İşte son durum! | " /> İşte son durum! | "/>

En Sıcak Konular

Diyarbakır'ı kim alacak: İşte son durum!

19 Eylül 2008 12:16 tsi
Diyarbakır'ı kim alacak: İşte son durum! Diyarbakır’ı kim kazanacak sorusu son günlerin en popüler tartışma konularından. İşte bölgeyi analiz eden Hüseyin Yalman'dan son durum bilgileri...

Hüseyin YAYMAN / Haber 7

Diyarbakır’ı kazanmaktan kast edilen 29 Mart 2009’da yapılacak yerel yönetim seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı DTP’nin mi, yoksa AK Parti’nin mi kazanacağı sorusu etrafında yürütülen bir tartışma.
Diyarbakır, ülke siyasetinin en canlı yaşandığı yerlerden biri. Başta Şevko’nun kahvesi olmak üzere şehrin hemen her mekanında belediye başkanlığı seçimleri hararetle konuşuluyor ve kitabın orta yerinden yorumlar yapılıyor.

Tartışma bu hararetiyle devam ederse görünen o ki Diyarbakır seçimleri bir yerel seçim olmanın ötesine geçecek ve farklı anlamlar yüklenecek. Diyarbakır seçimlerine böylesine bir anlam yüklemek meselenin özünü gözden kaçırarak konuyu anlamsız bir yarışa sokar ki bundan en büyük zararı yine Diyarbakır halkı görür.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini AK Parti kazandığı takdirde, zaten iddialı ve favori olduğu yerel seçimlerde mevcut 12 büyükşehir belediyesinin yanına bir diğerini daha eklemiş olacak. DTP kazandığı takdirde ise zaten iki dönemdir elinde olan ve doğal olarak iddialı olduğu bir ilde başkanlığı yeniden kazanmış olacak. Durum böyleyken meseleyi yeni bir gerilim vesilesi yapmak doğru ve anlaşılır bir tavır değil.

Meselenin bir “kale savaşına” dönüştürülmesi en başta Diyarbakır’ın ve Diyarbakır halkının zararına. Bölge halkı çeyrek asırdır devam eden terör ve şiddetten usanmış halde ve artık huzur istiyor. Sıradan bir yerel seçimi “meydan muharebesine” çevirmek sonunda her iki taraf içinde kazananı olmayan bir zafere dönüşebilir. Bu bağlamda sorumluluk sahibi yöneticilerin daha itidalli ve aklıselim açıklamalar yapması gerekiyor.

Güneydoğu Seçmeni Geçmişte Kime Oy Verdi?

Çok partili hayata geçilip serbest seçimlerin yapılmasıyla beraber bölge halkının da tercihlerinin farklılaştığı ve değiştiği görülmekte. 1950’li yıllarda DP’ye; 1960’lı yıllarda AP’ye ve CHP’ye;1970’li yıllarda CHP’ye, 1980’li yıllarda Anavatan Partisine;  1990’lı yıllarda ise oylarının bir kısmını yeni kurulan HEP’e ve RP’ye veren bölge halkı, bu tarihten itibaren merkez partilerini terk etmeye başladı.

1991 genel seçimlerine SHP ismi altında giren Halkın Emek Partisi, kısa bir süre sonra bu partiden de ayrıldı ve Kürt ulusalcılığını önceleyen bir politikanın sözcülüğünü yapmaya başladı.    

1994 yerel seçimleri bölge için tam bir milat oldu. HEP’in yerine kurulan Demokrasi Partisi’nin 27 Mart 1994 yerel seçimlerini boykot etmesi sonrasında bölge halkı Refah Parti’sine kitlesel bir destek verdi. RP başta Diyarbakır, Batman, Bingöl, Muş, Siirt, Van olmak üzere birçok il ve ilçe merkezinde seçimleri birinci oldu. 

Yerel seçimlerden yaklaşık bir buçuk yıl sonra yapılan 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde bölgede merkez sağ ve sol partilerin oyları iyice azaldı ve bu partiler bölgeden yavaş yavaş silindiler.

Genel seçimlerle yerel seçimlerin aynı tarihte yapıldığı 1999 seçimlerinde bölgede Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) hakim ve tekel parti konumuna geldi. HADEP 1999 yerel seçimlerinde başta Diyarbakır Büyükşehir olmak üzere, Ağrı, Batman, Bingöl, Hakkari, Siirt ve Van dahil toplam yedi ilde belediye başkanlıklarını kazandı.

