gerçekten söyledi mi? | " /> gerçekten söyledi mi? | "/>

En Sıcak Konular

Erdoğan bunları gerçekten söyledi mi?

25 Şubat 2008 14:40 tsi
Erdoğan bunları gerçekten söyledi mi? Başbakan Erdoğan’ın bir aracı ile Deniz Baykal’a türban konusunda iki ilginç teklif götürdüğü dillendiriliyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, eğer bu Ankara haberi doğru ise pek şık değil. Ağırca eleştiriyi hak ediyor. İşte iki teklif, işte ara

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün türbanla ilgili Anayasa değişikliğini imzamasının “zamanlaması” tartışıladursun, şimdi bir başka söylence var Ankara politik mahfillerinde.

Doğrusu söylence demek de biraz haksızlık olabilir. Zira aracı, daha doğrusu bu konuşmaya taraf olan kişi bir tarafa, dedikodudan öte bu iddia yazılmış durumda.

Söylenen en yalın haliyle şu; Başbakan Erdoğan,  TOBB Başkanı Rifat Hisacıklıoğlu’na Baykal’a iletmesi için-ki burası çok net değil, Erdoğan bunu Hisarcıklıoğlu’na bir fikir olarak ikili görüşmede mi söylemiş, yoksa Baykal’a iletmesi için mi belli değil-“CHP Anayasa Mahkemesi’ne gitmesin, YÖK yasasının 17. maddesini onlar düzenlesin” demiş.

Hisarcıklıoğlu’da bunların CHP Genel Başkanı’na aktarmış. Yanıtını söyleyeceğiz ama bir başka teklif daha iletmiş Erdoğan. O da şu; “Eğer bu uygulama ‘CHP’nin yaklaşan genel kurultayında parti içi sorun yaratır’ diye düşünülerse, kabul edilmesi halinde 17’inci maddeyi kurultay sonrasına erteleyebiliriz.”

Baykal’ın yanıtları da şöyle olmuş Hisarcıklıoğlu’na; “"Başbakan yaptığı işin anayasaya aykırılığını görüyor ki böyle yapıyor. MHP ile protokol yapmadı mı? Anlaşmaları bozmakta olduklarını, maddeyi bana yazdıracaklarını ortağı MHP’ye iletmiş mi? O ortağını, attığı iple kuyuya indiren Başbakan aynı ipi bana mı uzatıyor? İnanılır gibi değil; benimle kavga ediyor, verip veriştiriyor, sonra Anayasa Mahkemesi’ne gitme mesajı gönderiyor: "Peki, gitmeyeyim; her şeyi de bir kenara bırakayım; ama MHP’ye yaptığını bana niye yapmasın ki, nasıl güvenirim kendisine? Tabii ki hayır!"

Bunlar gerçek mi? Konuşmanın tarafları belli. Baykal, Erdoğan. Aracı da belli; Hisarcıklıoğlu. Eğer bu olay hiç yaşanmadıysa yalanlamaları kafi. Fakat, iş basına da yansımış durumda.

Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin köşesinde bu sözleri ve olayı aynen aktarıyor. Küçükşahin Ankara’nın eski gazetecilerinden ve doğrulatmadan yazması ihtimali, hele bu vakayı komple uydurmuş olması mümkün gözükmüyor.

Peki olay doğruysa ne söylenmeli? Ankara’da siyasi hesapların çok boyutlu ve tilkilerin kuyruklarını değdirmeden yapıldığı muhakkak. Ancak politika aynı zamanda estetik işi. Bu söylenenler ve olay hiç estetik durmuyor. Duyanlar “etik” de bulmuyor. Eleştiriyi, hatta ağırcasını hak ediyor.



Bu haber 2,000 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,311 µs