En Sıcak Konular

Başbakanın şekerini kim düşürdü?

0 0 0000 00:00 tsi
Başbakanın şekerini kim düşürdü? Erdoğan'ın rahatsızlığıyla ilgili "suikast" göndermesi yapan Taha Kıvanç, "birşeyler olabileceğine ilişkin kuşkusunu" yazmıştı. Şimdi "demedim mi?" diyor. iyibilgi ise Başbakan Erdoğan'ın son 48 saati gözden geçirilerek vücuduna giren her türlü maddenin k

AKP'nin iç dinamiklerine yakınlığı ve detaylı analizleriyle tanınan Yeni Şafak'ın yazarı Taha Kıvanç bugünkü yazısını şu cümleyle bitiriyor; "Bu arada, dün yaşanan telâş size 'alter ego'mun kısa süre önce bana anlattıklarını hatırlattı mı?" 
 Kıvanç'ın "hatırlattı mı" diye sorduğu yazısı 26 Eylül 2006 tarihinde kaleme aldığı  "Alter Egom Konuştu" başlıklı yazısı. Bu yazının ilgili bölümü ise oldukça rahatsız edici bir şüpheyi dillendiriyor; "İlk türden tehdit, yani Ak Parti'ye cumhurbaşkanı seçtirmemek ve seçimden başarısız çıkarmak isteyenlerin çabası, daha başka yollarla da sonuç alabilir. Bugüne kadar sürdürülen kampanyalarda kısmen başarılı oldular da. O çevrelerin göze alabileceği eylemlerin ne türden olabileceğini Türkiye'nin son 50 yıllık tarihinde sahneye konulmuş oyunlardan biliyoruz: Şahsiyet karalamalar, orada burada patlamalar, terörün daha da azması, küçüklü-büyüklü suikastlar..." Kıvanç yazısında asıl tehdidin "dış kaynaklı" olabileceğinin de altını çiziyor ve buna ilişkin gerekçelerini sıralıyor.
Esasen bu şüphenin üzerinde muhakkak durulması gerekiyor. Gerekçelerinin mantıklı olup olmamasının ötesinde, bir ülkenin liderinin bu türden ve "basit" gibi görünen rahatsızlığının ardında bir şeyler bulunup bulunmadığı muhakkak araştırılmalı. Zira günümüzde liderlere yönelik tehditler salt silahlı saldırılarla sınırlı değil. Hatta biraz modası geçmiş olarak da kabul ediliyor.

TSK komutanlarına zehirli kahve içirilmeye çalışılması ve sadece bir-iki saniye ile küçük bir şüphe yüzünden durumun fark edilmesi gibi bir örneği hatırlamak yeterli olacaktır. Keza Cumhurbaşkanı Özal'ın ölümü üzerinde yıllardır süren suikast iddiaları da bu örneklere iliştirilebilir. O zaman da Turgut Özal'ın saçından bir tutam kesilerek adli kriminoloji testlerine tabi tutulmuştu.

Hazır oruç ve aşırı yorgunluk türünden mazeretler el altındayken, konu "uzmanlarının", akla ilk gelecek rahatsızlığı "tetikleyecek" bir maddeyi Başbakan'ın en azından son 24 saatine geri dönerek araştırması şart.

Peki bir komplo teorisi olarak görüp, hiç önemsemeyebilir miyiz? Elbette. Ancak bu savsaklama ancak sokakta yürüyen insanlar için geçerli olabilir. Başbakan'ın sağlığı bir ulusal güvenlik meselesi olarak görülüyor hem dünyada ve elbette bizde.

Bundan iki gün önce makam arabasının yedek anahtarının Başbakanlık garajında tutulduğu söylense, "e, ne olacak yani" denilip geçilirdi... Ya şimdi!



Bu haber 388 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,137 µs