'Sen zeki değilsin ki!' | " /> 'Sen zeki değilsin ki!' | "/>

En Sıcak Konular

Turgut'tan Eğin'e: 'Sen zeki değilsin ki!'

13 Ağustos 2008 16:54 tsi
Turgut'tan Eğin'e: 'Sen zeki değilsin ki!' Serdar Turgut, Akşam yazarı için söylenen 'Zeki çocuk ancak homoseksüel' sözüne bir açıklama getirdi. İşte Turgut'un 'Ünlü yazarların karanlık yüzleri' başlıklı yazısı:

Dün Zaman gazetesinde yayınlanan bir haberde geçen konuşmalarda Akşam gazetesindeki bir yazarın isminin baş harfleri verilmişti. Serdar Turgut bugün o yazarı ve yazıda geçen diyaloglara ilişkin bir yazı yazdı.

Serdar Turgut, 'Ünlü yazarların karanlık yüzleri' başlığıyla yazdığı yazıda, Oray Eğin'le arasında geçen diyalogu aktardı.

Turgut yazının girişinde, iyi yazar olmak için gizli bir yönün olması gerekliliğini vurgulayıp, iyi yazarların büyük patlamalar yaşadığını, büyük kavgalar yaptığını belirtti. Öfke ve dedikodunun yazarların hayat standardı olduğunu aktaran Turgut, kendisinin de, yazarların gizli kalan yönlerini öğrenmekten zevk aldığını aktardı. Turgut, "Bu merakım nedeniyle ben, Oray Eğin ile yurtdışı gezilere gitmeye bayılırım. Çünkü o başka gazeteci yazarların hayatlarıyla prensip itibarıyla ilgileniyor ve bunları da bana anlatıyor."

"Büyük Yazarların Gizli Yaşamları" adlı bir kitaptan notlar aktaracağını belirten Serdar Turgut, daha sonra Oray Eğin'le dün yaşadıklarını aktardı.  Zaman gazetesinin haberinde geçen diyalogdaki "Zeki çocuktur, zekidir biliyorsunuz homoseksüeldir ama zeki çocuktur." cümlesini kritik eden Turgut ve Eğin arasında şu konuşmalar yaşanmış: "Eee, ne var ki bunda ancak bir şeyi yanlış biliyorlar. Seninle ilgili söyledikleri sadece bir tek şey hariç doğru’... Ve durdum, komedyenlerin punchline dediği an geliyordu ve bekledim...

Oray attığım topa çıktı ve sordu hangisi yanlış ki?

Sen zeki değilsin ki dedim ve güldük."

Serdar Turgun yazısına ünlü yazarlardan Honore de Balzac, Walt Whitman, James Joyce, Charles Dickens'ın karanlık yüzlerini aktararak devam ediyor.


Serdar Turgut'un Akşam Gazetesi'nde yayınlanan yazısı:

Ünlü yazarların karanlık yüzleri 

Hayatlarını yazı yazarak geçiren insanların mutlaka bir karanlık yüzü de olması gerekiyor. İyi yazı yazmak yaratıcılık ister, sadece rutin olmak, ortalamayı tutturmak yaratıcı olmayı engeller. Hatta yaratıcı olmak için biraz mutsuzluk da bir önşarttır. Bu mutsuzluğun gerçek gerekçelere dayanması gerekmez. Bakarsınız kişinin hayatında her şey düzgün gibidir ve normal olarak mutlu olması gerektiğini düşünürsünüz ama o bedbahttır, herhangi bir şeyi takmıştır kafasına ve mutsuzluğu içinde kendisini yazmaya vurur. En yaratıcı olabildiği dönemler de genelde bu tür dönemlerde olur.

Sürekli yazarak yaşamak bu tür koşullar gerektirdiğinden yazarların hemen tümü hayli tuhaftırlar. Öfke patlamaları ve dedikodu onların hayat standardıdır, çok büyük kavgaları da diğer yazarlarla yaparlar. İnsanın karanlık yüzünü incelemeye özel önem verdiğimden, başka yazarların özel yaşamlarının karanlıkta kalan yanlarını öğrenmekten çok zevk alırım. Kendi karanlık yüzümü de soyut düşüncede kalan çılgınlıkları arada bir yazıya döküp paylaşmayı da ihmal etmem. Bu paylaşmayı da yapamazsam tamamen çıldıracağımı biliyorum. O yüzden bazı yazılarım kendimin tahammülünü bile zorlayabilen edepsizlik düzeyini başarıyla tutturur.

