En Sıcak Konular

Diyarbakırlılar operasyona ne diyor?

25 Şubat 2008 09:57 tsi
Diyarbakır'daki yerel seçimin kaderi, Başbakan Erdoğan'ın "siyasi çözüm" yönünde atacağı adımlara bağlı. İş ve aş elbette çok önemli. Ekonomik yatırımlar ziyadesiyle gerekli. Ancak Diyarbakır'da DTP'yi iktidara taşıyan Kürt kesimleri "Kürt kimliği

İşte Mehmet Metiner'in yazısı

Diyarbakır, kara harakatı ve siyasi çözüm
Kuzey Irak'ta PKK kamplarına yönelik kara harekâtının yapıldığı gün Diyarbakır'daydım. Diyarbakır'ın değerli Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İl Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya ve İl Vali Yardımcısı sıfatıyla Sur Belediye Başkanlığı görevini deruhte eden Ahmet Aydın'la görüştüm.

AK Parti'nin İl Başkanı Abdurrahim Hattapoğlu dostumla beraber oldum. AK Parti'nin kimi yerel yöneticilerinin yanı sıra AK Parti'ye oy vermiş Kürt yurttaşların nabzını tuttum. Diyarbakır siyasetine meskenlik eden çay ocaklarına gittim. Değerlendirmelerine önem verdiğim kimi kanaat önderlerini dinledim. İşte vardığım sonuçlar...

HEM DİN, HEM MİLLİYET GERÇEKLİĞİ

Diyarbakır (genel anlamda Kürt) halkı iki konuda çok duyarlı: Din ve milliyet. Dindarı da "Kürt kimliği" konusunda duyarlı, etnikçi siyaset yapan çevreler de siyaset gereği "dini kimlik" konusunda duyarlı. Avrupa'da yayınlanan Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürlere Diyarbakır halkının 300 bin kişilik bir mitingle karşılık verdiği biliniyor. Aynı şekilde Nevruz/Newroz kutlamalarına yüksek katılım da bir gerçek. Bunun siyasal okuması şu: Kürt yurttaşlarımız hem dinleri hem de milliyetleri konusunda duyarlı olan partilere rağbet gösteriyorlar. CHP'nin bölgeden silinmesinin temel sebebi de bu.

Laikçilik adı altında "din karşıtı bir parti", Kürt meselesinde de "Kürt düşmanı, ırkçı-faşist bir parti" olarak algılanması CHP'nin sonunu getirdi. AK Parti'nin siyasi üstünlüğü; hem dini, hem de etnik meselede çözümden yana duyarlı bir anlayışa sahip bir parti olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Diyarbakır halkı çatışma istemiyor. Huzur istiyor. Bu yüzden örgütün eylem çağrılarına büyük ölçüde artık destek vermiyor.

SİYASİ ÇÖZÜM OLMAZSA!

Ama Diyarbakır halkı aynı zamanda "Kürt sorunu" nun siyasi çözümü konusunda adım atılmasını da dört gözle bekliyor. Başbakan Erdoğan'a inananların sayısı hayli fazla. Bu inanç bir kez sarsılırsa, AK Parti'nin işi hiç de kolay olmaz. DTP çevreleri, AK Parti'nin hızla bu kulvara doğru kaymasını dört gözle bekliyor durumdalar. Çünkü AK Parti'nin çözüm sürecinin önünü açacak demokratik ve kültürel adımlar atmasıyla beraber varlık nedenlerini yitireceklerini biliyorlar.

YEREL SEÇİMİN KADERİ!

Diyarbakır'daki yerel seçimin kaderi, Başbakan Erdoğan'ın "siyasi çözüm" yönünde atacağı adımlara bağlı. İş ve aş elbette çok önemli. Ekonomik yatırımlar ziyadesiyle gerekli. Ancak Diyarbakır'da DTP'yi iktidara taşıyan Kürt kesimleri "Kürt kimliği"ni "onur"la özdeşleştiren bir anlayışa sahipler. Bir çoğunun ya dağda çocukları öldürülmüş ya da hala çocukları dağda veya hapishanede.

