En Sıcak Konular

Meclis açıldı, Sezer uyardı!

0 0 0000 00:00 tsi
Meclis, bugün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in konuşması ile 22'nci dönemin 5'inci yasama yılına başladı. Cumhurbaşkanı olarak Genel Kurul'a son kez hitap eden Sezer, yargının siyasallaştırılmasından devlet organları ve bireylerin zarar göreceğini bild

Cumhurbaşkanı Sezer, konuşmasında, eğitimden teröre, yargı bağımsızlığından  yolsuzluklara, dış politikadan AB'ye kadar, gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini ifade etti.
 
Sezer'in 1 saat 18 dakika süren konuşması, CHP ve AK Parti milletvekilleri tarafından sık sık alkışlandı.
 
Sezer'in özelleştirme, 'irtica', 'laiklik', 'yasama dokunulmazlığı', 'yargı bağımsızlığı' ile ilgili sözleri CHP'lilerce, 'AB', 'terör', 'ordunun saygınlığı', 'Irak ve Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü', 'ulusal kimlik' ve 'Hıristiyan dünyası önderlerine' ilişkin sözleri ise hem CHP hem de AK Partililer tarafından alkışlandı.
 
Başbakan Erdoğan'ın ABD’de olması nedeniyle katılmadığı törende, muhalefet liderleri hazır bulundu. Törene Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve kuvvet komutanları da katıldı.
 
Danıştay ve Sayıştay Başkanları törende yerini alırken, Anayasa Mahkemesi Başkanı ile Yargıtay Başkanının törende bulunmaması dikkat çekti.

Yargının siyasallaştırılması
 
Cumhurbaşkanı Sezer konuşmasında, yasama ve yürütme organlarının yargının siyasallaştırılmasından özenle kaçınmaları gerektiğini belirtti.
 
Sezer, ''yurttaşın hak arama özgürlüğünün ve hukuksal güvenliğinin her türlü siyasal karışmadan, ideolojik ve dogmatik düşüncelerden arınmış, yansız ve bağımsız yargı organı tarafından korunduğu bilindiği sürece, hukuk devletinin varlığı duyumsanabilir'' dedi.
 
Ahmet Necdet Sezer, yargılama sürecinde siyasal karar organlarının etkin kılınması, yargı kararlarının hukukun gerekleri yerine siyasal kanaat ve düşüncelere dayandırılması, bu yönde yorumlanarak uygulanması ya da uygulanmamasının yargının siyasallaştırılması anlamına geldiğini belirtti.
 
Cumhurbaşkanı Sezer, güçler ayrılığı ilkesi benimsenen parlamenter demokrasilerde, bu ilkenin doğal sonucu olarak yargı erkinin, yasama ve özellikle gerçek gücü elinde bulunduran yürütmeye karşı korunduğunu ve bağımsız kılındığını kaydetti.
 
Yargı bağımsızlığının gerçekleştirilebilmesi için, mahkemelerin ve yargıçların bağımsız ve güvenceli olması gerektiğini ifade eden Sezer, Anayasa'da yargı erkinin yürütmenin etki ve karışmasından uzak tutulabilmesi için kimi düzenlemelere yer verildiğini söyledi.

Yolsuzlukla mücadele
 
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yolsuzlukla savaşımda mutlaka başarılı olunması gerektiğini belirterek, ''bu hedefe ulaşmak için, yasama, yürütme ve yargı organlarınca, kararlı bir tutum izlenmeli, açık bir toplum ve saydam bir yönetim olmanın gerekleri yerine getirilmeli, yolsuzluk eylemlerinin cezasız kalmayacağı uygulamalarla kanıtlanmalı, yasama dokunulmazlığına ilişkin kurallar gözden geçirilmelidir'' dedi.
 
Tekil devlet yapısı ve etnik kimlikler
 
Cumhurbaşkanı Sezer, Anayasa'ya göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün ve tekil devlet yapısına sahip olduğunu söyledi.
 
Sezer, kurucu öge olarak, tek devlet, tek ülke ve tek ulusun söz konusu olduğunu, bu ögelerden ve tek dil, tek bayrak ülküsünden vazgeçilemeyeceğini bildirdi.
 
