Demirel seçimden geçti, darbeye geldi!

0 0 0000 00:00 tsi
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ilkbahardan bu yana hükümete en çok muhalefet eden isimlerin başında geliyor. Nisan ayından bu yana seçimleri işaret eden Demirel artık sandıktan geçti. Gündeminde darbe var!

Hükümeti eleştirilerinde sık sık seçime gidilmesi gerektiğini hatırlatan Demirel, artık bu görüşünü dile getirmiyor. Meclis'in beşinci çalışma yılını açacağı bugün erken seçim ihtimali neredeyse ortadan kalkmış durumda. Bunun bilincinde olan Süleyman Demirel, Başbakan Erdoğan'ı Çankaya yolundan çevirebilmek amacıyla belki de son kartını açmış durumda: Darbe!

Hem halk, hem ordu razı olmaz

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Türkiye’de ulus devlet, üniter devlet, laik devlet tehlikeye girerse, sadece asker değil, halk da buna razı olmaz" dedi. Demirel, "Bu 3 temel vasfı koruma TSK’ya verilmiştir. Siyasi bir olay değil, görevdir. TSK’nın bu görevi yapmama gibi bir seçeneği yoktur" diye konuştu. İş kadını Düriye Neşe Pekin’in yaptırdığı kız öğrenci yurdunun açılışı için Batman’a gelen Demirel, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirel, "Askerin sözleri, kendilerinin düşünüp taşındığı ve söylediği şeyler değildir. TSK, söylemleriyle, Anayasa’daki ve kanunlardaki mevcut olan şeyleri tekrarlıyor" dedi.

İki defa 1971 ve 1980'de askeri müdahale ile seçilerek geldiği koltuğu bırakmak zorunda kalmış, 1997'de cumhurbaşkanı iken, yeni bir darbeyi kendi deyimiyle kışlanın kapısından çevirmiş, bunu da Milli Güvenlik Kurulu toplantılarını işleterek yapmış Demirel, Murat Yetkin'e göre Batman'da bakın neler dedi:
•  İlan edildi ki, 2 Ekim günü Genelkurmay Başkanı bir konuşma yapacaktır. 1 Ekim'de Meclis açılışında da Cumhurbaşkanı bir konuşma yapacaktır. Ne diyeceklerdir? Türkiye'de çok yüksek seviyede bir tartışma açılmıştır; Türkiye'nin nitelikleri tekrarlanmaktadır.
•  Komutanlar, ulus-devleti, üniter devleti ve laik devleti korumak gerektiğini söylemektedirler. 'Bunları korumak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevidir. Bunlar tehlikeye girerse görev yaparız' diyorlar. Bundan sonra yapacakları görev de bundan öncekiler gibi mi olacaktır? Buna açıklık getirmek lazımdır.
•  Komutanların söyledikleri kendi aralarında konuştukları bir şey değildir. Anayasa var. TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesi var. Diyor ki, 'Cumhuriyeti korumak ve kollamak askerin görevidir'. Demiyorsa ki, bu görev ona resen verilmez, Meclis tarafından verilir, askerler de bunu tekrarlıyor.
•  Yalnız burada dışarıdan bakanlar, askerler, sivil seçilmiş otoritenin emrinde olmalıdır diye bilenler, mesela Avrupa Birliği bunu yadırgıyor. Tabii Kara Kuvvetleri Komutanı diyor ki, 'Biz siyaset yapmıyoruz, görevlerimizi tekrar ediyoruz.' TC kanunlarında gerekli düzenlemeler yapılmadıkça komutanlar da görevlerini tekrar edeceklerdir.
•  Eğer devletin bu üç değeri tehdit altındaysa, bu tehditleri tespit edecek, tedbirleri hükümete tavsiye edecek bir MGK var. MGK'nın bu konuyu masaya koyması ve hükümetin bunu dikkate alması lazım. Zirve, MGK'dır. Devletin başı MGK'yı toplayacak ve soracak askerlerin bu konuşmaları neden yaptığını ve kaygıların nereden çıktığını.
•  Her gün bölünecek miyiz kaygısıyla, tereddütlerle yaşayamayız. Görev sadece Cumhurbaşkanı'na düşmüyor. Hükümetin başına da, Meclis'in başına da, herkese düşüyor. Askerle genellikle konuşmazlar. Askerler konuştuğunda, söylediklerine dikkat etmek ve ciddiye almak lazım.

iyibilgi haber merkezi

Bu haber 314 defa okundu.