İlginç Mütalaa

2 Haziran 2008 10:18 tsi
Yalçınkaya, esas hakkındaki mütalaasında Çömez’in partiyi eleştirdiği için ihraç edildiğini savundu. Çömez, son dönemde AK Parti ve Başbakan Erdoğan aleyhtarı eylemleriyle sürekli gündeme geliyor

YARGITAY Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti’nin kapatılması davasına verdiği esas hakkındaki görüşünde ilginç değerlendirmelere imza attı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dahil 71 kişiye siyasi yasak getirilmesini isteyen Yalçınkaya, Turhan Çömez’in AK Parti’den ihraç edilmesini ise eleştirdi.

UYARI CEZASI YETERSİZ, İHRAÇ EDİLMELİ

ESAS hakkındaki görüşünde iddianamede suçlanan kişiler hakkında AK Parti’nin disiplin soruşturması açmadığını savunan Yalçınkaya, ‘tüm kamu kurumlarında başörtüsü serbestisi istediği’ için uyarı cezası alan Konya Milletvekili Hüsnü Tuna’ya verilen cezayı da yetersiz buldu. Yalçınkaya ‘uyarı’ cezasının yetersiz olduğunu, Tuna’nın partiden ihraç edilmesi gerektiğini savundu. AK Parti’den ihraç edilen Turhan Çömez’i savunan Yalçınkaya, Çömez’in parti yönetimini eleştirdiği için ihraç edildiğini öne sürdü.

YORUMLARDA GÜL’E KADAR UZANDI

MÜTALAADA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yargılanması konusunda ilginç bir yorum yeraldı. Başsavcı, ‘Cumhurbaşkanı davada taraf durumunda olmadığından yargılanması durumu mevzubahis değildir. Dava kabul edilip siyasi parti kapatıldığında, kendiliğinden gelen hukuki ve demokratik kurallara uygun sonuçları olacaktır’ dedi. Başsavcı’nın, bununla Gül’e yasak gelmesi halinde cumhurbaşkanlığının sona ereceği imasında bulunduğu belirtildi.

NEVİN BİLGİN

Konuşan da suçlu susturmayan da

BAŞSAVCININ TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı anayasa profesörü Burhan Kuzu hakkında siyasi yasak isteme nedeni de oldukça ilginç gerekçeye dayanıyor. Mütalaada, Burhan Kuzu ile AK Parti MKYK üyesi Ayşe Böhürler’in17 Ocak 2008 günü Show TV’de katıldıkları bir programı hatırlatan Yalçınkaya, programda Ayşe Böhürler’in tüm kamu görevlilerinin türbanla görev yapması gerektiğini söylemesine, Kuzu’nun itiraz etmemesini siyasi yasak için gerekçe sayıyor. Başsavcı Yalçınkaya bu iddiasına karşılık eski AK Parti Milletvekili Abdullah Çalışkan’ın ‘yeşil devrim’ ile ilgi sözlerini delil sayarken, aynı toplantıda buna parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün’ün itiraz etmesini görmezden geldi.

Delillerin suç olması gerekmez

BAŞSAVCI Yalçınkaya mütalaasında, hukuki açıdan ilginç bir tez daha ortaya atarak kapatmaya konu eylemlerin ceza hukuku kapsamında suç olma zorunluluğu bulunmadığını savundu. Yalçınkaya, parti kapatmanın ‘ceza’ olmadığını belirtirken, ‘Siyasi parti kapatma davaları kendine özgü bir dava türü olduğu gibi uygulanan yaptırım da ceza hukuku anlamında bir ceza değildir’ dedi.

HUKUKÇULAR TEPKİLİ

KAPATMAYA konu eylemlerin sadece işlenmiş olmasının yeterli olduğunu iddia eden Yalçınkaya, ‘Bu eylemlerin hükmen sabit olma koşulu da aranmamaktadır... Kapatmaya konu eylemler hakkında açılmış ve mahkumiyetle sonuçlanmış davaların olup olmaması sonuca etkilidir’ diye de ekledi. Ancak Yalçınkaya’nın tezine karşı çıkan hukukçular, ‘Söz konusu uygulama ile keyfiliğin önü açılır’ görüşünde hemfikir.

‘Siyasi partilere deli gömleği giydirirsiniz’

BAŞKENT Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Mehmet Turhan: ‘Eğer suç niteliği taşımayan eylemleri parti kapatmaya delil sayarsanız ifade özgürlüğü tehlikeye girer. O zaman siyasi partilere deli gömleği giydirmiş olursunuz.’

MARMARA Üniversitesi Hukuk Fakultesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mustafa Şentop: ‘Yürürlük bakımından doğru ancak hukuk bakımından kesinlikle doğru değil.’

Prof. Hüseyin Hatemi: ‘Yargıtay’ın bu cümlesine asla katılmıyorum. Suç teşkil eden beyana gerek yok demek keyfiliğe kapı açmaktır.’

Emekli Askeri Hakim Ümit Kardaş: ‘Bu bir yaptırımdır, keyfi işlemdir. Bir nevi hukukun zorla anayasallaştırılması, eğilip bükülmesi anlamına gelir.’ 

star

Bu haber 339 defa okundu.