En Sıcak Konular

"İrticacı medya" hayal kırıklığına uğradı!

0 0 0000 00:00 tsi
Sezer'in "sert olacak" denilen konuşması tam 46 kez "laiklik" kelimesini kullansa da "yumuşak" geçti… Org. Büyükanıt'a uzatılan mikrofonlar geri çevrildi… Komutanlar sustu, demokrasi konuştu… İşte bir düş kırıklığının kısa hikayesi…

Sonbahar başladığından bu yana medya "sert olacak, darbe vuracak" türünden betimlemelerle haber yapıyor. İki konuşma bunun en güzel örneği… Cumhurbaşkanı Sezer'in dün yaptığı Meclis açılış konuşması ile Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın bugün yapacağı ve televizyonlardan canlı olarak yayınlanan konuşma…

Bu iki konuşma da basın tarafından günler öncesinden duyuruldu. Elbette "hükümete sert mesajlar gelecek" önyargısıyla. Bu bir önyargı mıydı yoksa bir temenni mi, okuyucunun yorumuna kalmış. Fakat basının Sezer'in konuşmasına yaklaşımı ile Org. Büyükanıt'ı, ağzından laf almak için adeta sıkıştırması görülmeye değerdi. Bu öyle bir sıkıştırmaydı ki Genelkurmay Başkanı'nın eşi Bayan Büyükanıt'ı bile çileden çıkarmaya yetti. Hükümet ile ilgili ısrarlı bir soru yüzünden Hürriyet muhabiri terslendi. Bunları şimdilik bir kenara bırakıp Sezer'in konuşmada ne gibi mesajlar verdine eğilelim.

"Güçler ayrımı birbirine üstünlük değildir!"

Sezer öncelikle Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirtti. Hukuk devletinin vazgeçilmez öğesinin erkler ayrımı olduğunu belirten Sezer, bunun bir üstünlük sıralaması olmadığını söyledi. Sezer, Cumhurbaşkanı ve yargıya verilen yetkilerin bir denge unsuru olduğunu vurguladı. Bunun yetkilerin kısıtlanması anlamına geldiğini belirten Sezer, böylece hukukun üstünlüğünün sağlanmak istediğini belirtti.

"Yargı bağımsızlığı herkes için gerekli"

Konuşmasında yargı bağımsızlığının önemine değinen Cumhurbaşkanı Sezer, yasama ve yürütmenin yargının siyasallaştırılmasından kaçınması gerektiğini, zira bağımsız bir yargıya herkesin ihtiyacı olduğunu belirtti. Sezer anayasal sisteme göre rejim yönünden denge ögesi olan kurumların kararlarının, salt o kurumu oluşturan görevlilerin getiriliş yöntemine dayanılarak eleştirilmesi ve etkisizleştirilmesinin doğru olmadığını söyledi. Ayrıca Sezer devletin ve rejimin sürdürülebilmesi için seçilmişler kadar atanmışların da görevi ve sorumluluğu olduğunu vurguladı.

"Adil bir seçim sistemi şart!"

Cumhurbaşkanı Sezer konuşmasında seçim sistemine de değindi. Adil bir seçim sistemi için istikrardan, istikrar için de adil ber seçim sisteminden uzaklaşılamayacağını belirtti. Baraj sisteminin dengeli bir şekilde yasaya yansıtılması gerektiğini vurgulayan Sezer, istikrarı vurgulayacak adil bir seçim sisteminden yana olduğunu belirtti. Sezer ayrıca tüm partilerin meclise girmesi halinde istikrarsızlık yaşanabileceğini belirtti.

"Laiklik millet iradesidir!"

Cumhurbaşkanı Sezer, konuşmasında laikliğe de değindi. İşte tüm medya tarafından beklenen an gelmişti. Fakat Sezer'den beklenen "sert" konuşma gelmedi. Öncelikle Sezer "laikliğin özü egemenliğin kaynağında yatar, eğer egemenlik milletteyse o laikliktir" dedi. Laikliğin toplumların tarihsel ve sosyal yapısına göre şekillendiğini belirten Sezer, Türkiye'nin gelenek ve sosyal gerçekleri karşısında laikliği benimsediğini söyledi. Buraya kadar her şey normal. Daha dorusu medya istediğini alabilmiş değil. İşte bu noktadan sonra Cumhurbaşkanı Sezer, basının "takla attırarak da olsa" kullanabileceği iki söz söyledi. Bunlardan birincisi toplumda gerginliğin arttığına yönelik önyargıydı. Sezer konuşmasında laiklik ile ilgili toplumsal bir gerginlik olduğunu söyledi. Sezer şöyle konuştu: "Türkiye ülke bütünlüğüne, ulusal birliğe ve siyasal rejime yönelik, çok boyutlu ve giderek artan iç ve dış tehdit ve risklerle karşı karşıyadır. İrticai tehdidin devletin temel niteliklerini değiştirme hedefinden sapmadığı gözlenmektedir. Cumhuriyet kazanımlarının ortadan kaldırılması, laiklik kavramının içinin boşaltılması, irticai tabanın giderek genişletilmesi, kadrolaşma ve dini bireysellikten çıkararak toplumsallaştırma ve siyasete yansıtma çabalarının yoğunlaşmasının toplumda gerginliği artırdığı dikkat çekmektedir." İkincisi ise demokrasiye yakışmayan bir tavırdı. Cumhurbaşkanı Sezer, temel hak ve özgürlüklerin laikliğin korunması için kısıtlanabileceğini, bunun anayasada mevcut olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını sadece laiklik ile ilgili konularda değil, ayrıca ülke bütünlüğü ile ilgili meselelerde de söz konusu olduğunu ve bunun da anayasal zemininin olduğunu belirtti. 

