Hasan Köni: "Ordu hükümeti cesaretlendiriyor!" | " /> Hasan Köni: "Ordu hükümeti cesaretlendiriyor!" | "/>

En Sıcak Konular

Hasan Köni: "Ordu hükümeti cesaretlendiriyor!"

0 0 0000 00:00 tsi
Hasan Köni: Org. Büyükanıt'ın yapacağı konuşmanın "sert" olacağı beklentisi… Başbuğ'un açıklamaları... Ordu-siyaset denkleminde değişim iddiaları… iyibilgi, gelişmeleri konunun uzmanı Hasan Köni'ye sordu. Köni tüm tahmin edilenlerin aksini iddia ediyor.

Ordu-siyaset ilişkileri nereye gidiyor? 30 Ağustos sonrasında cevabı en çok aranan sorulardan birisi bu… Org. Başbuğ'un geçtiğimiz hafta yaptığı sert sayılabilecek açıklama ilişkilerin bozulduğu şeklinde yorumlanıyor. Özellikle Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın televizyonlardan canlı olarak yayınlanacak 2 Ekim'deki konuşması, kriz beklentisi içinde olanların ellerini ovuşturmasına neden olmuş olabilir! Peki, fotoğraf tam da bize gösterilmek istendiği gibi mi? Yoksa Yenişafak'tan Taha Kıvanç'ın bugünkü köşesinde yazdığı gibi "ateşe körükle" giden başka birileri mi?

Sorularımızı bir kenara not ettik ve Ankara'yı yakından bilen bir uzmana danıştık. Prof. Dr Hasan Köni, sorularımıza tahmin edilenin çok dışında çarpıcı yanıtlar verdi:

Org. Başbuğ geçtiğimiz günlerde sert sayılabilecek bazı açıklamalar yaptı. Büyükanıt Paşa'nın da 2 Ekim'de yapacağı konuşma televizyondan canlı olarak yayınlanacak. Tüm bu gelişmeler ordu-siyaset dengesinde bir bozulma olarak algılanıyor. Türkiye'de ordu-siyaset ilişkileri nereye gidiyor? Son gelişmeleri dikkate alırsak?

Ordu-siyaset ilişkileri, AKP dönemi öncesi ordunun daha etkin olduğu bir boyuta doğru gidiyor. Özellikle 30 Ağustos sonrası.

Başbakan Washington gezisine çıkıyor. Washington'da gündem maddelerinden birisi de bu olabilir mi?

Zannetmiyorum. Çünkü Washington, musevi lobisi tarafından çok desteklenen bir yer. Musevi lobisi de AKP'nin Hamas'a yakınlığından, İran ve Suriye ilişkilerinden rahatsız; her türlü isteklerini yapmalarına rağmen böyle bir rahatsızlık ve güvensizlik var. Tabii Başbakan ABD'ye daha yakın duracaktır. Bir yandan içerideki muhalefet çok güçlü –askeriye ve CHP- bir yandan kendi izledikleri politika karşısında Musevilerin desteklediği Amerika siyaseti kendilerine eleştirel bakıyor. Özellikle Mart 2003'ü unutmuş hiç gibi gözükmüyorlar. Böylece iki tarafa da gizli taviz veren bir politika izleyeceğini tahmin ediyorum. Hükümetin politikası, ABD'ye karşı daha yumuşak olacak. Askeriyenin asıl bastıracağı yer tahmin ediyorum PKK konusu olacak.

Peki, Başbakan Erdoğan ordu-siyaset denklemi göz önüne alınırsa Çankaya'yı verilecek bir taviz olarak görüyor olabilir mi?

Tahmin etmiyorum. Çünkü AB'nin ve Komisyon'un da raporları yenilenecek. Orada askeriyenin sivil toplumun arkasında kalması istenirken, Türkiye'de çok büyük değişik davranışlar olacağını tahmin etmiyorum. Cumhurbaşkanı olmak istiyorsa olabilir.

