"Yavşak" tartışması kabak tadı verdi!

0 0 0000 00:00 tsi
Ahmet Hakan ve Ahmet Taşgetiren arasında önceki gün başlayan 'yavşak' polemiği dün de sürdü. Hakan, Taşgetiren'i 'salaklığa yatmakla' suçladı, bir başka yazar Ali Bulaç'a 'fırdöndü' dedi...

İki İslamcı Ahmet Hakan ve Ahmet Taşgetiren'i birbirlerine düşüren 'yavşak' polemiğine, Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç ile Vakit gazetesi yazarı Hasan Karakaya da dahil oldu.

Hürriyet gazetesi yazarı Hakan'ın, İsmailağa Camii'ndeki cinayet ve linç olayının ardından, tarikatlarla ilgili yazılarına kızan Taşgetiren, 'www.sonsaniye.net' adlı haber sitesinde, isim belirtmeden Hakan'ı eleştirip 'Yavşak' ifadesini kullanmıştı. Hakan, önceki günkü Hürriyet'te, 'Yavşak'ı Taşgetiren'e iade etmiş, Bulaç'ı da paylamıştı. Taşgetiren'in yanıtı aynı gün web sitesinde, yazısında Hakan'ın adını hiç anmadığını belirterek, 'O resmi neden sahiplendin' diye sordu, "Sütununda her gün çamur var" dedi. Taşgetiren şöyle yazdı: "Nasıl karar verdin tam da seni tarif ettiğime? Orada bir tip çiziliyor. Döneklikle iftihar eden bir tip. Kendi camiasını satarak iş yapan bir tip. Sen bu musun? Yaptığın iş o mu? Bir tek sen mi kaldın bu resme giren? Nasıl seçtin kendini bunca insan arasından? Dostum bak, kendine gel, bu ruh durumu ile işin içinden çıkamazsın. Bir rol üstlendin ama rahat değilsin. Yumuşak huylu isem uysal koyun değilim. Bir Müslümanın onurunu, izzetini her zaman önemsedim ve buna sahip çıkmayı görev bildim. Sana kendi konumuna daha yakından bakmanı öneririm. -Acaba Hürriyet'te olmasam da Kanal 7'de görev yapsaydım böyle yazar mıydım? Hatta Yeni Şafak'ta böyle yazar mıydım? -Acaba Hürriyet'te, benden beklendiği gibi mi yazıyorum? -Acaba Kanal 7 misyonu ile Hürriyet'te yazsam bana yazdırırlar mı? -İslami camia ile ilgili eleştirel değerlendirmeler yapmak gerekse bile bunu, diyelim Kanal 7'de veyaYeni Şafak'ta Hürriyet'teki üslubumla mı yapardım? -Acaba Hürriyet'te yazmış olmak, bazı insanları - çevreleri kolay yargılama gibi bir imkan sağlıyor mu? -Acaba İslami camiada bulunmayı "getto" psikolojisi içinde bulunmak gibi değerlendirmek ve oradan "kurtulma" psikolojisi halet-i ruhiyemi nasıl etkiliyor? -Bütün yazıp etmelerime rağmen burada hala yabancı bir unsur gibi görüldüğüm hissi neyin nesi? Hakkımdaki ilk yargılamaların hemen geldiğim "geçmiş"le ilgili ve hep "negatif" olması neden? Ve bunu ortadan kaldırmak için daha kıyıcı ifadeler kullanmaya yöneldiğim oluyor mu? -Acaba Doğan Medya ortamında da derinden akan bir getto psikolojisi yok mu? -Acaba Hürriyet'te, islami camia ile ilgili yazılar yazmasam neyi yazardım? Beni bu gazetede orijinal kılan şey nedir? -Acaba en kolay biçtiğim camia islami camia mı oluyor? Bunun psikoljik arka planında, o camiaya yönelik bir küçümseme mevcut mu? -Acaba, islami camiayı eleştirirken, bu konuda yazan ve o camiaya daha uzak olan birisinden daha kıyıcı olduğum doğru mu? Ötekinin dikkate aldığı ve benim dikkate almayı düşünmediğim hassas nokta nedir? -Acaba islami camia ile ilgili yazılarda bugüne kadar o camiaya yönelik yokedici tavırlarıyla tanınan sütunlarla benzeşmek içimde bir sıkıntı doğuruyor mu? İşte böyle sorular... Şimdilik yeter bu kadar. Seninle ilgili daha fazla yazı yazmaktan korkuyorum: Daha uçlara savrulursun diye... Çünkü rolünde rahat değilsin. Sana daha sağlıklı roller dilerim."

'Numara çekmesin'

Hakan, Taşgetiren'in sorusuna dün, 'İşte yavşaklık böyle bir şey' diyerek yanıt verdi: "Diyor ki: 'Ben isim vermedim ki? Hakan niye üzerine alındı?' Güya kurnaz, ağır abi. Oysa yavşaklık işte tam da böyle bir şey: Hedefi açık yazı yazarsın, muhatabın sana gereken cevabı verince de, 'Ben isim vermemiştim ki? Neden üzerine alındı?' falan diye 'salağa yatıp' çocukça numaralar çekersin. Oysa beklediğimiz, muhatabımızın yaşından başından utanmasıdır. Sanki 20'li yaşlarda gençlik dergilerinde 'mavra' yapan bir yeniyetmeyle karşı karşıyayız. Biraz mert olur değil mi? Mertçe 'Ben sana yavşak dedim arkadaş' der. En azından bunu yapacak kadar cesur olur." Hakan, kendisini 'deşifdetörlük'le suçlayan Bulaç'a da veriştirdi. Ona göre, geçimini 'deşifretörlük'le kazansaydı, sadece Bulaç'ın kişisel durumuyla ilgili birkaç noktayı deşifre etmekle yetinirdi: "Bulaç dua etsin ki, mizahi yazılar yazıyorum. Ciddiye alıp 'Bulaç'ın düşünce haritası'nı ciddi şekilde irdelemeye kalksam, nasıl bir fırdöndülükle karşılaşılacağımı en başta kendisi bilir. O, Bulaç değil mi, 28 Şubat'a kadar 'İslam devrimcisi' olup, 28 Şubat'ta düdük çalınca 'İslam demokratlığı'na geçiş yapan."     

Sola şirin görünmek için

Taşgetiren ve Bulaç'ın Ahmet Hakan'a yönelik eleştirilerine dün Vakit gazetesi yazarı Hasan Karakaya katıldı. Hasan Karakaya'ya göre, 'dünü unutan adamın yarını olmaz'dı ve ne oldum delisi birinin yarın ne olacağı bilinmez'di: "Dün Müslümanlarla haşir neşir olan bir insan bugün solcularla faşır foşur oluyorsa ortada bir ilke, etik ve kimlik sorunu var demektir. Ah, o solculara şirin görünme saplantısı yok mu, işte bu havalar mahvediyor Hakan'ı."

iyibilgi

Bu haber 337 defa okundu.