iyibilgi özel iyibilgi özel

En Sıcak Konular

Hüsnü Mahalli: "Örgütün ismi Hariri suikastinde de geçiyor"

0 0 0000 00:00 tsi
Hüsnü Mahalli: Şam'daki ABD elçiliğine yapılan saldırı teşebbüsü gerçekleşebilseydi, ABD'nin Suriye'ye tepkisi ne olurdu? Saldırıyı kim yaptı, kim üstlendi? İyibilgi bu soruları Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli'ye sordu. iyibilgi özel

Dün ajanslara düşen bir son dakika haberi ilk bakışta yürekleri ağza getirdi. Şam'daki ABD elçiliğine saldırı olmuştu. En azından uluslar arası bağımsız ajanslar haberi bu şekilde vermişti.

Zaman geçtikçe olay netleşmeye başladı. Saldırganlar elçilik binasına tüplerle saldırma teşebbüsünde bulunmuş, fakat çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirilmişlerdi. Diğer bir deyişle Suriyeli güvenlik yetkilileri "uluslar arası bir krizi" zamanında bir müdahale ile engellemişlerdi. 

Kuşkusuz bu saldırı seçilen mekândan, zamanlamaya kadar "komplo teorilerine" davetiye çıkarır cinsten. 11 Eylül'ün yıldönümüne rastlaması ya da ABD'nin problemli olduğu bir ülkede ABD elçiliğine saldırı teşebbüsünü bir kenara bırakın. Camdan çatışmayı inceleyen Çinli bir diplomatın olaylar dışında yaralanan tak kişi olması bile "komplo duygusu"nun kabarmasına neden oluyor. Hatırlayın: NATO Yugoslavya operasyonunda Çin büyükelçiliğini vurmuştu da sonra özür dilemişti. Geçelim…

Ortadoğu biraz karışık bir bölge. Sadece yaşarken değil, düşünürken de temkinli olmak gerekiyor. İyibilgi Şam'da gerçekleştirilen saldırıyı daha iyi anlamak ve "yanlış yollara" sapmamak için bölgenin bir uzmanına danıştı. İşte sorular ve Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli'nin sorularımıza yanıtları:

Suriye'ye saldırının amacı ne?

Henüz bir bilgi yok ama bu eylemi "Şam'ın askerleri" örgütünün yaptığı söyleniyor. Bu örgüt Suriye'de birçok saldırıda bulundu. En son iki ay önce Suriye Radyo-Televizyonuna da saldırıda bulunmuştu. Hariri suikastında da o örgütün ismi geçiyordu. Eğer onlarsa tabii, henüz bir bilgi yok ama eylem şekillerine göre onlar olduğu söyleniyor. Bu örgütle ilgili pek fazla bilgi yok kimsenin elinde ama karanlık bir örgüt olduğu söyleniyor.

Saldırıyı iki boyutta değerlendirebiliriz. İlk olarak Lübnan olaylarına paralel bakmak gerekiyor. Uluslar arası gücün Lübnan'a gönderilmesiyle ilgili olarak herkes bombalama gibi eylemler bekliyordu zaten. Hatta dünkü Diyarbakır eylemi de oraya bağlanabilir. Dolayısıyla çok sürpriz değildi.

İkinci boyut; belki Lübnan'ın dışına çıkabilir ama yine bölgesel hesap içinde değerlendirilebilir. ABD, Irak'taki eylemcilerin Suriye'den sızdığını ve işgale karşı direndiklerini söylerdi. Ama şimdi tam tersi görünüyor. Çünkü bunlar Irak'tan geliyormuş Suriye kaynaklarına göre. Suriye ve ABD iki düşman ülke ve aynı tehlikeyle karşı karşıyalar.

Saldırının önceden haber alındığı ve engellendiği söyleniyor. Saldırı engellenmeseydi Suriye nasıl bir tepkiyle karşılaşırdı ABD den?

Çok daha kötü olurdu. ABD dünkü açıklamanın tam tersine, Suriye için teröristlerle işbirliği yapıyor diyecekti. Bilmiyorum tabi Suriye biliyor muydu bilmiyor muydu. Elçiliği bilenler işbirliği olmadığını anlarlar. 

Olay nasıl gelişti?

