Ülke işgal mi edilecek?

3 Haziran 2008 14:30 tsi
Ümit Kardaş ile Genelkurmay'ın gayr-i nizami harp planı hakkındaki röportajımıza devam ediyoruz. Bugün planda geçen 'işgal' kelimesini irdeliyoruz. Ülkenin demokratikleşmesi ile işgal arasında nasıl bir bağlantı kuruluyor? Bunun militarizmle alakası ne

Röportajın birinci kısmı için lütfen tıklayınız

Plan sadece PKK’ya yönelikmiş gibi değil… İşgal kelimesi kullanılıyor.  PKK işgal yapacak bir örgüt değil…

Bakın aynı konuya geliyoruz. Parlamenter gözetim ve denetim istemeyen bir bürokrasi var.

O zaman demokrasinin işgali mi kastediliyor?

Gayet tabii… Düşünün ki toplum mühendisliği yapan bir örgütlenme var devlet içerisinde. Biz de diyoruz ki, “gel seni gözetelim”. Türkiye demokratikleştikçe, hukuk devleti oldukça da o oluşumda bir kaygı, panik hali oluyor. Bu durumda düşman kategorisine girecek olanların demokratikleşmeyi, sivilleşmeyi isteyenler, AB taraftarı olanlar olacağı belli. Çünkü bunlar, kendi iktidarının bekası için tehlike olarak görülüyor.

O zaman demokratikleşmenin askeri zihniyetteki tercümesi işgal kelimesi mi?

Biraz paralel oluyor... Askeri bakışla bunu ancak böyle kategorize etmek durumunda, içini de sonra kendisi dolduracak. Toplum da ideolojik aygıtlar ve medya yüzünden sorgulanmaz bir durumda. “Demokratikleşme istiyoruz diyorlar ama bunlar hain, ülkeyi bölecekler” şeklinde propaganda yapılıyor işte. Tehlikeleri demokratik ülkelerde meclis tartışır ve kabul eder. Az önce bahsettiğim gibi, organizasyon, anlayış ters: Milletten önce devlet gelir deniyor.

Bu illegalleşme, yani düzenli ordunun demokratikleşmeyi önlemek için gayr-i nizami yapılanmaya gitmesinin bizzat kendisi, ülkeyi korumak adına yapılıyor olsa da, ülkeyi parçalayan tehlikeli bir etken değil midir?

Tabi… Böyle bir anlayış ülkenin parçalanması demek… Taşınması zor… Demokrasi ve ülkenin geleceği açısından kötü bir gelişme bu. Maalesef kapatma davasıyla zayıflatılmış bir siyasi irade var. Güçlü bir demokrasi ve siyaset olsaydı böyle bir gelişme olmazdı, hatta var olan yapı sorgulanırdı…

Toplumda bu tür şeyleri gören bir göz var. Ergenekon, Hudson gibi son gelişmelerle bu sorgulama da yavaş yavaş geliyor gibi geliyor bana. Bu yeterli düzeye gelip militer hegemonyanın kırılmasını sağlar mı? Siz umutlu musunuz?

Toplumsal sorgulama başladı. Bu olumsuz gerilemeyle ne Türkiye kendini bir yere götürebilir, ne de dünya ve vatandaşlar böyle bir Türkiye’yi taşıyamaz. Dolayısıyla ben orta vadede Türkiye’nin bu kaostan çıkıp demokratikleşme yolunda ilerleyeceğini düşünüyorum. İktidarını kaybetmek istemeyenler son kozlarını oynadıkları için demokrasi ve siyaset zayıflatılmış görünüyor, ülke kaotik bir sürece de girebilir gibi görünebilir ama benim öngörüm bu yönde…

Son kozlarını oynuyor olmaları, artık yapacak bir şeyleri olmaması ve bu kadar güçlü olmaları tehlikeyi artıran bir şey değil mi?

Tehlikeyi artırabilir, ummadığımız bir şeyler de olabilir, bedeller de ödenebilir ama onların öngördükleri yapı başarılı olmaz…

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş

-BİTTİ-

Bu haber 1,191 defa okundu.