2004 yerel seçimlerine geldiğimizde ise yine başta Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Batman, Şırnak, Hakkari ve Tunceli illerinde belediye başkanlıklarını kazanan DTP (Demokratik Güç Birliği) aynı zamanda 28 ilçe merkezi ve 32 beldede belediye başkanlıklarını kazandı. DTP son yerel seçimlerde 1999 yerel seçimlerine göre ciddi oy kayıplarına uğradı.

1999’da HADEP’lilerin büyük umutlarla iş başına geldikleri belediye yönetimleri bir müddet sonra önemli bir sorun alanına dönüştü. Belediyelerin halkın gündelik sorunlarını çözmek yerine farklı bir belediyecilik anlayışına yönelmeleri DTP geleneğindeki partilerin yumuşak karnı oldu. Bununla birlikte geçen süre DTP’li belediyelere kimlik siyaseti kadar halkın gündelik sorunlarını da çözmeleri gerektiğini acı bir biçimde öğretti.

22 Temmuz’da Ne Oldu?

22 Temmuz 2007 Genel seçim sonuçları açıklandığında Demokratik Toplum Partisi özelinde yürütülen tartışmaların başında bu partinin Doğu ve Güneydoğu illerinde oy kaybettiği ve artık bölgenin tek partisi olmadığı teziydi. 22 Temmuz sonuçlarıyla başlayan ve artarak devam eden bu tartışmada başta Diyarbakır olmak üzere bölgede illerin belediye başkanlıklarını kimin kazanacağı sorusuyla devam etti.

Bölgede yaşanan toplumsal ve siyasal değişime bağlı olarak DTP’nin önemli bir temsil sorunu yaşadığı, halkın teveccühünü kısmen de olsa kaybettiği birçok yazar ve entellektüel tarafından dile getirildi. Bu yargıların kısmen haklılık payı olmakla birlikte henüz bu tezlerin geçerliliğini sağlayacak henüz ikinci bir seçim olmadı.

3 Kasım 2002 seçimlerine DEHAP olarak giren ve barajının altında kalmanın yanında 1999’da ele geçirdiği üstünlüğü koruyamayan DTP için 22 Temmuz 2007 seçimleri hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Bu sonuçlara çok fazla anlam yüklemenin doğru olmadığını kabul etmekle birlikte bölgede artık yeni bir dönem açıldığını da teslim etmek gerekiyor. 

Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz bölge siyasetini yakından takip eden yazar Şeyhmus Diken “22 Temmuz seçimleri üzerinden yapılacak değerlendirmenin yanıltıcı olabileceğini ve gerçekleri bütünüyle yansıtmayacağını dile getirirken DTP’nin yerel seçimlerde favori olduğunu” belirtti. Bölgede yaşanan AK Parti-DTP rekabeti şimdiden halka hizmet olarak yansımış durumda ve şimdiye kadar DTP’li hiçbir belediye tarafından yapılmayan hizmetler son bir yılda yapılmaya başlandı.   

DTP Cephesinde Son Durum!

Son seçimlerle birlikte AK Parti bölgede ülke ortalamasının üzerinde bir oy oranına ulaştı ve DTP’yi yakından takip etmeye başladı.  Halihazırda bölgede Adalet ve Kalkınma Parti’siyle Demokratik Toplum Parti’sinden oluşan ikili bir parti sistemi mevcut. 1970’li yıllarda bölgede fırtınalar estiren CHP ve Türk solu ise tamamen yok olmuş durumda. 1980 öncesi dönemde CHP’nin yıkılmaz kalesi konumunda olan Diyarbakır, diğer pek çok kale gibi artık el değiştirmiş durumda.

Kürtlerin temsilcisi olma iddiasındaki partiler, HEP’le başladı ve DEP, HADEP, DEHAP’la devam etti. Bu gelenek günümüzde DTP ile sürmekte. DTP için açılan kapatma davasında nasıl bir karar çıkacağı bilinmemekle birlikte son 15 yılda yaşananlar parti kapatmanın çözüm olmadığını herkese gösterdi. Bölgenin ve bölge siyasetinin acilen normalleşmesi ve rutine dönmesi için herkesin konumunu yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.

