Ralston'un özel notları: Türkiye sıkıştırıyor!

Ankara'da, emekli general ve ABD'nin PKK ile mücadele özel koordinatörü Joseph Ralston'a Türk yetkililerin görüşmelerde en çok tekrarladığı cümle şu; "PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamanıza rağmen herhangi bir yaptırımda bulunmuyorsunuz. Bu hal, PKK'yı terör örgütü olarak resmi biçimde tanımlayan bir sürü ülkeden durumunuzu farklı yapmıyor!"

Görüşmelerde önemli bir "kıyas" noktasının üzerinde de duruluyor. Bu kıyas çizgisi, ABD'nin Irak'a müdahalesi öncesi ve sonrasında oluşan PKK istatistiklerinden oluşuyor… Operasyonu sonrası Kuzey Irak'tan Türkiye'ye terörist, silah ve mühimmat girişinin anlamlı oranlarda artığı rakamlarla ortaya konuluyor.
Özellikle, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye büyük oranda mayın ve plastik patlayıcı girişinde yükseliş bulunduğunun altı çiziliyor.

Yine Ralston'a bu patlayıcı kaynaklarının bölgede görev yapan koalisyon güçleri ve Saddam döneminden kalmış cephanelikler olduğu bilgisi iletiliyor. Saddam döneminden kalan mühimmattın Türkiye'ye sokulması ve kullanılması Türk istihbarat örgütleri için yeni bir bilgi değil. Türk istihbarat birimlerinin "duyumları" ve operasyonları bu mühimmatın kökleri konusunda şüpheye yer bırakmayan kanıtlar sunuyor.

Ancak koalisyon güçlerinden eldelenen patlayıcı maddelerin nasıl olup da PKK'nın eline geçtiği ciddi bir tartışma konusu. Yine görüşmelerin "bu safhasında" bu konunun üzerinde ağırlıklı biçimde durulmuyor.
 
Türkiye Ralston'a "anlayışlı" mesajlar da iletmiş durumdalar. Bunlar içinde en başat olanı, Irak'ın iç sorunları dolayısıyla ABD'nin PKK ile mücadelesindeki zorlukların farkında olunduğu. Ancak Türk yetkililer bu mazeretin de yavaş yavaş anlamını yitirdiğini "ima" ediyorlar. Kuzey Irak'ta rahat hareket olanağı bulan PKK'nın son yıllarda Türkiye'de yarattığı terör olaylarına dikkat çekiliyor; "Irak'taki meselenin boyutlarını ve uğraştığınız dertleri gayet yakından biliyoruz. Fakat bizim de Irak'tan kaynaklanan zorluklara daha fazla katlanma imkanımız kalmadı!"

Yine Türk tarafının teslim ettiği noktalardan biri de ABD'nin başta Avrupa olmak üzere uluslararası düzlemde PKK terör örgütüne karşı yaptırımları ve ekonomik kaynaklarının kesilmesi yönünde Washington'un gösterdiği çabalardan duyulan memnuniyet söyleniyor.

Türk tarafının söylemlerini dikkatle dinleyen Ralston'un ise tüm bu açıklamalara ve dahabir çok önemli nota verdiği karşılık genellikle "dinlemek" oluyor. Çok fazla konuşmuyor. Tek söylediği, "Göreve yeni geldiği, PKK terörüne karşı alınması gereken önlemler konusunda Ankara'nın görüşlerini almak istediği." Ralston, Irak'a gideceğini, oradaki görüşleri de dinledikten sonra bir değerlendirme yapacağını belirtiyor. Ancak her konuşmada "PKK terör örgütüdür" ifadesini tekrarlıyor! Yani pek bir şey söylemiyor!

Konuyla "direkt" ilgili Ankara yetkililerine gelince.. Genel izlenimleri ve analizleri şöyle…  Bu koordinasyon sonucu terör ihracının önünü kesilmesinin Türkiye içindeki mücadeleyi kolaylaştıracağına inanıyorlar. Ancak bunun yeterli olmayacağını da ekliyor. Ne yapılacak başka sorusuna verdikleri yanıtların kalın çizgileri ise şöyle; Bazı beklentilerin ilgililere aktarıldığı, Amerika'nın' sıcak bakmadığı "Türkiye'nin sınır ötesi operasyon yapması",  bu operasyonun özellikle kara boyutunun genellikle ABD tarafından rahatsız edici bulunduğu, bunun yerine geçebilecek ama hemen aynı sonuçları sağlayacak farklı operasyon biçimlerinin bulunması-ki burada hava operasyonlarını çeşitli varyantlarından bahsediliyor-ABD'nin de bu formülasyona olumlu yaklaşabileceğine…"