Ulusun adının, Atatürk'ün, ''Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir'' sözünde belirtildiğini kaydeden Sezer, Anayasa'daki ulusçuluk anlayışının, ırksal ve dinsel ögelere değil, gurur ve övünmede, sevinç ve tasada, hak ve ödevlerde, nimet ve külfette ortaklık ve birlikte yaşama isteği gibi değerlere dayandığını anımsattı.
 
Sezer, ''Türk Devleti'ne yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk sayılması, Türk Ulusu'nu oluşturan ögelerin etnik kimliklerinin yadsınması anlamına
gelmemektedir. Tam tersine, etnik kökeni, dini ne olursa olsun tüm yurttaşların Türk Ulusu olarak adlandırılması, yurttaşlar arasındaki eşitliğin sağlanması, 'çoğunluk' içinde bulunan çeşitli etnik kökenli yurttaşların 'azınlık' durumuna düşmesini önleme amacına yöneliktir” dedi.
 
Cumhurbaşkanı ''Türk Ulusu'nun birliğini ve huzurunu bozmaya yönelik uğraşlar, tekil devleti hedef alan girişimlerdir. Bu girişimlerin sonuçsuz kalmaya mahkum olduğu bilinmelidir'' ifadelerini kullandı.

"Laiklik Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli"
 
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, irticanın, 'Türkiye'nin iç güvenliğine yönelik bir tehdit olduğunu ve Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana etkinliğini artırarak sürdüren bir tehlike' olduğunu ifade ederek, ''Türkiye'de irticai tehdidi yeterince algılamayanların özellikle son 20 yılda yaşanan olayları üst üste koyup birlikte değerlendirmesi, Türkiye'deki toplumsal ve bireysel yaşamın nereden nereye geldiğini iyi çözümlemesi gerekmektedir'' dedi.

Cumhurbaşkanı Sezer konuşmalarında laiklik kavramına ilişkin mesajlar da verdi.

Sezer, laiklik ilkesini yaşam biçimi olarak benimseyen çağdaş ülkeler incelendiğinde, tümünün bu ilkeyi kendi toplumsal gerçeklerine göre biçimlendirdiklerinin görüleceğini ifade etti.
 
Sezer, ''Türkiye Cumhuriyeti, Türk ulusunun gelenekleri, toplumsal yapısı, sosyal gerçekleri ve koşulları karşısında laikliği, kendine en uygun içeriği ile benimsemiştir'' dedi.
 
Ahmet Necdet Sezer, "laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin temel taşıdır'' ifadesini kullandı.
 
Cumhurbaşkanı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyasal rejimin güvencesi olduğunu söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Sezer, dinin, bireyin manevi yaşamını aşarak, toplumsal yaşamı etkilemesine izin verilemeyeceğini, bireyin inanç ve ibadet yaşamına, kamu düzenini, güvenini ve çıkarlarını korumak amacıyla sınırlamalar konulabileceğini belirtti.
 
AB ve ABD ile ilişkiler
 
Cumhurbaşkanı ''Avrupa Birliği'ne üyelik hedefimiz, her zamanki canlılığını ve dış siyasadaki öncelikli yerini korumaktadır” dedi.
 
Sezer “AB, Türkiye ile katılım görüşmelerini başlatma kararı alarak, birliğin ortak değerlere bağlı her Avrupa ülkesine açık olduğunu göstermiş, stratejik bir bakış açısı ortaya koyabilmiştir” sözlerini kullandı.
 
Cumhurbaşkanı, katılım sürecinin aksamadan ve yapay sorunlarla engellenmesine izin verilmeden ilerlemesinin önemine vurgu yaptı.
 
Sezer “ancak, ülkemizin AB üyeliğine kültür ve din farklılığını öne sürerek karşı çıkan kimi çevrelerin, Kıbrıs Rum gemi ve uçaklarına ülkemiz limanlarının açılması yönündeki Rum çabalarına arka çıktıkları da gözlenmektedir” diyerek, bu çabaların tek yanlı ödün almayı hedefleyen Rum Yönetimi'nin uzlaşmaz tutumunu yüreklendirdiğini söyledi.
 
