Şener’e güzellemeler diz boyu!

0 0 0000 00:00 tsi
Deniz Baykal’ın Cumhurbaşkanlığına dün Şener’i işaret etmesi siyasi arenada hareketlilik yarattı. Şener’e değişik kesimlerden övgü yağıyor. Ertuğrul Özkök’e göre Şener, rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel’i hatırlatıyormuş. Ayrıca bal gibi liberal

Deniz Baykal, Ahmet Hakan vasıtasıyla dün Abdüllatif Şener’in Cumhurbaşkanlığı adaylığına olumlu bakarız mesajını iletmişti. Bu mesajdan sonra Şener’e değişik kesimlerden farklı tepkiler geldi. AK Partililer Baykal’ın açıklamalarına, AK Parti içinde huzursuzluk çıkarma amacı taşıdığından kızarken, kimi köşe yazarları da, Şener’in ne kadar doğru bir seçim olduğunu anlattı. Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök bunlardan biriydi. Özkök, Şener’i beğeniyormuş, makul buluyormuş, kendine olan güveni önemliymiş, rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel’i hatırlatıyormuş, yolsuzluklara karşı duruşu takdire şayanmış, mülkiyeli ama dünyaya açık fikirliymiş, kendi deyişiyle "biraz komünist" falan değil, bal gibi de liberalmiş. İşte Özkök’ün yazısı:



Türbanı çöz diyen kim

BUNDAN bir süre önce Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’le Çanakkale’deki marka toplantısından Ankara’ya dönüyoruz.

Uçakta bana çok ilginç bir şey söyledi.

Aynen buraya aktarıyorum:

"Ben iki yıldan bu yana partinin il ve ilçe kongrelerine gidiyorum. Partinin tabanıyla konuşuyorum. Bana kimse ’Şu türban meselesini çöz’ diye bir istekte bulunmuyor."

* * *

Bu sözleri ağzından ikinci defa işitiyordum.

Aynı sözleri Kayseri’de, Malatya’da konuştuğum AKP’yi destekleyen işadamlarının ağzından da işitmiştim.

Çoğu şunu söylüyordu:

"Türkiye’nin birinci sorunu bu mu?"

Ben de kendi sorumu ekliyorum.

Türban, Türkiye’nin birinci sorunu değilse, onu birinci sorunmuş gibi sunmaya çalışanların amacı ne?

Bu soruyu özellikle, AKP’yi eleştirenleri "Gerginlik yaratıyorsunuz" diye suçlayanlara soruyorum.

Gerginlik yaratanlar kim?

"Niye her gün toplumun gündemine türban meselesini sokmaya çalışıyorsunuz" diyenler mi?

Yoksa bu meseleyi inanılmaz bir inatçılıkla beynimizin endişe merkezlerine saplamaya çalışanlar mı?

* * *

Ahmet Hakan dünkü yazısıyla Cumhurbaşkanlığı yarışının startını verdi. Benim çevremdeki görüşleri özetlemek gerekirse şöyleydi:

"Şener, Çankaya için çok makul bir isim. Ama AKP örgütü bunu kabul etmez."

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’a sordum:

"Bu sözlerinizi CHP örgütü nasıl karşıladı?"

Örgüt çok iyi karşılamış.

"Sabahtan beri bir tek itiraz gelmedi" diyor.

AKP bu teklife olumlu bakar mı bilmiyorum.

Büyük bir ihtimalle tepki bile duyabilirler.

Onların yerine olsam, bu teklifi alır, bir kenara koyarım.

Çünkü Baykal bu çıkışıyla şunu gösterdi:

"Bu Meclis içinden ve AKP’den bir aday üzerinde anlaşmak mümkündür."

Üstelik çok önemli bir mesaj daha verdi:

"Bizim için Cumhurbaşkanı’nın eşinin türbanlı olması sorun değil."

* * *

Birçok insan gibi ben de Abdüllatif Şener’i beğeniyorum.

Söyledikleri makul şeyler.

Ama benim için asıl önemli olan özelliği, söylediklerinin arkasında duracak kadar kendine güvenmesi.

Zaman zaman gazetelerde onun ağzından bir manşet görüyorum.

AKP’deki akıntılara ters giden sözler.

İçimden, "Yarın bunu mutlaka yalanlar" diye geçiyor.

Hayır yalanlamıyor.

Sözünün arkasında dimdik duruyor.

Bu yanıyla bana rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel’i hatırlatıyor.

Yolsuzluklara karşı duruyor.

Mülkiyeli ama dünyaya açık fikirleri savunuyor.

Yani kendi deyişiyle "biraz komünist" falan değil, bal gibi liberal.

* * *

Şener’in son dönemdeki sözleri ve Baykal’ın önerisi, hepimize şunu gösteriyor:

Demek ki, AKP dışındaki insanların, bu partiye karşı önyargısı yok.

Ama parti içinde durmadan maraza çıkaran, uzlaşma yerine "çoğunluk tahakkümünü" tavsiye eden, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna uzlaşma yerine kavga ve itiş kakışla birini oturtmaya çalışan insanlara karşı tepkisi var. Başbakan Erdoğan geçen yıl Sun Walley dönüşü uçakta bizlere, "Merak etmeyin, kimseyi rahatsız etmeyen birini Çankaya’ya çıkarırız" demişti. Sözlerinde samimiyse, bu Meclis’in makul bir ismi seçmesi mümkün olacak.

En önemlisi, sadece AKP’nin değil, TBMM’nin seçeceği bir isim üzerinde anlaşmak mümkün.

Eğer Çankaya, bu ülkede devleti temsil ediyorsa, bu güzel mutabakatı oraya taşımak hepimizin menfaatinedir.



Bu haber 331 defa okundu.