Bu gazetecilerin canı yandı

19 Eylül 2008 15:27 tsi
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından hareketle başlayan "yerin kulağı" tartışması son derece ilginç bir hal aldı.

Özel bir akşam yemeği sırasında, kendi aralarında patronları Aydın Doğan'ı eleştirirken görülen Ahmet Hakan ve Yalçın Doğan ile onların konuşmalarının Başbakana ve kamuoyuna ulaşmasını sağlayan isimler arasında sert bir polemik başladı. Polemik o kadar sertleşti ki, daha birkaç gün önce Başbakan Erdoğan'ı sakin olmaya çağıran kalemler kendilerini tam anlamıyla kaybettiler.

HAKAN'DAN VİDİNLİ VE SÖZEN'E "İLGİNÇ" SIFATLAR
Başbakan Erdoğan'ın Aydın Doğan'a ait medya kuruluşlarında kendisine yönelik iftiralar üzerine yaptığı sert çıkışları eleştiren yazarların başında gelen Ahmet Hakan, son günlerde yazdığı yazılar ve medya kuruluşlarına gönderdiği açıklamalarla herkesi şaşırttı. Hakan, daha birkaç gün önce Başbakan Erdoğan'ı sakin olmaya çağırdığını, çıkışlarındaki sertlikten dolayı eleştirdiğini unutmuş görünüyor.

Hakan'ın hedefinde, kendisini Bebek balıkçısında Aydın Doğan'ı eleştirirken duyan ve bunun Başbakana ve kamuoyuna ulaşmasına vesile olan Suna Vidinli ile Edibe Sözen var. Hakan, kendisine "iftira" ettiklerini öne sürdüğü bu iki isimle ilgili yazılarında kullandığı sıfatlarla dikkat çekiyor: "uzun kulaklı" "aile terbiyesi(nden yoksun)", "dedikoducu", "gammazcı", "jurnalci", "yalancı".

 YALÇIN DOĞAN SÜKUNETİNİ KAYBETTİ
Benzer bir durum, Bebek balıkçısı olayının ikinci kahramanı Yalçın Doğan için de geçerli. Yalçın Doğan, Suna Vidinli ve Edibe Sözen hakkında, genellikle takındığı "serin kanlı" tutumu bir yana bırakmış vaziyette. İki isimi de "jurnalcilik"le suçluyor. Edibe Sözen'i "mal bulmuş mağribi" ilan eden Doğan, Vidinli için de "sözde iyi eğitimli" diyor. Doğan'ın Sözen'e gözdağı niteliğindeki son cümlesinde düzey özellikle dibe yaklaşıyor:

"Bir süre önce, okullarda mescit açmayı öngören muhteşem bir hazırlık yapıyor. Genel başkanından yediği fırçayla yerine oturuyor. O fırçayı unutturur muyum derdiyle, sazan gibi, balıklama jurnalciliğe dalıyor. Oysa, unutturamaz seni hiçbir şey. Bu jurnalcilik, bu Abdülhamid taklitçiliği."

 ÖZKÖK YAZARLARINA KOL KANAT GERDİ

Ahmet Hakan ve Yalçın Doğan'ın, içinde kaldıkları anlaşılan zor durumda imdatlarına bugünkü yazısıyla genel yayın yönetmenleri Ertuğrul Özkök yetişti. Yazarlarını, patrona karşı savunmayı üstlendiği görülen Özkök de hedef tahtasına Suna Vidinli'yi yerleştirdi. Hem de nasıl! İşte Özkök'ün kontrolden nasıl çıkabildiğini belgeleyen bir paragraf:

"Yan masada vahşi bir predator, uzun kulağını size dikmiş.
Dikmiş de ne kelime, masanızın ortasına edepsizce sermiş, sizi dikizliyor, röntgenliyor.
Ahlaksız deseniz yanında melek kalacak.
Terbiyesiz deseniz, hafifletici neden sanacak.
O güzel, savunmasız, tetiksiz halinizin içine eden bir şahsı tasvir edecek kelimeyi bulmak mümkün değil, icat etmek gerekir.
O müzevir kulağın yalapşap dinleyip kendi meşrebine uygun biçimde tercüme ettiği sözleri üç gün sonra ülkenizin Başbakan’ının ağzına pelesenk olmuş görünce ne hissedersiniz?"

Başbakan Erdoğan'ın iftira karşıındaki infialini eleştiren kalemlerin, (Patronu eleştirirken duyulmak gibi) çok daha basit  olaylar karşısında kendilerinden bu kadat kolay geçebilmeleri dikkat çekiyor.

Star

Bu haber 1,264 defa okundu.