İşte "çok sert geçecek" denilen konuşmanın özeti bu. Elbette katılacak, altını çizecek, altına imza atacak ya da katılmayacak, eleştirilecek ya da yadsınacak bölümler mevcut konuşmada. Fakat üslup itibarıyla sert değil!

Cumhurbaşkanı olmadı, komutanlardan alalım!

Kriz meraklısı basın Cumhurbaşkanından istediğini elde edemeyince, bu kez komutanlara yöneldi. Aşağıda okuyacağınız diyalog, Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt ile, muhabirler arasında geçiyor. Muhabirlerin "sert mesaj" kapmaya çalıştığı aşikar. Soru ve cevaplardan Genelkurmay Başkanı'nın mı yoksa muhabirlerin mi daha demokrat olduğunu varın siz düşünün: 

Gazetecilerin, Başbakan Erdoğan'ın ABD'ye giderken uçakta yaptığı açıklamaları hatırlatılarak görüşünü sorması üzerine Büyükanıt, "O konularda konuşmayacağım" karşılığını verdi. Gazetecilerin ısrarı üzerine şu diyalog gerçekleşti:

Gazeteci: Ama sizin her meclis resepsiyonlarında mesajlarınız geleneksel hale geldi biz o güvenle...

Orgeneral Büyükanıt: Yok o kadar da değil yani.

Birkaç cümleyle evet efendim.

Bunu anlayışla karşılayın. Bazı konulardaki görüşlerimizi Akademide dile getireceğim...

Beklediğimiz mesajlara karşılık gelecek mi?

Şimdi onu söylemeyeyim, filmin sonunu söylersem sinemaya gitmezsiniz.

Demokrasi sonsuza dek kısıtlanamaz

TBMM Başkanı Bülent Arınç, açılış konuşmasında Türkiye'nin 10 yıl bile olağan şartlarda zaman geçirmediğini belirterek siyasete müdahalelere gönderme yaptı.

Arınç, konuşma metninde yer alan "siyasi yaşama müdahalelerle" ilgili bir bölümü de okumadı. Arınç konuşmasında şunları söyledi:

Düşünün ki, çok partili yaşama geçtiğimiz yıllardan bu yana, 60 yıl içinde ülkemiz on yıl bile olağan şartlarda zaman geçirememiştir. Ne yazık ki demokrasimiz sürekli yaralanmış, ülkemiz sürekli geriletilmiş ve tüm bunlardan dolayı milletimiz acı çekmiştir. Ancak bu asla kaçınılmaz bir kader değildir. Kimse demokrasimizin ve özgürlüğümüzün ilelebet kısıtlanabileceğini düşünmesin.

Meclisimiz Cumhurbaşkanı'nı seçecek, yüce Milletimiz de sandığa giderek bir kez daha iradesini beyan edecek ve ülkeyi yönetmesini istediği kişileri seçecektir. Ülkemizin geleceğine, Milletin temsil makamı olan Meclis karar verecektir.

'İrtica artıyor' sözüne katılmam

Başbakan Vekili Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, "irtica faaliyetlerinin giderek arttığı" yönündeki sözlerine katılmadığını belirtti.

Konuşmada katıldığı saptamaların bulunduğunu dile getiren Şahin, Sezer'in laiklikle ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:

"Kastedilen dinin çıkar ve siyasal amaçlı kullanılması ve dinin kurallarının devlet kuralı haline getirilmemesiydi. Bu konuda kendisiyle farklı düşünmüyorum. Türkiye'de dini esaslara dayalı bir devletin kurulması için faaliyette bulunan kişi ve kurumlar varsa tabii biz devlet, hükümet olarak güvenlik güçleri olarak hassasiyetle gidiyoruz. Biz de bu konuda hassasız. Bu konuda bilgi, delil, belge varsa hükümetimize iletildiğinde, bunların üzerine hassasiyetle gideceğimizi herkes bilmelidir. Ancak, irtica faaliyetlerinin giderek arttığı açıklamasına katılmayacağımı ifade etmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı herhalde halkımızın özellikle Ramazan ayında dini çok yoğun olarak yaşıyor olmasını kastetmemiştir"

Peki, medyanın konuya yaklaşımı neden böyle? Krizler medyayı büyütüyor da ondan mı "sert mesaj" arayışındalar? Yoksa medya magazin programlarında krizler çıkararak reyting aldığı gibi siyasi krizlerden de reyting almayı mı umuyor? Eğer böyleyse çok tehlikeli... Diğer taraftan sorulması gereken bir soru daha var: Hangi medya patronunun hükümet ile arasında gerilim var? Kimin enerji şirketine yüklü ceza geldi? Belki de bu sorularının hepsini birlikte düşünmeli...



Bu haber 265 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    4,035 µs