O plan işler!

Bir şehit anasının feryadı unutulacak cinsten değildi. Oğlunu kaybetmiş ana, yaşadığı derin acının da etkisi ile oğlunun ne için öldüğünü soruyordu. Bu, biricik oğlunu kaybetmiş bir anne için çok haklı bir soru. Nitekim Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, konuya olgun bir şekilde yaklaşarak şöyle söyledi: "Onlar ne söylerse doğrudur. Başımın üstünde yerleri var."

Büyükanıt bu sözleri ile elbette acıyı hafifletiyor. Zira "devleti uğruna" çocuklarını vermiş anaların küçük de olsa, devletin zirvesindeki isimlerden "birkaç söz" duymaya ihtiyacı var.

Bunlar gelişmelerin insani boyutu. Meselenin bir de diğer yüzü var ki, Türkiye'nin terörle mücadelede kazanımlarını kaybetmeye başladığı anlamına geliyor. Türkiye silahla kazandı. Fakat psikolojik savaş çok daha önemli.

Şehit anası o sözleri söylediğinde işin tehlikeli boyutlara varmaya başladığını söyleyen birkaç akıllı çıktı. Tehlike şuydu: "Vatan sağ olsun" diyen analar gitmiş, yerine "vatan sağ olsun diyemiyorum" sözlerini söyleyen anneler gelmişti. Bir devlet, karşısında her hangi bir terör örgütü ya da devlet olsun, halkının desteğini almadan sonuca gidemezdi. 

Şehit annesinin feryadının arkasında son birkaç aydır "askerlikten soğutucu" olduğuna inanılan tartışmalar yatıyor olmalı. Terörün bir türlü bitirilememesi ise bu duruma tuz biber ekiyor. 

Belki de durumun bu boyutlara varmasında en önemli etken, basın ve siyaset dünyası dahil olmak üzere, hükümete muhalefet etmeye çalışanların, tartışmaları içinden çıkılmaz hale getirmesidir. Lübnan tezkeresi çıktığında atılan "kendi çocukları gitmeyecek" manşetleri hala hafızalarda. Öyle bir hava yaratıldı ki, sanki ülkeyi yönetenlerin çocukları askere gitmiyor. Yaratılan hava özellikle şehit yakınlarına öyle yansıdı ki, anneler sadece kendi çocuklarının öldüğünü sandılar. Bu adaletsizlik duygusunun mimarı medyadır.

Ne zaman ki MİT, PKK'nın stratejisini basına sızdırdı, o zaman basın çark etti. Hürriyet gazetesinde yer alan "O şerefsizlere randevu vermem" başlıklı haber bunun ilk örneği. Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile ilgili "İki yeğeni de doğuda" haberi meselenin bir diğer boyutu.

Peki medya, hükümeti eleştirmek ve PKK'nın stratejisine uymamak arasında kalırsa o zaman ne yapacak? Eğer medya tavrını değiştirmez de hükümeti terör üzerinden vurmaya devam ederse, maalesef, bu plan işler!