Cumhurbaşkanı “AB'nin üzerine düşen, Rum tarafını, yerleşmiş BM parametreleri doğrultusunda, siyasal eşitlik ve iki kesimliliğe dayalı kapsamlı bir çözüme yönlendirmektir'' diye konuştu.
 
Ahmet Necdet Sezer, AB’ye üyelik hedefi gibi, ABD ile köklü ilişkilerin de dış siyasanın temel eksenini oluşturduğunu, AB ve ABD ile ilişkilerin birbirini tamamladığını ve Avrupa-Atlantik bağını oluşturduğunu söyledi.
 
Sezer, ''ABD ile terör ve Kuzey Irak bağlamında sürdürmekte olduğumuz işbirliğinin, sonucu Türk kamuoyu tarafından da titizlikle izlenen önemli bir sınav oluşturacağını vurgulamak isterim” diye konuştu.

"Dış teröre karşı Türkiye'nin meşru savunma hakkı saklı"
 
“Terör örgütüne karşı savaşımında Türkiye'ye, dost, komşu ve bağlaşıklarınca yeterince yardım ve destek verilmemektedir” diyen Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin dış teröre karşı tuttuğunu belirtti.
 
Sezer, teröre karşı silahlı savaşım yanında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin sosyo-ekonomik sorunlarını hızla iyileştirmek ve bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını ortadan kaldırmak amacıyla hazırlanan eylem planlarının etkin biçimde uygulanmasının önemini vurguladı.
 
Yabancı ülkelere asker gönderme
 
Sezer, Anayasa'nın 92’nci maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesine izin verme yetkisinin, TBMM'ye tanındığını ve münhasır bir yetki olduğunu söyledi.
 
Bu niteliği, yetkinin doğrudan TBMM tarafından kullanılmasını, başka bir organa devredilmemesini gerektirdiğini, hiçbir organın, kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını bildirdi.
 
Sezer, bu nedenle, 'izin' yetkisi kullanılırken, iznin süresinin, kapsamının ve sınırının da belirtilmesi gerektiğini ifade etti.
 
"Hızlı nüfus artışı tasarrufu etkiliyor"
 
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, çağımızda bir ülke nüfusunun büyüklüğünün, tek başına, o ülkenin gücünün yeterli göstergesi olmadığını vurgulayarak, gelişen teknolojinin, nüfusun yapısını ve niteliğinin önemini artırdığını söyledi.
 
Sezer, hızlı nüfus artışının temelde yüksek doğum oranına dayandığını, üretim çağına ulaşmamış olan 0-14 yaş grubunun oranını artırdığını, toplam tüketimin artmasına, dolayısıyla tasarrufun azalmasına yol açtığına dikkati çekti.
 
Sezer, nüfus politikalarının, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın ayrılmaz parçası olduğunu ifade ederek, ''temel amaç, insanların yaşam kalitesini artırmaktır. Bu da ancak, sürdürülebilir kalkınma ile gerçekleştirilebilir.
Sürdürülebilir kalkınmayı olumsuz etkileyen en önemli etmen de hızlı nüfus artışıdır'' diye konuştu.
 
"2025'te ülke nüfusu 90 milyon olacak"
 
Göstergelerin değişmemesi durumunda, 2025 yılında ülke nüfusunun yaklaşık 90 milyona ulaşacağının kestirildiğini ifade eden Sezer, ''bunun daha fazla yoksulluğu birlikte getireceği açıktır” uyarısında bulundu.
 
Cumhurbaşkanı, “20 milyon insanımız yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. En varsıl kesimle en yoksul kesim arasındaki gelir farkı 17 kata çıkmıştır. Bunun temel nedenlerinden en önemlisi, aşırı nüfus artışı ve aile planlaması konusunda kesimler arası bilinç farkıdır” dedi.

“Ekonomiye önem verilmeli”
 
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, “ekonomik yönden güçlü olmak zorundayız'' dedi.
 
Sezer, ülke ekonomisinin, dengeleri sağlam, üretime dayanan, siyasal yönlendirmelerden etkilenmeyen, gelir dağılımında adalet sağlayan bir yapıya kavuşturulması ve dünyadaki yapısal dönüşümlere uyumlu duruma getirilmesinin önemine işaret etti.
 