Bu merakım nedeniyle ben, Oray Eğin ile yurtdışı gezilere gitmeye bayılırım. Çünkü o başka gazeteci yazarların hayatlarıyla prensip itibarıyla ilgileniyor ve bunları da bana anlatıyor. Ben gazeteci yazarlarımızın hayatlarını merak etmiyorum, onların hayatlarını en az kendiminki kadar sıkıcı buluyorum. Sadece Oray anlattığında içine lezzet kattığından, dinlemekten keyif alıyorum.

Onunla New York’ta gezerken bir gün Barnes and Noble Kitabevi’nde elimize bir kitap geçti. Tabii ikimiz de çok heyecanlandık ve satın aldık. ‘Secret Lives of Great Authors’ (Büyük Yazarların Gizli Yaşamları). Düşünebiliyor musunuz öğrenmeye takmış olduğum konuda yazılmış bir kitap bulmuşum dayanmak mümkün mü, o an satın alamasaydım muhakkak bir sinir krizi geçirirdim.

Bu kitaptan derlediğim bazı bilgileri bugün size aktaracağım. Bilgilerin diğer bölümlerini önümüzdeki yazılarda, yavaşça lezzeti uzun döneme yayarak anlatacağım.

 Oray Eğin

Dün öğle saatlerinde Oray beni telefonla aradı. ‘Zaman Gazetesi’nde hakkımda çıkan haberi okudun mu?’ diye sordu. Okumadığımı söyleyince de yazılanları anlattı. Ben de bir espri yaptım, karşılıklı güldük. Ben de ‘Mademki güldün, ben bunu yazmak istiyorum ne dersin’ dedim, çok iyi olur yaz dedi.

Zaman Gazetesi’ndeki ‘telefonu dinlenen Ergenekon sanıklarının sırları ortaya döküldü’ başlıklı haberde İlhan Selçuk ve İbrahim Yıldız arasındaki telefon görüşmesinin kayıtları yer alıyor.

İlhan: Bir şey söyleyecektim sana bu. O...E... diye bir çocuk var AKŞAM

İbrahim: AKŞAM Gazetesi

İlhan: O, bugün bir din yazısı yazmış, yani din tehlikesi üzerine. Aleviler, Sivas mivas okumadıysan bir göz at...

İbrahim: Zeki çocuktur, zekidir biliyorsunuz homoseksüeldir ama zeki çocuktur.

İlhan: Hı öyle imiş, öyle şeyler de iyi şeyler de yazmıyordu falan fakat bu yazısı iyi.

Arkadaşım bana bunu anlatınca dedim ki ‘Eee, ne var ki bunda ancak bir şeyi yanlış biliyorlar. Seninle ilgili söyledikleri sadece bir tek şey hariç doğru’... Ve durdum, komedyenlerin punchline dediği an geliyordu ve bekledim...

Oray attığım topa çıktı ve sordu hangisi yanlış ki?

Sen zeki değilsin ki dedim ve güldük.

Hayatta tanıdığım en zeki insanlardan birisi olan bir insanla bu şekilde konuşmak imkanını bulduğum için de çok mutlu oldum.

Honore de Balzac

Büyük yazarın özel yaşamı tam bir insanlık komedisi şeklinde geçiyordu ve onunla sosyal ortamlarda bir arada olanlar genellikle ondan tiksiniyorlardı. Temizlik kurallarına hiç önem vermezdi. Sofrada onu yemek yerken görmek insanın midesini bulandırabilirdi. Yerken konuşurdu ve ağzından etrafa sürekli yemek saçardı. Pornografiye düşkündü. Yazmış olduğu 79 eserden bazıları pornografik olarak nitelendirilebilecek içerikteydi.

Balzac’ın kafein bağımlılığı vardı. O dönemde henüz Starbucks daha ortada olmadığından, Balzac Türk kahvesi içerdi. Günde ortalama 50 adet Türk kahvesi içtiği biliniyor.

