Patrikhanenin ekümeniklik iddiası uzun zamandır Türkiyenin gündemini meşgul ediyor. Patrikin ekümenik iddiası evrensellik anlamına geliyor. Bu Fener Rum Patriğine tüm Ortodoksların liderliği vasfının kazandırıyor.
Peki, bu Türkiye Cumhuriyeti için olumsuz bir durum mu? Tartışmalar neden kaynaklanıyor? Zaten Patrikhane şu anda ekümenik değil mi?
Önce şu sorunun yanıtından başlayalım. Patrikhane kendi içinde ekümenik sıfatını uyguluyor. Bunu nasıl yapıyor? Hepimiz birkaç ay önce yapılan mahkeme tartışmasını hatırlıyoruz. Patrikhane, Kudüs patriğini yargılamak için İstanbulda bir mahkeme kurmuştu. Daha sonra Kudüs patriği görevden alındı. Yani bu ne demek oluyordu? Patrikhane ekümenikti. Bir noktaya da değinmeli. Tarikatların şeriat mahkemesi kurduğunu iddia eden Türk medyası, bu olay karşısında dut yemiş bülbül gibiydi.
O dönemde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti sessizliğini korudu. Yapılanlar Türk hukukuna uygun muydu? Hayır değil. İşte tartışma konusu da bu. Çünkü Patrikhane kuruluş yıllarında görev ve sorumlulukları tırpanlanmış bir kurum. O dönemin koşulları dikkate alındığında pek de haksız bir karar olduğu söylenemez. Nihayetinde Patrikhanenin ekümeniklik iddiası siyasi bir işlevdir. Dini bir vecibe değil. Kısıtlanması dini özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelmez, bir devletin her hangi bir kurumun siyasi gücünü güvenlik gerekçesiyle kısıtlaması anlamına gelir. Bu her devletin en doğal hakkıdır.
Peki dün Başbakanın yaptığı konuşmaya ne demeli? Başbakan Erdoğan Ekümenik tartışmaları için şunları söyledi: "Fatih Sultan Mehmet, İstanbula geldiğinde ekümenikliği serbest bırakmıştır. Çünkü, kendine güveni, özgüveni vardı. Bizim de kendimize güvenimiz, özgüvenimiz var." Başbakanın kendine güven ilen ilgili söyledikleri övgüyü hak ediyor. Biz Türklerin ciddi bir özgüvene ihtiyacı olduğu kesin. Fakat her konuyu özgüvene yaslamanın da bir anlamı yok. Artık cesurum diye her çukura balıklama atlamanın gereği yok. Kendinize güveniyorsunuzdur, azınlık kavramını kaldırır, bütün vatandaşlarınızı bir kabul edersiniz. Bunu önermiyorum, örnek veriyorum. Elbette bunun siyasi yansımaları olacaktır ama buna dini özgürlük çerçevesinden bakabilirsiniz. Ama kalkıp, sırf Rus Ortodoks kilisesi almış başını gidiyor, onu dengelemek lazım, Vatikan ile Fenerin ortaklığını arttırmak lazım Avrupa Birliği baskı kurarsa, elbette bu gerçekleri dile getirmeden yaparlar bunu, siz de bunu cesaret olarak görüp kabul ederseniz, bu olacak iş değil
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle