Aköz: 99'da, 2000'de niye bastırmadılar?

9 Mayıs 2008 21:16 tsi
Hükümet ve sendikaları krizin eşiğine getiren Taksim'de 1 Mayıs'ı Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz, farklı bir açıdan değerlendirdi. Aköz'ün analizinden bakın neler çıktı?

Hilal TV Basında Bugün Programı’nda Feridun ve Arzu Erdoğral’ın konuğu Sabah yazarı Emre Aköz oldu.

Programda öne çıkan satır başları:

1 Mayıs kutlamalar tartışmaları sürüyor. Hükümete yönelik eleştiriler vardı, Başbakan Erdoğan da grup toplantısında yanıt verdi eleştirilere.Açıkçası burada benim ilk aklıma gelen soru 1 mayıs kutlamalarında size göre DİSK ne yapmak istedi, ne yapamadı?

Bir tuhaf geliyor bana, şu yüzden tuhaf geliyor, sendikacıları Ankara’da topluyorlar, bir araya geliyorlar hükümetle yetkili kesimler, olayları bilen, arka planları bilenler bir araya geliyorlar, diyorlar ki bu iş Taksim’de olursa ciddi istihbarat var, provokasyon bekliyoruz, kan falan dökülebilir, siz tabi 1 mayıs’ı kutlayın, ama ne olur bu işi Taksim’de yapmayın, çünkü Taksim’in bazı özellikleri var, bir tanesi simgesel özelliği var, biliyorsunuz, ta 1977’den bu yana gelen simgesel özelliği var ve bu simgesellik yalnız dikkatinizi çekerim simgesellik sadece işçi tarafından ya da sol kesim vesaire onlar açısından simgesel değil bu aynı zamanda 1970’lerde bu kontgerilla denilen örgütün de güç gösterisi, yani ben yüz binlerce insana karşı saldırabilirim özgüveni ya da iddiası diyelim yani o bakımdan 1 Mayıs simgesel, sadece işçiler açısından değil bakın bu nokta çok önemli.

Hükümet diyor ki bak ciddi bir istihbarat var kardeşim ne olur yapmayın, öbür taraf da diyor ki yok illa yapacağız ondan sonra ne oluyor? Sendikaların bu ısrarlı açıklamalarından sonra irili ufaklı böyle küçük örgütler var sağda solda, gençler falan onlara gidiyorlar, onlar hep beraber geliyorlar, onlar taş atıyor, ötekiler su sıkıyor vesaire, ondan sonra iş istemediğimiz bir şekilde işte birinin kolu kırıldı ötekinin kafası patladı, Allahtan ölen olmadı ama işte maddi zarar var falan, gördüğümüz hiç hoşumuza gitmeyen, keşke olmasaydı dediğimiz görüntüler meydana çıkıyor. televizyonlarda da tartışıldı, diyorlar ki bu olay AKP’nin demokrat olmadığını, demokrat bir zihniyette olmadığını gösterdi diyorlar. Şimdi bu durum özel bir durum, eğer İstanbul’un diğer bölgelerinde yani Şişli’de, Kadıköy’de vesaire bu kutlamalar yapılmasaydı, bu kişilere yer gösterilmeseydi, gelin burada kutlayın biz de sizin güvenliğinizi sağlayacağız merak etmeyin ama ne olur bu işi Taksim’de yapmayın, Taksim’in özel bir durumu var demeselerdi o zaman yerden göğe kadar bu eleştirileri yapanlar haklı olurdu.

Ama hem İstanbul’da hem Ankara’da ve Türkiye’nin diğer yerlerinde 1 mayıs kutlandı, hiçbir şey olmadan kutlandı,peki o zaman sana eğer bu söyleniyorsa niye bu kadar ısrar ediyorsun? Niye böyle insanları kışkırtıyorsun? Yani bunu görmek lazım, olaylar bizi üzüyor, kızdırıyor, rahatsız ediyor, perişan ediyor, o kavga, gürültü, itiş kakış olayları, gazlı, bombalı bilmem ne, sonra biz ona takılıp kalıyoruz, iyi de kardeşim senin orada ne işin var, niye Kazlıçeşme’de ya da Kadıköy’de değilsin, kutlasana orada kutla, hayır efendim böyle gerilimli, siyaseten gerilimli dönemlerde maalesef çok çeşitli kesimler bunu yapıyor.

Bir bakın geçen sene kimleri konuşuyorduk hatırlayın; YÖK başkanı geliyor İstanbul’a, Ankara’ya gidiyor filan, orada topluyor etrafına rektörleri yok açıklama yapıyor, yok 367 gereklidir diye, mesela orada böyle bir kesim vardı, ben başka bir şeye bakarken karşıma çıktı 1999’da gazetelerin birinci sayfasında minicik haber ‘1 Mayıs’ 99’da, 2000’de minicik haber şöyle yapmışlar güya gidiyorlar Taksim’e çelenk koyuyorlar, kısa bir konuşma yapıyorlar ondan sonra gidip Şişli’de kutluyorlar, o zaman niye bastırmadın bu kadar önemliyse bu, bu kadar çok önemliyse o zaman bastır, o zaman niye bastırmıyorsun? O zaman da gene korkular var, provokasyon korkusu o zaman da var. O zaman yapmıyorlar, yıllarca yapmıyorlar sonra şimdi tam ortalık işte geçen sene de bunların küçük bir provası yapılmıştı hatırlarsınız geçen 1 Mayıs’ta. Geçen sene Cumhurbaşkanlığı gerilimi vardı hop biz Taksim’e çıkacağız. Bu sene işte yok kapatma davası, her kafadan, Avrupa’dan bir ses çıkıyor, yok Amerika’dan ses çıkıyor çıkmıyor işte şöyleydi böyleydi diye gerilim zaten var, tam o sırada sen diyorsun ki ben illa Taksime çıkacağım, bu tuhaf yani.

Hayır başka bir yer göstermese yöneticiler, vali, vesaire başka alanlarda buyurun yapın demeseler o zaman ben de o sendikacılarla birlikte yer alırım, olur mu öyle şey? 1 Mayıs tabiî ki kutlanacak, vatandaşın bir bölümü istiyor kardeşim, bunu kutlayacağız, bu kadar basit, ama yer gösteriyorsa adam sana o yerler de imkanlıysa, sen şunu diyorsun ben beş yüz bin kişiyi toplayacağım ama bana elli bin kişilik alan verdi diyebiliyorsan buna eyvallah ama bunu diyebiliyor musun? Hayır diyemiyorsun, yeteri kadar geniş ve güvenli alan veriyor adam sana, veriyorsa oraya gidip kutla işte.Vermiyorsa ben de senin yanındayım. Benim söylemek istediğim bu. Biz bunları bu bağlamlarından kopartarak ve tarihinden kopartarak tartıştığımız sürece anlayamayız.

haber7

Bu haber 786 defa okundu.