En Sıcak Konular

Başbakan'ın temposu ve Başbakanlık Sistemi

0 0 0000 00:00 tsi


Önce Sovyetler Birliği için ardından Rusya için yapılan bir genelleme var. Sanırım bize de uyuyor.

Rusya, 'Korkunç' İvan'dan beri güçlü çarlarla yönetildi. Bizde de Fatih Sultan Mehmet'ten beri aynı durum söz konusu.

Rusya ne zaman zayıf ve iyi yönetmeyi beceremeyen çarlara denk gelse sıkıntıya girdi, en sonunda da 1917 Devrimi oldu. Ama ardından yeniden 'çar'lar ortaya çıktı. Stalin, her bakımdan 'Korkunç' İvan'dı, zaten onu kendine örnek alıyordu.
Bizde zayıf padişahlar yönetimi epey uzun sürdü, bürokrasinin sayesinde. Ama son görece güçlü padişah Abdülhamid'in ardından imparatorluğun dağılması çok da uzun sürmedi, 10 yıl içinde ülkenin başkenti işgal edilmiş, topraklarının yüzde 80'den fazlası kaybedilmişti.

Ama Anadolu Devrimi kendi güçlü adamını çıkardı, önce Atatürk ardından İsmet İnönü yeni rejimi 'demir yumruk'larıyla yerleştirdiler.
Çok partili dönemin öylesi güçlü adamları olmadı. Belki Adnan Menderes 10 yıllık iktidarında mutlak güç sahibiydi ama o kadar işte.

1960 darbesinin ardından Türkiye çok partili demokrasiyi kökleştirmeye çalıştı. Ama demokrasiye doğru yönelindikçe bu kez 'güçlü' tek adamlar siyasi partilerin içinden çıkmaya ve tek adamlıklarını orada sürdürmeye başladılar.

Bence artık hoşumuza gitmese de kabul etmeliyiz: Biz de, aynen Rusya gibi, güçlü tek adamlar arıyoruz, onları seviyoruz.

Bakın siyasi partilerimizin genel başkanlarına... Aslında hepsi padişah gibiler. Bakın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a... Kendisi bırakmadıkça Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanlığından kimse onu indiremez. Aynı şey Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal için de geçerli. Bakın Milliyetçi Hareket Partisi'nde genel başkan Devlet Bahçeli'ye neredeyse rakip çıkmasına bile engel oluyorlar.

Biz parti içi demokrasi diye bağırdıkça partilerimiz daha otokratlaşıyor, daha beter tek adam yönetimine doğru gidiyorlar.

Belki de parti içi demokrasi isteyen bizler yanılıyoruzdur ve bizde siyaset kültürü böylesi bir padişahlık sistemini için için arzu ediyordur.
Bir de bu açıdan bakmak gerek belki de.

Partilerimiz böyle de, o parti liderleri iktidara geldiklerinde durum farklı mı? Milletvekilleri onların iki dudağının arasında. Geçenlerde tanıdığım bir milletvekiline de aynı şeyi söyledim, 'Senin aslında bir seçmenin var, genel başkanınız. Kendini ondan başka kimseye beğendirmekle görevli değilsin' dedim.

Gerçek de böyle aslında. Çünkü seçmenler de daha çok genel başkanlara oy veriyor, milletvekili listesine değil.

Bu durumda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yoğun bir tempoda yaşayıp sonra da açlıktan baygınlık geçirmesi son derece doğal. Biz Başkanlık Sistemi'ni tartışmaya bile açamıyoruz bir entelektüel terör yüzünden ama kimse bize sormadan memlekete Başbakanlık Sistemi'ni getirip yerleştirdi bile



Bu haber 237 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,800 µs