Devlet içinde devlet olmamalı
0 0 0000 00:00 tsi
Kaya Paşakay'ın yolsuzluk skandalıyla gündeme gelen Masonlar Büyük Locası ile ilgili tartışmalar dinmiyor. Şimdi de 'Mason Mahkemesi' tartışmaya açıldı. Üyeler arasındaki davalara bakan mahkemede 10 bin dava sırada bekliyor
Devlet içinde devlet gibi
Mason locası tartışmaları yeniden alevlendi. İçişleri Bakanlığının, geçen hafta Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Loca'sını denetlemek üzere 2 müfettiş ile 4 denetmen görevlendirmesi, bu kez masonların mali problemlerini gündeme getirdi. Bu müfettiş ve denetmenler Büyük Loca'nın tüm hesaplarını inceliyor. Bakanlık gerek görürse, Mali Suçları Araştırma Kurumu'ndan da destek alacak. Denetimlerin bu hafta içinde bitmesi bekleniyor. Loca ise denetimin rutin olduğu görüşünde.
Masonların tartışılan diğer bir boyutu ise devlet içinde devlet mi olur tartışmalarına yol açan mahkeme sistemi. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği'nin tüzüğünde, kendi içindeki üyelerin (masonların) anlaşmazlıkları için iki tür disiplin kurulu var. Biri illerde örgütlü 'Vadi Disiplin Kurulu', diğeri 'Yüksek Haysiyet Divanı'.
Yüksek Haysiyet Divanı adeta bir mahkeme gibi çalışıyor. İki işlevi var: Birincisi, Vadi Disiplin Kurulu'nda alınan kararların itiraz makamı. İkinci görevi ise çok özel kişilerin (VIP) yargılanma yeri olması.
Kurul üyeleri her ikisine de 'mahkeme' diyor. Eski Büyük Üstat Kaya Paşakay etrafında gelişen son yolsuzluk skandalı ve Paşakay'ın masonluktan ihracı buzdağının görünen tarafı. Bunun arkasında büyük bir gerilim yaşanıyor.
10 bin dava açıldı
Mason Mahkemesi'nde son bir yıl içinde binlerce dava açıldı. Oysa bu zamana kadar her yıl en fazla 100 kadar dava görülüyordu. Türkiye genelinde Büyük Loca'ya kayıtlı yaklaşık 14 bin mason bulunuyor. Halen açılmış ve yürüyen 10 bin 'Mason davası' var. Bir başka deyişle herkes birbiriyle davalı durumda.
Devlet içinde devlet gibi
İddialara göre, mason mahkemesinde görülen davalarda belge veya deliller değil, kanaatler etkili. Dava konularının büyük bölümünü, üyeler (masonlar) arasındaki ticari ve mali anlaşmazlıklar oluşturuyor.
Bu durum, bu mahkemede davası görülen masonlar arasında büyük rahatsızlıklara yol açıyor. Öyle ki, jurnallemelere varan suiistimaller yaşanıyor.
Aslında devletin bakması gereken bu davalar karara bağlanırken, ticari kanıt, fatura veya ödeme dekontu gibi deliller değil, 'şikayetçi' veya 'şikayet edilen' üye hakkındaki genel kanaatler belirleyici oluyor. Mahkeme üyeleri ve başkanı, ilgili tanıkların ifadeleri, davalıların durumu ve maddi-manevi gücüne bakıp, ona göre hüküm veriyor. Bu açıdan bir bakıma 'devlet içinde devlet' gibi çalışıyor.
Mason Mahkemesi'nin son dönemdeki kararları, üyeleri ikiye bölmüş durumda. Bakılan davalarda belgeye dayalı deliller aranmaması, devletin maliyesinin ilgilenmesi gereken davalara bakılması, büyük rahatsızlık nedeni. Davalarda kanıtlar önemsenmediği için, bir anlamda masonlar arası kayıt dışı ilişki teşvik görüyor. Rahatsızlığı açıkça dile getiren üyeler, mason mahkemesinin kanaatle karar alarak, 'Siz aranızda belgesiz iş yapın, ben anlaşmazlığı çözerim' demeye getirdiğini savunuyor. Bu durum, masonluğun temel ilkelerinden, 'Masonlar, birer vatandaş olarak ülkelerinin yasalarına uymak ve vatanlarına sadakat ve şerefle hizmet etmek zorundadır' maddesiyle çelişiyor.
Mason Mahkemesi, sadece üyelerin davranışları veya etik şikayetleri ile ilgilenmesi gerekirken, baktığı ticari davalarla sınırlarını aşıyor. Çünkü masonluk, kamu düzenine aykırı hareketlerden, yüz kızartıcı suçlardan mahkum olmuş ve bir masona yakışmayan yaşam tarzı içinde olan üyesini kendi
bünyesinden uzaklaştırır. Oysa ticari alım-satımlarda, tıbbi işlemlerde, proje-tasarım gibi işlerde, hatta dekorasyon gibi üyeler arası basit alışverişlerde bile çıkan anlaşmazlıklara Mason Mahkemesi bakıyor. İddiaya göre, güçsüz, referanssız olanlara daha toleranssız davranılıyor.
iyibilgi haber merkezi
kaynak Akşam
Bu haber 279 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle