Devlet süvari beygirine 2.185 YTL ödeyecek

0 0 0000 00:00 tsi
Gelişen teknoloji nedeniyle Osmanlı dönemindeki önemini yitirdiler. Ancak kendilerine hala ödenek ayrılıyor. Süvari birliklerine tahsis maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ne önümüzdeki yıl alınacak süvari beygirleri için ayrılan bütçe belli oldu.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2 Kasım'da görüşülmesine başlanacak olan 2007 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa tasarısında ordu ihtiyacı için alınacak hayvanlar için ne kadar ödeneceği saptandı.

Beygir ve katırın yanı sıra kurt ve kangal köpekleri için ödenecek paraya bakıldığında, geçen yıla oranla en yüksek artış yüzde 4.17 ile topçu beygirinde gerçekleşti. Yine tasarıdaki cetvele göre orduya alınacak en pahalı hayvan 2.100 YTL ile süvari beygiri olacak. Ordu ihtiyacı için alınacak hayvanların fiziki koşulları ile sahiplerine ödenecek miktarlar ise şöyle:

Hizmeti              Cinsi         Yüksekliği   Göğüs Çevresi      Birim Fiyatı
 
Süvari Bineği     Beygir        1.45 (en az)   1.65 (en az)          2.185
Topçu Bineği     Beygir        1.50 (en az)   1.70 (en az)          1.750
Diğer Binekler   Beygir        1.43 (en az)    1.60 (en az)         1.695
Mekkare           Beygir        1.36 (en az)   1.52 (en az)          1.200
Mekkare           Katır          1.36 (en az)   1.50 (en az)          1.145
Köpek              Kurt                                                                830
Köpek              Kangal                                                            395

Mekkare Osmanlı'dan beri var

Bu yılki bütçe yasasında ise süvari beygirine 2.100, topçu beygirine 1.680, diğer beygirlere 1.630, mekkare (Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır vb. hayvanlar) olarak kullanılan beygire 1.155, mekkare olarak kullanılan katıra 1.100, kurt köpeğine 800, kangala ise 380 YTL ödenebileceği benimsenmişti.

Bugün askeri müze ve kültür sitesi olarak kullanılan Harbiye Binasında, 19 ve 20. Yüzyıl binicilik ve süvari sınıfıyla ilgili malzemelerin teşhir edildiği bir "Binicilik Salonu" da bulunmasına karşın, geçmişte süvari birlikleri büyük önem taşıyordu. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşında kazanılan zafer sonunda, Türk Kara Kuvvetleri, Cumhuriyet Döneminin başında ikişer tümenli 9 kolordu ve 3 süvari tümeninden oluşan üç Ordu Müfettişliği halinde teşkilatlanmıştı. İlk tank birlikleri 1934 yılında oluşturulmasının ardından komando ve paraşüt birlikleri de kuruldu. Ordu Komutanlıkları, 1949 yılında teşkil edilen Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlandı ve sonuçta modernleşme sürecinde Türk Kara Kuvvetleri süvari birliklerini lağvederken, motorize hale getirilen birliklere önem verildi. Ancak 1954-1955 arasında Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yükselen Orgeneral Ahmet Nurettin Baransel de geçmişte süvari tümen komutan vekilliği yapmıştı. Günümüzdeyse neredeyse sadece gösteri birlikleri ve askeri spor merkezlerinde görmeye alıştığımız binek hayvanlarına, halen geçit vermez arazilerde yine büyük iş düşüyor. ABD de Afganistan'da kimi bölgelerde mühimmatını katırlarla taşımak zorunda kalmıştı.

Harbiyede atla terapi uzmanı

Bu arada son olarak 15 Nisan 2006'da Atlı Spor Merkezinde "Kara Kuvvetleri Süvari Günü"nü gerçekleştiren Kara Harp Okulu Komutanlığı, iki adet Atla Terapi Uzmanı almak için harekete geçti. 35 yaşından gün almamış, fizik tedavi ve rehabilitasyon yüksekokulu veya özel eğitim öğretmenliği/uzmanlığı bölümü mezunu kadın ve erkeklerin, sözleşmeli personel olmak için 17 Ekim'de tamamlananan başvurularının değerlendirilmesi ve sınavın ardından işe başlayacak Atla Terapi Uzmanları aylık brüt olarak 845,57 YTL alacak.

Hipoterapi nedir?

"At, avrat, silah" üçlemesi sayesinde Türkler için büyük önem taşıyan atların, özürlülerin tedavisinde ne zamandan bu yana kullanıldığı net olarak bilinmiyor. Ancak tarihi kayıtlar ata binmenin fiziksel ve duygusal yararlarının antik Yunana kadar dayandığını gösteriyor. Hipokrat'ın (MÖ 460 ? 377) "Doğal Egzersiz" yazısında ata binmekten bahsettiği biliniyor. Atların fiziksel ve zihinsel sorunları olanlar için terapi amaçlı kullanılması yöntemine "hipoterapi" adı veriliyor. Hipoterapi, doğayla iç içe ortamlarda fizyoterapistler eşliğinde yapılıyor. Fizik, konsantrasyon ve denge hareketlerinden oluşan hipoterapiyle kişinin kendine güvenin artması, sinir ve dolaşım sisteminin düzenlenmesi amazlanıyor. Bu konuda Türkiye'de de birçok sivil özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi bulunuyor.

ANKA

Bu haber 1,887 defa okundu.