En Sıcak Konular

Tohumumuza para mı sayacağız?

0 0 0000 00:00 tsi
Tohumumuza para mı sayacağız? Meclis’te görüşülecek tohum yasasına tepkiler dinmiyor. Konu ile ilgilenen ve tohum yasasının getireceklerinin bilincinde olanlar tehlikeye dikkat çekiyor. iyibilgi konu ile ilgili önemli bir eleştiriyi yayınlıyor.

Hakan Köksal’ın yazısı:

Tohumumuza para mı sayıcaz?
 
İnsanı zorla dinden imandan çıkarıyorlar. Meclis’te görüşülecek “Tohum Yasası”ndan bahsediyorum. İşin içyüzünü biraz araştırınca inanın sinirlerim bozuldu. Bakın aslında neler oluyor, çaktırmadan neler tezgahlanıyor…

Emperyal güçler sadece enerji kaynaklarını ele geçirmek için demokrasi götürmek bahanesiyle toprak işgal etmiyorlar. O toprağın altındaki doğalgazın petrolün peşinde değiller sadece, üstünde yetişen bitkilerin de peşindeler. Küreselleşme, tarımın da küreselleşmesini gerekli kılıyor ki, bu da felaketin göbek adı.

Kimyasal gübreleri, kimyasal ilaçları, tohumları, antibiyotikleri, hormonları, makineleri ve genetik değişime uğratılmış tohumları üreten çokuluslu şirketler bütün dünya tarımını kendi denetimleri altına alabilmek için yeni ve gaddar bir planı uygulamaya koyuyorlar. Ülkelerin tohum bankalarını veya koleksiyonlarını, “patentlemeye” hazırlanıyorlar. Bu şu demek oluyor: bitki türlerini patentleyerek tahıl kadar yoğun kullanılan gıda türlerine özel mülk statüsü kazandıracaklar. O zaman da ne olacak? Köylü ya da çiftçi, Anadolu gen bankasına ait tohum için uluslararası şirketlere para ödemek zorunda kalacak. Kendi malını satın alabilmek için bir başkasına para ödemek gibi traji-komik bir manzarayla karşı karşıyayız.

Uluslararası şirketler bu kirli tezgahı yürürlüğe koyabilmek için AB Uyum Yasalarını kullanıyor ve ne yazık ki AB’ye girmeyi her şeyden çok isteyen ve bu uğurda her türlü tavizi vermeye hazır hükümetimiz de hiçbir rasyonalitesi olmayan bu yasayı yakında Meclis’te görüşmeye hazırlanıyor.

Türkiye’ye her yıl, 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısır, soya, pamuk ve kolza hiçbir denetime tabi olmadan girmekte; yem rasyonlarına katılmakta, işlenmekte ve 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaşmakta…
Türkiye’de üretimi ve dağıtımı yasak olan GDO’lu tohumlar, bu yasa tasarısı ile yasalaştırılmakta ve ülkenin GDO ile işgaline ortam hazırlanmakta... Artık yabancı şirketler, gen kaynağı olan ülkemizde, herhangi bir tohumumuzu, biyoteknolojik yöntemlerle kazandırdıkları bir özelliği gerekçe göstererek patentleyebilecekler.
Tüm Avrupa’daki bitki çeşidine yakın bir sayıda olmak üzere, 3 bini endemik toplam 12 bin bitki çeşidine sahip olan Anadolu coğrafyası, gen bankası niteliğinde... GDO işgali, biyolojik çeşitliliğimiz üzerinde büyük bir tehdit oluşturacak, çiftçinin tohum ayırma hakkı da elinden alınmış olacak.
AB uyum paketi içersinde görüşülen bu yasanın çıkması halinde kamu tohumculuğu her alanından çekilecek ve yerini şirketler alacak.
Nasıl ama, adeta korku filmi senaryosu gibi değil mi?
Eskiden ütopyalarımız vardı. Şimdi ise distopyalarımız.GDO’lar (Genetiği değiştirilmiş organizmalar) yoluyla tüm 3. dünya ve gelişmekte olan ülkelerin ümüğüne çöken bu VDO’ların (Vicdani değiştirilmiş organizmalar) bu oyununu bozmak gerekiyor.

Bugün bu oyunu bozamazsak…
Yarın öbür gün soluduğumuz havanın da patentlendiğine de şahit olacağız. Temiz hava için çokuluslu şirketlere büyük paralar ödeyeceğimiz fikri bugün kötü bir şaka gibi geliyor ama kötü şakaların bir gün hayata geçtiğini gözlerimizle görüyoruz bugün…
Ve bu ülkenin ve tarımın geleceğini karartacak tohum yasası pek yakında bu sinemalarda…
Aklı ve vicdanı olan herkesin şu an Meclis’te görüşülmekte olan Tohum Yasası’na karşı çıkmaları gerekiyor.
Bu yüzden…
TMMOB Bursa İKK, KESK Bursa Şubeler Platformu, DOĞADER, EKODER, Zeytin-Sen Bursa Girişimi, GDO’ya Hayır Platformu, ÖDP Bursa İl Örgütü ve Nilüfer Yerel Gündem 21’in ortak bir basın toplantısı yaparak meclise yaptıkları çağrıya ben de katılıyorum:
“Tohum patentlenemez. Ülkenin yüzyıllarca sürede oluşturduğu tohum zenginliği bir avuç çokuluslu şirketin kâr etmesi için verilemez. Bilinmelidir ki, bu çokulusulu şirketler tohumlarımızı ve toprağımızı hem bozmaya hem de bizden almaya geliyorlar. Topraklarımıza ve tohumumuza sahip çıkarak bir an önce bu yasa tasarısının meclisten geri çekilmesini istiyoruz.”
Küresel tarımcılar, ülke tarımının “anasını bellemeden” önce…
Köprüden önce son çıkıştayız şimdi…


Hakan KÖKSAL
hakankoksal@bursahakimiyet.com.tr
27-09-2006



Bu haber 457 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,519 µs