Acıyla büyümüşler. Yoksullukla cebelleşiyorlar. Ama "Kürt kimliği"ni buna rağmen her şeyin önüne koyuyorlar. Sadece onların yoksulluklarına dönük bir siyaset, kalıcı bir sonuç getirmez. Hatta yalnızca böylesine bir siyaset, onları daha da militanlaştırır.

AK Parti Hükümeti'nin görmesi gereken asıl gerçeklik bu diye düşünüyorum. Diyarbakır Valisi Sayın Hüseyin Avni Mutlu bölgeyi çok iyi bilen biri. Diyarbakır halkıyla çabucak kaynaşmış. Bölge gerçekliğine dair çok yönlü ve çözümleyici bir bakış açısına sahip olması ,yalnızca devlet ve hükümet için değil Diyarbakırlılar için de büyük bir şans. İl Emniyet Müdürü Sayın Zeki Çatalkaya da bölge duyarlılığına denk düşen bir isim.

BELİRSİZLİK SONA ERDİRİLMELİ

Diyarbakır'da büyük ölçüde huzur sağlanmış durumda. Ama bu sorunun bittiği anlamına gelmiyor. Bir belirsizlik sürüyor. Kara harekatıyla beraber DTP çevrelerine tepki ve öfke, diğer kesimlere ise bekleyiş ve merak egemen... Çoklarının sorduğu soru şu: Acaba AK Parti bundan sonra ne yapacak? Diyarbakır'da DTP'nin kaybetmesi, bitmesi anlamına gelir. AK Parti'nin DTP karşısında yenik düşmesi de AK Parti'yi siyaseten yaralar.

SİYASİ ÇÖZÜM VEYA DEMOKRATİK AÇILIMLAR

Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da yaptığı konuşma, büyük bir heyecan yaratmıştı. PKK, o gün silahlı güçlerini silah dışına çıkardığını ve silahlı mücadeleye son verdiğini açıklasaydı bugün sorunun çözümü için hayli mesafe kat edilmiş olacaktı. Olan oldu artık. Şimdi sıra o konuşmanın içinin doldurulmasına geldi. Diyarbakır halkı bunu bekliyor.

Siyasi çözüm, dağdakilere yönelik bir çözüm sürecini işaretliyor. Demokratik-kültürel açılım siyaseti ise, Kürt sorununun çözümü anlamına geliyor.. Bu konuda atılacak adımlar şunlar olmalıdır: 1. Kürtçe'nin okullarda seçmeli ders olarak okutulmasına izin vermek. Bu en doğal demokratik bir haktır. Bu hakkın tanınması, kimlik siyaseti üzerinden çatışma yaratmak isteyenlerin oyununu bozar ve entegresyon sürecini hızlandırır. 2. Kürtçe süresiz yayın yapan radyo ve televizyonlara izin vermek.

Çanak ve uydu antenlerin anlamsız kıldığı bir yasağın kaldırılması, çözüm sürecine katkı sağlar.. 3. Üniversitelerimizde Kürdoloji Enstitüleri'nin açılmasına olanak veren yasal bir düzenlemeye gitmek."Farklılıklar zenginliğimizdir" söylemi ancak pratiğe döküldüğünde anlam kazanır. 4. "Eve dönüş" yasasını yeniden düzenlemek. Önerim şu: Örgütün üst düzey yöneticileri dışında dağda bulunan herkesin dönüşüne ayrımsız olanak sağlamak. 5. Kuzey Irak yönetimini resmen tanımak.. Bu tanıma siyaseti, içerdeki sorunun çözümüne çok büyük bir katkı sağlayacağı gibi daha geniş kapsamlı bir entegrasyon politikasına da imkan hazırlar.

SON SÖZ

"PKK sorunu" askeri yöntemlerle bitirilebilir. Ancak "Kürt sorunu" siyaseten çözülmezse, bu vasattan beslenecek başka PKK'ların ilerde ortaya çıkması engellenemez.

Bugün



Bu haber 525 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,599 µs