Elçilik binası çok enteresan bir binadır. Bütün elçilikler oradadır. Önünde iki tane Suriye askeri var. İçeride ABD korumaları var. Araba durur durmaz ve adamlar içerinde çıkar çıkmaz silahlarını çekince, Suriyeli korumalar ateş etmişler. Ama adamlar dört kişi ve tüplerle havaya uçurmak için gelmişler elçiliği. Biraz amatörce bir eylem, bunlarda ciddi bir örgütleme şekli yok. Bireysel bir çatışma gibi gözüküyor.

İntihar saldırısı değil o zaman!

Bir intihar saldırısı değil bunların yapmak istediği. Şekil olarak, şematik olarak çok aptalca bir eylem (gülüyor). Eğer ciddi bir örgüt olsalardı normalde bilmeleri gerekiyordu. Elçilik ciddi bir koruma altında. Özellikle geçen ay elçiliğin önünde büyük bir gösteri yapılmıştı. ABD elçisini çekti, koruma yok diye Suriye'yi suçladı. Bu yüzden ciddi önlemler vardı. Profesyonel olsalardı bilmeleri gerekirdi. Ama işin içinde ne kadar provokasyon var, kimin adına bunu yaptılar? Bilmiyorum çünkü bu eylemler için hep söylenen bir cümle vardır; "Kimin eli kimin cebinde belli değil."

İngilizler parayı aldı, kamerayı vermedi

Teröristler Irak'tan geldi deniyor, bu kesin mi?

Suriye, üç yıllık işgalden bu yana ABD suçlamaları karşısında. ABD'ye hep şunu söyledi; "Biz kendi sınırımızı koruyamıyoruz Irak'a karşı. Çünkü 700 km çöl." İkincisi Suriye, İngilizlerden parasını ödeyerek bir termal kamera istedi. Gece sızmalar oluyor diye. Ama İngilizler vermedi bu kamerayı, parasının ödenmesine rağmen. Suriye, "Tepedeki uydu raporlarını verin ve biz nerede sızma var hemen tedbir alalım" önerisinde bulundu ama onu da vermedi ABD. Bunun üzerine Suriye farklı bir yola başvurdu. Araplar, Suriye'ye vizesiz girer ve bu durum da güvenlik sıkıntısı doğuruyor. Son bir buçuk yıl içinde, gelenleri havaalanından itibaren araştırmaya başladı. Yaklaşık olarak geçen yılı söylüyorum, 2000 civarında radikal İslamcı yakaladı Suriye. Çoğu Suudi Arabistanlı, Sudanlı, Kuveytli, Cezayirli.

ABD'ye mi teslim edildiler?

Bunların hepsi kendi ülkelerine teslim edildi. Artık ABD artık Suriye'yi suçlamıyor sızmalarla ilgili. Bir anlamda Suriye'nin, Irak konusunda titizliği ortaya çıkınca, intikam almak için böyle bir eylem yapılmış olabilir; bu tür örgütler, Suriye Hükümeti'nden intikam almak istemiş olabilir; bizi engelliyorsun yakalıyorsun diye düşünüp bu saldıyı gerçekleştirmiş olabilirler.

Konjonktür değişmez…

Suriye'nin ABD ile ilişkileri nasıl olacak bundan sonra?

Ortadoğu'da beş saniyede her şey değişebilir. Rice'ın dünkü konuşmasının son cümlesinde; "Umarım Suriye bunu kullanır ve bizimle dost olur" diyordu. ABD'nin mesajı, bugün Şam'da değerlendiriliyordur. Ancak Şam, Rice istedi diye, bütün kartları ABD'nin masanın üstüne koymaz. Çünkü Şam, tek başına hareket etmiyor. İran'la, Lübnan'daki Hizbullah'la, Lübnan'daki antiemperyalist güçlerle, Türkiye'yle Rusya'yla hatta Venezuela'yla hareket eder, onlara danışır. Çünkü politika "büyük oyun"dur. Durduk yerde bana gözkırptı diye sıcak bir mesaj göndermez.

En azından yakın planda değişim beklemiyorsunuz yani!

Evet, çünkü konunun özünde şu var; İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmediği sürece barış olmaz. Kimse kendini kandırmasın; İsrail de çekilmez. İsrail'in üç kaynağı var; Padaria gölü, Golan tepeleri ve Batı Şeria'daki yeraltındaki sular. İsrail buralardan çekilirse nasıl yaşar. Bunların üçü de Arap Filistin Suriye Lübnan toprakları. Bunlardan çekilirse susuz kalır boğulur İsrail.

İyibilgi haber merkezi



Bu haber 282 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,531 µs