Bunun dışında çay tiryakisiydi de. Çin’den gelen egzotik çay karışımlarına bayılırdı.

Sürekli parasızlık çektiği için tamamen boş olan bir evde mobilyasız yaşardı. Hayalinde parası olsaydı evini nasıl döşeyeceğini kurmuştu. Evin çeşitli yerlerine yapabilseydi o noktaya koyacağı mobilyanın adını yazıp asmıştı. Mesela salon duvarında şöyle yazılar bulunuyordu; ‘Şömine’, ’büyük bir ressam tarafından çizilmiş bir resim’ ve ‘kütüphane’ gibi diğer tüm odalarda da oraya yakışacağını düşündüğü eşyanın isimleri duvarda asılıydı.

Balzac seks yaparken orgazma ulaşmaktan korkardı. Çünkü ejekülasyonun enerjisini yok edeceği gibi tuhaf bir endişesi vardı.

Bir keresinde kendisini tutamayıp orgazm olduğunda kadına ‘şu anda bir roman ortadan yok oldu’ diye konuştuğu biliniyor. Orgazm oldu diye o romanı yazamayacağını gerçekten düşünüyordu.

Gördüğünüz gibi büyük bir yazar olmasaydı Balzac, kesinlikle tımarhaneye kapatılacak kadar deliydi. Belki de deli olduğu için o büyük romanları yazabilmiştir.

Walt Whitman

Leaves of Grass adlı çok çok etkileyici eserin yazarı-büyük şair, mastürbasyon bağımlısıydı.

Onun mastürbasyon bağımlılığı üzerine birçok doktora tezi yazılmıştır.

Mastürbasyon temalı şiirleri de vardır.

Eşcinseldi ve beğendiği adamlar hakkında sürekli notlar tutardı. Adamın fiziğinin neresini beğendiğini yazardı ve bazılarına onunla yattığı tarihin de notunu düşerdi.

Bir gün Oscar Wilde onunla tanışmak için evine misafir geldi.

Bu, ateşe benzinle yaklaşmak gibi bir şeydi tabii ki.

Wilde, ona şiirini nasıl da çok sevdiğini söyledi. Walt Whitman ise biraz bekledi ve sonra aniden Oscar Wilde’ı dudaklarından öptü. Sonra neler olduğunu kimse tam bilmiyor.

Yaşlanınca Walt Whitman garip bir adet geliştirdi. Banyosunu doldurup içine girer bir yandan viski içerken öte yandan da başucunda duran Abraham Lincoln fotoğrafına bakarak Amerikan Milli Marşı’nı defalarca bağırarak söylerdi.

Walt Whitman, Abraham Lincoln’e sırılsıklam âşıktı.

James Joyce

Büyük ustanın seks yaşamı hayli ilginçti. Nora Barnacle adlı sevgilisi tarafından aşağılanmak, köpek muamelesi yapılmak ve dövülmekten hoşlanırdı.

Bu konudaki arzularını ifade eden mektupları da vardır.

Ayrıca kadınların iç çamaşırlarını koklardı, ilgisi büyük kalçalı kadınlara yönelikti ve kadının yellenmesinin kokusu da onu tahrik ediyordu.

Bunları açıkça yazıp ifade ettiği için biliyoruz.

Bu bilgilerden sonra Finnegans Wake ve Ulyesses adlı, okurken insanı şaşırtan adeta dayak yemişe çeviren romanları tekrardan okumak gerekiyor.

Charles Dickens

Bu dev yazarın bir morg takıntısı vardı. Özellikle Paris şehrinin morguna bayılırdı.

Morga girer ve cesetlerin arasında saatler geçirirdi.

‘Anlayamadığım bir güç beni oraya çekiyor’ derdi Dickens.

Şehir morgunda sahiplenilmemiş cesetler yatıyordu.

Belki de Dickens fakir şehir insanlarını mükemmel anlatabilmek yeteneğini bu takıntısına borçludur. Onunla çağdaş olan Edgar Allan Poe’nun da vahşi cinayetleri detaylı incelemek gibi bir takıntısı vardı. Dickens bu tür olayları çekici bulmayı ‘iğrenme duygusunun çekiciliği’ şeklinde tanımlıyordu.

 



Bu haber 1,119 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,113 µs