En Sıcak Konular

Evet, AB treni yavaşlıyor ama...

0 0 0000 00:00 tsi


Yaş ortalaması 30-32 olan yirmi kişilik bir grup. Amerika, Hindistan, Çin, Fas, Japonya, Fransa, İngiltere dahil olmak üzere on iki ayrı ülkeden gelen bu gençler, sekiz yıllık bir iş tecrübesi sonrasında, Güney Fransa'daki bir yüksekokulda MBA derecesi için okuyorlar.
Dün Milliyet'teydiler.
İki saat sohbet ettik.
MBA programları çerçevesinde, ziyaret etmek üzere iki ülkeyi seçmişler:
Türkiye ve Hindistan.
Neden Türkiye diye sordum.
Yanıtların özeti şuydu:
Ekonomideki atılımlarıyla son yıllarda kaydettiği çarpıcı ekonomik büyüme ve Müslüman bir ülke olarak gerçekleştirdiği reformlarla çıktığı AB yolculuğu...
Bu iki noktanın kendilerini Türkiye'ye çektiğini belirttiler.
Gayet modern görünüşlü NBA öğrencisi Fas'lı genç kızın, dört günlük İstanbul izlenimleri şöyleydi:
"İlk bakışta, burası Müslüman bir ülke gibi görünmedi bana. Camileri, minareleri görünce sevindim tabii. Ama çok şey benim ülkemden, Fas'tan o kadar farklıydı, Avrupa gibiydi ki. Keşke Fas da Türkiye'nin yapabildiklerini yapıp AB yolculuğuna çıkabilse... Bizde de bazı şeyler yavaş da olsa değişiyor. Ama anlaşılan zaman alacak."
İyimser olmakta yarar var.
Değişim gerçekten zaman alıyor.
Bakın, Papa bile değişti!
Dünkü International Herald Tribune'ün kocaman manşeti Papa 16. Benedictus'a ayrılmıştı:
"Papa, Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor!"
Avrupa kamuoyu, Papa'nın sesine ne kadar kulak verir bilemiyorum.
Ama şu söylenebilir:
Türkiye'nin eski deyişle meşakkatli, yani çok zahmetli başlayan AB yolculuğunda, Papa'nın destek çıkışı az da olsa gönüllere su serpebilir.
Bu yolculuğun hiç de kolay geçmeyeceği dün bir kez daha belli oldu. AB Komisyonu'nun yaptığı tavsiye kararı şu noktalarda özetlenebilir:
Evet, tren kazası yok!
Yani ilişkiler dondurulmuyor.
Ama raydaki tren yavaşlıyor.
Çünkü kısmi askı söz konusu.
Bir başka deyişle:
35 fasıldan 8'i askıya alınıyor. İngiltere'nin 3 faslı yeterli gördüğü, Fransa'nın 17 fasıla kadar baskı yaptığı, sonunda orta yolun 8'le bulunduğu belirtiliyor.
Peki, bu tavsiye benimsenir mi?
Bunun için, 11 Aralık'taki dışişleri bakanları toplantısından bu kararın aynen geçip 14 Aralık zirvesinde de resmi nitelik kazanması gerekiyor.
Bu beklenen bir gelişme.
Ancak, Türkiye böyle bir tavsiye kararına haklı nedenlerle karşı çıkıyor.
Kuzey Kıbrıs'a yönelik izolasyonlar kaldırılmadan, Türkiye'nin hava ve deniz limanlarının Güney Kıbrıs'a açılmayacağını yine haklı gerekçelerle savunuyor.
Türkiye'nin bu sesine AB'nin daha fazla kulak vermesi lazım.
Verilmezse ne olur?
Evet, AB treni yavaşlar ama yolculuk böyle devam eder gider.
Ne zamana kadar?
Türkiye'de 2007 yılı seçimlerine kadar...
Hiçbir şey dünyanın sonu değil!



Bu haber 267 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,595 µs