat tam 19.00'da çanlar çaldı ve Papa 16. Benedictus kırmızı peleriniyle kapıda göründü.
Patrik Bartholomeos'la yan yana kırmızı halı üzerinde yürürken tütsüler arasından "Dinin askerleri" kırmızı kordonlarıyla selam durdular. Kadınlar gözlerinde yaşlarla alkışladı. Ve Papa için hazırlanan seremoni başladı.
40 dakika süren törenden sonra Patrikhane'de Papa ile tanışma fırsatı bulduk. Patrik beni Papa'ya tanıştırırken önceki gece NTV'de yaptığımız "Papa" tartışmasını hatırlattı.
Bartholomeos'a Papa'yla görüşmelerini sordum.
"Türkiye'nin AB üyeliğini görüştük" dedi. Papa, ona da "Türkiye, Avrupa'da olmalı" demiş.
İki dini lider, Ortodoks ve Katolik dünyaya ilişkin kimi dini konuları da görüşmüşler.
Bu arada Bartholomeos, Papa'ya Aynaroz'da tasvir edilmiş bir ikona hediye etmiş.
Bir Patrikhane görevlisi, "Bugün Patrik hazretleri, Patrik olduğu günkü kadar heyecanlıydı" dedi.
* * *
Doğrusu Ortodoks ve Katolik dünya liderlerinin İstanbul'da yakınlaşması, bu buluşmada İslamla diyaloğun da gündeme gelmesi herkes için heyecan verici...
Barış, itikat, anlayış telkin eden dinler, ne yazık ki pratikte insanoğlunu birbirinden ayırdı; kine, nefrete, savaşa zemin yarattı.
Bugün Irak'ta, Lübnan'da, Filistin'de dökülen kanda hâlâ inanç adına çekilmiş kılıçların gölgesi var.
Papa, 11 Eylül'le yükselen "İslam fobisi"ni, belki de Batı'da giderek kiliseden kopan kitleleri yeniden dine çağırmak için kullandı.
Ama bu yolla uygarlıklar çatışmasına benzin döktü.
Oysa bu dönemde yangını söndürmek için, bağnazlığa sarılmak değil, dinler arası ortak değerlere vurgu yapmak gerekiyordu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu tam da bunu yaptı.
Papa'yı ağırlarken "Farklılıklarımız zenginliğimizdir" mesajı verdi.
"Bize düşen görev, sadece temsil ettiğimiz dinin değil, bu farklılıkların da ilahi bir takdir olduğunu belirtmektir" dedi.
* * *
Ancak ince jestlerle dolu gezi, baştan iyi örgütlenmediği için bu mesaj yeterince vurgulanamadı.
Türkiye baştan beri Papa'yı kerhen ağırlamakta olduğunu hissettirdi.
Önce görüşmeyeceğini açıklayan Erdoğan, son dakikada ve herhalde "AB'de büyük yankısı olur" uyarılarına kulak vererek bu kez uçak kapısına kadar gitti.
Papa kendisini Ankara'ya taşıyan uçakta gazetecilere "Laisizm çıkışı olmayan bir sokaktır. Türkiye kendi tarihinden hareketle laiklik ve gelenek arasındaki bağı nasıl inşa etmesi gerektiğini düşünmeli" diyerek belki de farkında olmadan, kendisini alanda bekleyen Başbakan'la aynı çizgiye geldi.
İlginç bir tokalaşmaydı:
Bir yanda ısrarla "Avrupa'nın aklı ve Türk Müslüman geleneği arasındaki diyalog"a vurgu yapan ve bu yolla "AB dışında kalmış Müslüman Türkiye'yi, AB üyesi laik Türkiye'ye tercih ettiğini" hissettiren bir Katolik dini lider...
Öte yanda dini vurgularla iktidar olan, ama "Müslüman Türkiye"yi "Hıristiyan kulübü" AB'ye üye yapmaya çalışan bir Müslüman Başbakan...
* * *
Tam da AB ile müzakerelerin hız kestiği döneme rastlayan bu ilginç buluşma, iki tarafa da çok şey öğretmiş olmalı...
Umulur ki, Papa bundan böyle lafını daha seçerek söyleyecektir.
Türkiye ise belki Bardakoğlu'nun Papa'ya verdiği öğüde kulak kabartıp "farklılıklarını zenginlik kabul etme"yi, Sünni, Alevi, Katolik, Ortodoks, Süryani demeden tüm yurttaşlarına hakkını teslim edebilmeyi, "laiklik ile gelenek arasındaki bağı" güçlendirebilmeyi başaracaktır.
O zaman hem "Hıristiyan mı oluyoruz?" paranoyalarını aşacak hem tüm kaderini AB'nin iki dudağı arasına bırakmayacak hem de çokkültürlülüğüyle ve laikliğiyle övünen bir ülke olarak dünyada uygarlıklar arası diyaloğa ciddi katkı yapacaktır.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle