Dünya Gül'ü dinledi!

0 0 0000 00:00 tsi
New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap eden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, terörden dinyerarası diyaloğa, Kıbrıs'tan Irak'a Türkiye'nin çizgilerini anlattı. İşte dünyanın merakla izlediği konuşmanın ayrıntıları...

BM 61'inci Genel Kurul görüşmelerinde Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası konulardaki görüşlerini açıklayan Gül, BM Güvenlik Konseyi adaylığı için destek talebinde bulunan bir konuşma yaptı.
 
Gül, Ortadoğu, Irak, kültürlerarası uyum ve terörizm konularını da gündeme getirdi ve Kıbrıs Türk tarafının tecridinin kalkması çağrısında bulundu:
 
Lübnan'da akan kanı durdurmak için çalıştık

Lübnan'daki çatışmaların ve ağır tahribatın BM'ye olan inancı sınadığını belirten Gül, sonuçta BM üye devletlerinin kararlığını ortaya koyabildiğini söyledi.
 
Türkiye'nin 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararını desteklediğini söyleyen Gül, ''halen devam eden birçok sorun karşısında bu kararı bölgeye barış ve istikrar getirme yönünde atılmış bir ilk adım olarak değerlendiriyoruz. Gerçekten 1701 sayılı kararın sunduğu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz. Ümidimiz bu kararın ardında yatan iradenin tüm bölge için geniş bir siyasi perspektife dönüştürülebilmesidir'' dedi.
 
Gül, Lübnan'daki trajik olayların, güç kullanımının çözüm getirmediğini kanıtladığını söyleyerek, olayların aynı zamanda Ortadoğu'daki sorunların özünde Filistin meselesinin yattığını herkese açıkça gösterdiğini belirtti.
''Konu sadece iki taraf arasındaki basit bir ihtilaf değildir'' diyen Gül, sorunun, herkesin ağır bir bedel ödediği ve küresel düzeyde tahrip edici etkileri olan bir sorun olduğunu söyledi.
 
Abdullah Gül, Ortadoğu sorununun yarattığı artan adaletsizlik duygusunun kültürel algılamaları olumsuz yönde etkilediğine işaret ederek, bölgedeki gelişmelerin kültürlerarası uyum yönündeki umutları baltalamasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Irak

Bakan Gül ayrıca, etnik ve mezhepsel şiddetten arındırılmış, demokratik ve müreffeh bir Irak'ın kurulabilmesinin çok acil bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
 
Irak halkına ulusal bir uyum ve aralarındaki farklılıkları diyalog ve demokratik süreçler yoluyla çözmeleri yönünde yardım edilmesi gerektiğini söyleyen Gül, bu yönde en başta çaba sarfetmesi gerekenlerin bizzat Irak halkının kendisi olduğunu kaydetti.

Kıbrıs 

Abdullah Gül Kıbrıs sorununa da değindi. Gül, Annan Planı'nın Kıbrıs Rumlar tarafından reddedilmesine rağmen, Türk tarafının Kıbrıs meselesinin, Genel Sekreter'in iyi niyet misyonları sürecinde oluşmuş olan yerleşik parametreler çerçevesinde adil, barışçıl ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulması hedefine hala bağlı olduğunu söyledi.

Gül, ''Ada'daki tüm kısıtlamaların eş zamanlı olarak kaldırılmasını öngören 24 ocak 2006 tarihli önerimiz hala masada durmaktadır. Bu çağda adil olmayan kısıtlamalar altında yaşamak mantığa aykırı bir durum teşkil etmektedir. Kıbrıslı Türklerin küresel ekonomiyle bütünleşmeye başlamaları için artık zaman gelmiştir. Genel Sekreter'in çağrıları paralelinde, uluslararası topluma vaadlerini yerine getirmesi ve hiçbir hukuki veya ahlaki temeli olmayan tecridin sona erdirilmesi konusunda kuvvetli çağrıda bulunuyoruz'' dedi.
 
Kafkasya

Gül konuşmasında Kafkasya'daki ''donmuş'' ihtilaflardan da söz ederek Dağlık Karabağ sorununun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözümlenmesinin bölge barış ve refahı bakımından hayati bir önemi olduğunun altını çizdi. Gül, Türkiye'nin bu bölgenin işbirliği temelinde yükselen bir refah alanı olması istediğini belirtti.

Afganistan

   
Gül, Türkiye'nin Afganistan'daki siyasi süreci ve yeniden imar çabalarını desteklemeye devam edeceğini belirterek, ''ISAF bünyesindeki kuvvetli varlığımıza ek olarak Türkiye aynı zamanda Vardak eyaletinde bir İl İmar Ekibi oluşturmaktadır. Bu bağlamda özellikle sağlık, eğitim, ve kalkınma alanlarında aktif rol oynamaya devam edeceğiz'' dedi.
Medeniyetler çatışması

Gül, İspanya ile birlikte yürütülen Medeniyetler İttifakı girişiminin amacının, farklı toplumları insanlığın ortak birikiminde birleştiren değerleri öne çıkartmak olduğunu belirtti. Irak'ta etnik ve mezhepsel şiddetten arındırılmış, demokratik ve müreffeh bir Irak'ın kurulmasının, bölgedeki diğer sorunlar kadar önemli olduğunu ifade eden Gül, tüm ülkelerin Irak'a yardım etmesi gerektiğini bildirdi.
   
Türkiye'nin Güvenlik Konseyi adaylığı

Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin son iki yıldır 2009-2010 döneminde Güvenlik Konseyi üyesi olabilmek için yoğun bir kampanya yürüttüğünü belirterek, Türkiye'nin bu organda en son 1961 yılında temsil edildiğini söyledi.
 
Gül, ''bu itibarla ve eşit rotasyon ilkesi uyarınca Güvenlik Konseyi'nde temsil edilme zamanımızın çoktan geldiğine inanıyoruz'' diye konuştu.

iyibilgi haber merkezi

Bu haber 244 defa okundu.