Gül sonuna kadar dik durabilecek mi?

Zamanında Özal Çankaya’da çok radikal denecek değişiklikler yapmıştı: Halktan insanların dertlerini bizzat Köşk’te dinlemiş, burada sanatçıları ağırlamış ve Köşk’ün o zamana kadar ki soğuk ve resmi havasını baya bir dağıtmıştı. Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasının Köşk’te radikal değişikleri de beraberinde getirdiğini söyleyebilir miyiz?

Benim gördüğüm kadarıyla radikal denecek hiçbir şey yapmadı. Evet Gül de Köşk’e sanatçıları davet etti ama bu radikal denecek bir şey değil. Yani bu tür şeyler normal insani tavırlardır. Cumhurbaşkanın kişiliği tabiî ki burada işin içine giriyor. İçe dönük bir insan cumhurbaşkanı olduğu zaman daha az sosyal temas kurar; dışa dönük bir başka kişi daha fazla temas kurar. Birisinin çevresi geniştir, ötekinin dardır; biri insandan hoşlanır, diğeri hoşlanmaz; yani çok bireysel bir iştir cumhurbaşkanlığı.

Şu ana kadar Abdullah Gül nasıl bir cumhurbaşkanı profili çizdi?

Yadırganacak bir cumhurbaşkanı olmadı. Hiçbir gün ‘bu nasıl cumhurbaşkanı’ diye düşünmeme neden olmadı. Mesela önceki cumhurbaşkanı pek çok kez ‘bu nasıl cumhurbaşkanı ya’ dedirtmişti.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Anayasa Mahkemesi’nde yargılanmayı reddetmesi, önümüzdeki günlerde nasıl bir etki yaratır?

Bence doğru bir tavır sergiliyor. Şu anda siyasetçilerin göstermesi gereken siyasetçilerin göstermesi pek de mümkün değil… Gözüken o. Ama burada bir Cumhurbaşkanı var ve onun karşısında da meşruiyet sınırını epeyce ihlal etmiş bir Anayasa Mahkemesi var. Şimdi Cumhurbaşkanı’nın bu tavrı böyle bir sorunun var olduğunu ve bütün bir toplumun gündemini teşkil ettiğini teyit ediyor. Dolayısıyla Gül’ün tavrı doğru bir tavırdır.

Sabih Kanadoğlu Anayasa itibariyle Abdullah Gül’ün yargılanmasının mümkün olmadığını ama Gül’ün kendisinin etik icabı yargılanmayı kabul etmesi gerektiğini söyledi. Hakikaten Cumhurbaşkanı açısından böyle bir ‘etik mecburiyet’ söz konusu mu?

‘Etik icabı’ dediğiniz zaman herkesin etik davrandığı bir yerden bahsediyorsunuz. Yargı öyle davranıyor olsaydı belki öyle bir şey söylenebilirdi ama yargı etik davranmıyor zaten; problem bu.

Peki, Abdullah Gül’ün bu çıkışı AKP’nin kapatılma davasının seyrini değiştirebilir mi?

Ben sanmıyorum… Bu verilmiş olan bir karar ve onu hayata geçiren tek tek insanların bürokratik mevkilerini kullanmalarıyla olan bir prosedür. Ve o kararı vermiş insanlar ‘içerden’ bir karar değişikliği yaşamazlarsa şu veya bu nedenle başladıkları işin sonuna kadar gidecekler. Çünkü yarı yolda durmaları, kendileri için daha riskli olabilir. Dolayısıyla AKP’yi kapatacaklar diye düşünüyorum.

Bundan sonra Abdullah Gül’ün üzerine gitmeye devam edecekler mi yoksa ‘tamam’ deyip burada duracaklar mı?

Yani bu orta yerde durabileceğiniz bir şey değil. Yapılacak olan, mümkün olduğu kadar bu çalışmayı büyütmek ve öyle bir noktada AKP’yi kapatmak ki en azından medyanın bir bölümü ‘e bunlar da hak etmişti’ desinler. Dolayısıyla çatışmanın giderek yükselmesinin peşinde olacaklardır.

Yani Abdullah Gül’ün üzerine gideceklerdir diyorsunuz?

Evet öyle diyorum .       

www.iyibilgi.com özel Erkam Can