O binaları uçaklar yıkmadı!

0 0 0000 00:00 tsi
Üzerinden beş yıl geçti. Ekrana arada bir çıkarılan Bin Ladin görüntüleri kabak tadı vermeye başlarken, ortaya atılan bir iddia kafaları karıştırdı. Yetmiş beş akademisyenin altına imza attığı iddiaya göre o binaları uçaklar yıkmadı.

11 Eylül saldırılarının üzerinden tam beş yıl geçti. ABD'nin kalbi olarak sayılan Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a yapılan eş zamanlı saldırılar sonrasında 3000'den fazla masum insan yaşamını kaybetti.

Sonuçları korkunç

Dünya siyasi yapılanmasının da çehresini değiştiren bu saldırıların tek sonucu Amerikalıların yaşamını kaybetmesi değil. Saldırılar sonrasında açılan iki cephe, Afganistan ve Irak'ta, can ve mal kaybı korkunç boyutlara ulaştı. Savaşlar 66 bin altı kişinin ölümüne, 4.5 milyon kişinin mülteci konumuna düşmesine yol açarken, ABD'ye maliyetiyle tüm yoksul ülke borçları ödeniyor, hatta üste para kalıyor. Britanya ve ABD'li uzmanların oluşturduğu Irak Ceset Sayımı (ICS) ile New Hampshire Üniversitesi'nden Prof. Marc Herold'in yayımlanmamış verileri, teyit edilen ölü sayısını şöyle veriyor: Afganistan'da 4 bin 541–5 bin 308 arası sivil ve 385 asker, Irak'ta 50 bin 100 sivil ve 2 bin 899 asker, diğer yerlerde 4 bin 81 sivil veya asker. Yaralanıp sonra ölenler ve yardım alamamaktan kaynaklanan dolaylı can kaybı eklenince ölü sayısı 180 bini buluyor.

Paranoya yayılıyor

11 Eylül saldırılarının en önemli sonuçlarından birisi ABD'nin tek taraflı "önleyici" saldırılarının "meşruiyet" zemininin oluşmuş olması. "Teröre karşı" savaş giderek yerini "İslamofaşizm"e karşı savaşa dönüşüyor. Başka bir deyişle yıllarca önce Huntington'un "muştuladığı" "medeniyetler savaşına." Saldırıların ardından, ABD'de, aralarında 50 kadar Türk'ün de bulunduğu 5 bin kişi gözaltına alınmıştı. Kimisi bir hafta, kimisi aylarca sorgulanmasına rağmen, bu rakamın içinden kimseye terör suçlaması yöneltilmedi. 80 bin Arap asıllı Müslüman'ın parmak izi alındı, kaydı yapıldı. Bunların arasından da teröre bulaşmış kimseye rastlanmadı. Yasal olarak her yıl 30 bin kişi, gayri resmi olarak binlerce kişi dinlenmesine rağmen, ele geçirilen kimsenin varlığı bilinmiyor. Gözaltına alınanların büyük kısmının, sadece göçmenlik suçlarına bulaştığı tespit edildi. Ülkenin değişik yerlerinde yapılan operasyonlarda, hücrelerin açığa çıkarıldığı iddia edildi. Ancak bu kişilerin büyük kısmının, ya suçsuz ya da sadece adi suçlara karışmış oldukları anlaşıldı. İlk baştaki bilgiler, günlerce kamuoyunu işgal ederken, sonraki gelişmelerden hemen hemen kimsenin haberi olmadı. Olayların bu yöndeki seyri, tüm dünyadaki insanların hem Müslümanlara bakışını değiştirdi hem de terör paranoyasını artırdı.

Bin Ladin kabak tadı verdi!

Dünya siyasi tarihinde bir kırılma noktası olan 11 Eylül saldırılarının faillerine gelelim. Saldırılar sonrasında iki ülke işgal edildi ve belki de yüz binlerce kişi öldü. Fakat başta Bin Ladin olmak üzere, "terör listesinin" başında yer alan kimse yakalanamadı. Arada bir televizyonda gözüken Bin Ladin hala tehditler savurmaya devam ediyor. Bu ise George Orwel'ın 1984 romanının gerçekleşmiş hali gibi. Bugün de kaseti yayınlanan el-Kaide liderleri artık kabak tadı vermeye başladı.

O binalar neden yıkıldı?

11 Eylül saldırıları belki de hakkında en çok teori oluşturulan konulardan. Komplo teorilerinin ardında "Amerika'nın vurulamaz, yenilemez olduğuna dair güçlü inanç" mı var bilinmez. Fakat bu teorileri ortaya atanlar sadece "üç beş kıraathane müşterisi" değil. Amerika'nın önde gelen akademisyenleri benzer bir yaklaşım sergiliyor. Akşam gazetesi yazarı Serdar Turgut'un iddiasına göre 75 Amerikan akademisyeninden oluşan grup, kendilerine '9-11 scholars for truth' adını veriyor. Bunlar İkiz Kuleler'in uçak çarpması sonucunda kendiliğinden çökmediğini ve 'thermite-based demolition' adı verilen bir teknikle zemin bağlantılarında yapılan bilimsel patlamalarla çöktürüldüğünü söylüyor. Bu tekniğin ne olduğunu anlamak için zaman zaman belgesellerde verilen ve genellikle Las Vegas'taki eski bir otelin yıkılmasıyla ilgili olan haberlere bakmanız yeterli olabilir. Yıkım uzmanları, bunu eski otellerin zemin bağlantılarına yerleştirilen patlayıcıların eşzamanlı patlatılmasıyla sağlıyor. Binalar bir anda kendi içine kapanıyor gibi olduğu yere çöküveriyor aynı İkiz Kuleler'in olduğu gibi.

İyibilgi haber merkezi

Bu haber 217 defa okundu.