Genelkurmay Başkanlığı şu ana kadar hiçbir durumda AB karşıtı bir görünüme bürünmedi ama son dönemde artan terör olayları ve AB süreci sinirleri biraz geriyor gibi. Ordunun bundan sonra "AB'yi dinlemesi" gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Son dönemde sert çıkışlar AB ile de ilgili biraz.

Çünkü Türk kamuoyu da olaylardan rahatsız oldu. İkidebir 301 tartışılıyor. Tabii hükümet değiştirelim değiştirmeyelim filan diyor ama kendisi de rahatsız. Çünkü mesela Ermeni konusunda bir yargılama oluyor, mesela düz bir durumda bir Ermeni romanı yazsanız hiç önemli değil. Peki, bu konu çok önemli değilse, niye Hollanda'daki üç Türk milletvekilinin milletvekilliğini önlüyorlar? Demek ki önemli. Bu durum karşısında tabii peşinden Talabani'nin lafları; Cemil Çiçek çok sert cevaplar verdi; bunlar güvenlik açısından sistemi rahatsız ediyor. Tabii AKP de rahatsız. Bunlar Arap değil ki! Onlar da Türk, milliyetçi insanlar. O yüzden o sert terminolojiyi kendilerince destekliyorlar gibi geliyor bana bu konularda.

Org. Başbuğ ve Büyükanıt'ın söylemleri daha çok teröre karşı mı yoksa hükümete karşı da bir mesaj var mı? Hükümetin biraz daha etkin olmasını isteyen anlamda? 

O mesaj da var. Teröre de daha sert bir tavır ortaya koyacak. Öbür taraftan da Hükümet'in dine yakın politikalarına da bir eleştiri getiriyor. Bu, Cumhuriyetten beri alışılan toplum mühendisliğinin bir yan ürünü olarak devam ediyor. Orada çok büyük bir sorun, bir olay yok. Öbürlerinde tehdit edici olaylar var. Çekinmeyin, korkak davranmayın mesajı var. CHP, 301 değişmesin diyor. Bu konuda korkup kıvırmayın gibi bir tavır da var.

Şu ana kadar söylenenlerin tam aksini de söylüyorsunuz. Diyorsunuz ki; ordunun bu tavrı terörle ilgili bir tavır ve hükümeti cesaretlendirmeye yönelik bir tavır. Yani hep söylenen bir şey vardır; hükümete alternatif aranıyor, sonbahar sendromu var, hükümet sıkıştırılmak isteniyor...

Öyle şeyler olmaz. Ekonomik boyutlarda, AB boyutlarında yeni birşey söylemeyen hiçbir parti alternatif olamaz. Öbürleri de hiçbir şey söylemiyor. Bu cesaretlendirme, bazı alanlarda da eleştiri getirmedir, tavır koymadır. Özellikle İsmailağa cinayeti, belli bir noktadaki görüntüler huzur bozdu tabi.

Hükümet- Ordu arasında gerilimin uzun boyutlu olmayacağını düşünüyorsunuz. Hatta Çankaya'ya Başbakan da çıkabilir diyorsunuz. Bir gerilim beklemeyelim mi bundan sonraki dönemde?

Gerilimli de olabilir. Ama ordu esas olarak hükümete PKK karşısında ve çıkarttığı Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyan kanunlar arkasında sağlam durmasını söylüyor. Mesela İslami söyleme bakıyorsunuz; Menderes geldi ona da İslamcı diyorlardı; Demirel'e de, Özal'a da öyle diyorlardı. Yani oradaki klasik terminolojiden çok değişik bir terminoloji yok. Ama öbüründe bir yoğunluk var, o tehlike geliyor. Adam milletvekilliğini kabul etmiyor, dışarıda Avrupa Parlementosu bastırıyor. O sırada da biz Ermenileri kestik diye bir roman yazarsan, sana dava açılır. Bunun özgürlükle ne ilgisi var. İngiltere için de öyle yapsan, o da yapar yani. Basındaki birkaç liberalin, birkaç taraftarın; hep aynı isimler, Baskın Oran, Hrant Dink, iki üç isim daha var. Toplasan on kişi… Bu on kişiden korkulmaması lazım.



Bu haber 504 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,287 µs