Önümüzdeki yerel seçimlere projeksiyon yapmak anlamında son iki seçimdeki oy dağılımına baktığımızda seçimlerin aslında ortada olduğunu görülüyor. Diyarbakır il genelinde 2002'de toplam 67.298 oy alan AK Parti, 22 Temmuz seçimlerinde oyunu 189.707'ye yükseltti. Aynı dönemde DTP'nin oyu ise, 236.689'dan, 199.663'e düştü. Yani şuan için arada 10 bin fark bulunmakta. Diyarbakır şehir merkezinde ki rakamlara geldiğimizde ise 2004 yerel seçimlerinde AK Parti 41.534 (% 35) oy alırken 2007 yılında oylarını 68.207’e çıkardı. DTP ise 2004 yerel seçimlerinde 69.287 (% 58) oy alırken 2007’de bunu (diğer bağımsız oylarla birlikte) 93.291’e yükseltti. Rakamlarda görüldüğü üzere DTP ile AK Parti arasında hala ciddi bir fark olmakla birlikte AK Parti için bu fark kapatılmayacak durumda değil.

DTP’nin bu yarışta elini güçlendiren temel unsurların başında AK Parti’nin bölgeyle ilgili vaatlerini söz düzeyinden bir türlü icraata dönüştürememesi ve bölgede yeni bir kalkınma hamlesi başlatamaması geliyor. Sınır ötesi operasyonlar bölge halkı üzerinde negatif bir etki yaparken AK Parti’nin bölgeyle ilgili açılımlar konusundaki ikircikli tavrı insanlarda kuşku doğuruyor.

DTP Osman Baydemir’le Devam

Geçen yerel seçimler aynı zamanda DEHAP için tarihinde bir ilkinde yaşanmasına neden oldu.  Diyarbakır’ın mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, partisinin aday göstermemesi üzerine bağımsız aday oldu ama sonra bu fikrinden vazgeçerek seçimden çekildi. Bu seçimlerde olayların nasıl gelişeceği henüz bilinmemekle birlikte Osman Baydemir isminin şimdilik rakipsiz olduğu muhakkak.

DTP’nin son seçimlerde AK Parti karşısında kısmen de olsa gerilemesinde AK Parti'nin seçim propagandasının önemli tesiri oldu. AK Parti’nin başta mağdur parti rolü olmak üzere, sınır ötesi operasyona pek istekli olmaması, KÖYDES projeleriyle bölgeye getirilen hizmetler,  eğitim ve özellikle de sağlık alanında halkın desteğini alan hizmet seferberliği, Avrupa Birliği üyeliği sürecindeki etkin politika seçim sonuçları üzerine müspet bir etki yaptı. Bu sonuçlarda DTP adaylarının bağımsız olarak seçime girmesinin DTP için negatif bir tesiri olurken aynı zamanda bölge halkının artık değişiklik istediği gerçeğini de bir kez daha gözler önüne serdi.

22 Temmuz seçimleri yerel seçimler öncesi DTP’ye Kürtler’in oyunun “çantada keklik olmadığını” gündelik meselelerini çözecek ve onun oyunu hak edecek bir çaba göstermesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

DTP’nin seçim kampanyasında 2004 yerel seçimlerinde olduğu gibi "oyunu kendine ver" sloganının yanı sıra "seçime gerek yok, başkanımız hazır" sloganlarını yeniden kullanacağı tahmin ediliyor. DTP Osman Baydemir’le şimdilik sonuca daha yakın görünmekle birlikte AK Parti’nin de bu yarıştan kolay kolay kopmayacağı görülüyor.

AK Parti’nin yerel seçimlere daha iyi hazırlanabilmek için il başkanlığına MÜSİAD Diyarbakır Şube Başkanı Ahmet Fikret Öcal’ı getirmesiyle birlikte yerel teşkilatların yeni bir seferberlik ilan etmesi sürpriz olmayacak. Yerel seçimlerin favorisi konumunda olan AK Parti Diyarbakır il merkezi olmasa bile bölgedeki birçok il ve ilçe merkezinde yerel seçimleri kazanabilecek güçte. 

 Bir sonraki yazıda Diyarbakır’ın AK Parti cephesini ve AK Parti’nin Diyarbakır Büyükşehir adaylarının kimler olacağını tartışırken aynı zamanda seçim sonucunu doğrudan etkileyecek temel stratejileri de irdeleyeceğiz.

 



Bu haber 2,352 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,140 µs