“Ulusal sermayenin, bir ülkenin büyümesinin en temel itici gücü olduğu gerçeği hiçbir zaman akıllardan çıkarılmamalıdır” diyen Cumhurbaşkanı, “ulusal sermayenin büyütülmesi ve geliştirilmesi için ulusal tasarrufların özendirilmesi ve verimli kullanılması zorunludur" ifadelerini kullandı.
 
Sezer, "küreselleşme adı altında uluslararası tekelci sermayenin, yerelleştirme ve özelleştirme yöntemi ile iç pazarı etkili biçimde ele geçirmesinin ulusal ekonomiye zarar vereceği de gözden uzak tutulmamalıdır'' dedi.
 
Stratejik kuruluşların özelleştirilmesi
 
Cumhurbaşkanı Sezer, toplumsal ya da stratejik önem taşıyan tüm kamu kuruluşlarının getirisi götürüsü tartışılmadan özelleştirilmesi yönündeki uygulamaların, özelleştirmeyi toplumsal, mantıksal ve hukuksal temelinden uzaklaştırdığını, sosyal devlet ilkesine zarar verdiğini ve hızla yabancılaşmaya dönüştürdüğünü bildirdi.
 
Sezer, ''üstelik, ülkemizdeki bölgeler arası gelişmişlik farkı ve geri kalmış yörelere özel kesimin yatırım yapmaktan kaçınması, kamu girişimciliğinin önemini ortaya koymaktadır'' şeklinde konuştu.
 
“Sağlık devletin asli görev alanı”
 
Sezer, sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, kalitesinin yükseltilmesi, tüm bireyler için erişilebilir, yeterli ve sürekli kılınması ve sağlık güvencesinin herkesi kapsamasının, sosyal devlet koşulu olduğunu ifade eden Sezer, ''sağlık gibi devletin asli görevi olan bir alanın, insani boyutu göz ardı edilerek, yalnızca parasal yaklaşımlarla ele alınması, sosyal devlet ilkesiyle örtüşmemektedir” dedi.
 
“Çağdaşlık savındaki her devlet, birey mutluluğunu amaçlayan politikalar benimsemek ve uygulamak durumundadır'' diyen Cumhurbaşkanı Sezer, bu nedenle Türkiye de, sağlık alanında çağdaş ölçütleri yakalamak, sağlık sisteminin aksayan yönlerini ivedilikle toplumun beklentileri doğrultusunda düzeltmek gerektiğini söyledi.
 
“Temel eğitim 12 yıl olmalı”
 
“Zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılması ve uygulamanın kararlılıkla sürdürülmesi, eğitimde çağa uyum yönünde atılan önemli bir adım olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Sezer, fiziksel altyapı yeterli düzeye getirilerek, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının bir an önce gerçekleştirilmesini istedi.
 
Genel Kurul'da, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in açış konuşmasını tamamlamasının ardından TBMM Başkanı Bülent Arınç, gündemde başka bir konu olmadığını belirterek, 3 ekim salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.

Cumhurbaşkanlığı ve seçim tartışmaları
 
Meclis'in, bu yasama yılını da daha çok Cumhurbaşkanlığı ve seçim tartışmalarıyla geçirmesi bekleniyor.
 
Cumhurbaşkanlığı görev süresi mayıs ayında dolacak olan Sezer'in konuşması 'Meclis'e veda' niteliğinde de olacak.

Meclis Başkanı Bülent Arınç:

Meclis Başkanı Bülent Arınç da parlamentoyu açarken yaptığı konuşmada, 22'nci Dönem 5'inci Yasama Yılı'nın, açılışını yaptıkları önceki 4 yasama yılından farklı olduğunu söyledi ve ''zira 24 yıldır meclisimiz 5'inci Yasama Yılı'nı erken seçim kararları nedeniyle yapamamış ya da tamamlayamamıştır'' dedi.
 
Arınç, Meclis'in, geçen 4 yasama yılı boyunca adeta bir devrim gerçekleştirdiğini belirterek, son 50 yılın en büyük reformları, yenilikleri ve değişiminin hep bu dönemde yapıldığını bildirdi.
 
Arınç, ''bugün eğer erken seçim baskısı, tartışması ve isteği yoksa, sebebi işte bu siyasi istikrardır'' diye konuştu.
 
Bülent Arınç, önümüzdeki yılı bahane ederek siyaseti yıpratmak, ortamı germek, milletin huzurunu kaçırmak isteyenlere karşı herkesin dikkatli olması gerektiğini bildirdi.
 
Arınç, ''unutmayın ki milletin ve ülkenin kaderini bu Meclis belirlemektedir. Dolayısıyla bu kadar ağır bir sorumluluğun gereği olarak hepimizin vakur ve olgun davranması gerekir. Tahriklere kapılarak gerginliğin tarafı olmak, siyasi istikrarı bozacak davranışlar sergilemek milletvekiline yakışmaz'' diye konuştu.

Meclis için ilginç bir deneyim
 
Meclis, 19 eylülde Avrupa Birliği 9'uncu Uyum Paketi'nde yer alan 9 tasarıyı görüşmek üzere olağanüstü toplanmış, ancak 6 tasarıyı görüşüp yasalaştırabilmişti.
 
5'inci yasama yılı Meclis için ilginç bir deneyim olacak. Seçimlerin genellikle 4 yılda bir yapılması nedeniyle, 5'inci yasama yılı şu ana kadar hiç tamamlanamadı.
 
Meclis, 3 ekimden itibaren de, AB uyum paketinde yer alan ancak henüz yasalaşmayan tasarıları görüşecek. Bu yasalardan sonra Meclis'in bütçeyi çıkarması bekleniyor.
 
Meclis'in yılbaşından itibaren Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na aday olup olmayacağı,  bir başka ismin aday gösterilmesi için hükümete dönük telkinler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yalnız Meclis'in değil, Türkiye'nin de birinci gündem maddesi olacak.
 
Yeni Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da milletvekili seçim tarihi ve olası sonuçları tartışmaların odağında olacak.
 
İlk gensoru önergesi bugün verildi
 
CHP, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında gensoru önergesini verdi.

Gensoru önergesi, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve grup başkanvekillerinin imzası ile TBMM Başkanlığına sunuldu.
 
Önergede, Çelik'in, 11 haziran 2006 tarihinde yapılan Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı sonucunda birinci ve ikinci yerleştirmelerden sonra Anadolu, Fen ve Anadolu Öğretmen liselerinde 5 bin 115, Anadolu Mesleki ve Teknik Öğretim kurumlarında 30 bin 178 olmak üzere toplam 35 bin 293 boş kontenjanı 'üçüncü yerleştirmeye açmayıp, öğrencilerin nitelikli eğitim alma hakkını engellenmek suretiyle kamu kaynaklarının israf edilmesine neden olduğu' öne sürüldü.
 
Önergede OKS sınavının yerleştirme boyutuyla 'tam bir skandala' neden olduğu, Anadolu ve Fen liseleri ile diğer Anadolu liselerinin yüzde 17.6'lık boş kapasiteyle eğitim-öğretime başladığı ifade edildi.
 
“Yardımcı kitaplarda argo, küfür ve hakaret”
 
Önergede, Hüseyin Çelik'in, Talim ve Terbiye Kurulunda görev yapan 167 uzmanı kuruldan uzaklaştırdığı, bu uzmanların ise hemen hemen tümünün yargı kararıyla göreve iade edildiği belirtildi.
 
Çelik'in, yapılan yönetmelik değişikleriyle kurulu işlevsizleştirdiği, ders kitapları ve '100 Temel Eser' gibi yardımcı kitapların içeriğini hurafe, argo, küfür, hakaret ve dinsel motiflerle donatarak okullara soktuğu savunuldu.
 
Gerekli hazırlık yapılmadan liselerin dört yıla çıkarılmasının ortaöğretimi tıkadığını ifade edilen önergede, Milli Eğitim Bakanı Çelik'in uygulamalarıyla 'görevini kötüye kullandığı' iddia edildi.

CNNTürk



Bu haber 374 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,226 µs