Tezkere bedel miydi?

0 0 0000 00:00 tsi
Lübnan Meclisi'ndeki Sünni milletvekillerinden İsmail Sukkariyyah ise Türk askerinin Lübnan'a gönderilmesine ilişkin kararı olumlu karşıladığını fakat bunun pro-Amerikan olmaması gerektiğini belirtti ve ekledi: Umarım bir bedel değildir! 

TBMM'de Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Barış Gücü UNIFIL'e asker gönderme tezkeresinin onaylanmasının ardından Lübnan'da çeşitli görüşler dile getiriliyor.

Sokakta Türk askerinin Lübnan'a gelmesine karşı olduğunu dile getirenler olduğu gibi, bundan yana olanların sayısı da az değil. Politikacılar arasında da benzer görüşler hakim.

Hizbullah milletvekili Dr. Cemal Altakech, Türk askerinin Lübnan'a gelmesinini kendileri için bir sorun teşkil etmeyeceğini söyledi. Altakech, "Biz Türkleri çok severiz, Türklerin de Lübnan'ı sevdiğini biliyoruz. Türkiye buraya gelerek Lübnanlılara yardımcı olacaksa, ki biz bunu istiyoruz, buyursunlar" dedi.

Altakech'e göre, eğer UNIFIL BM'nin 1701 sayılı kararına tam olarak uyarsa bir Lübnanlılar ile aralarında bir sorun çıkmayacak. Zira söz konusu karar metni Hizbullah'ın silahsızlandırılması gibi bir şart içermiyor. Hizbullah milletvekili, bu anlamanın dışına çıkılarak örgütün silahsızlandırılması gibi bir durumla karşı karşıya kalmaları durumunda çatışma ortamının doğabileceğini belirterek, "İşte o zaman İsrail'e nasıl karşılık verdiysek aynı şekilde cevap veririz" dedi.

Hizbullah üyelerinin Türkiye'de "Lübnan'a asker gönderme" tartışmalarını yakından izlediğini belirten Altakech, halkın yüzde 80 gibi bir oranda bölgeye asker gönderilmesine karşı çıkmasını "Müslüman, Müslüman'a kurşun atmak istemiyor. Bu nedenle halkın muhalefetini saygıyla karşılıyoruz" şeklinde değerlendirdi. Türk askerinin muharip kuvvetlerden ziyade hizmet birliklerinden oluşmasının kendileri için daha iyi olacağını belirten Dr. Cemal Altakech, yıkılan onlarca köprünün, binanın onarımında ve yeniden inşasında Türk askerini görmekten mutluluk duyacaklarını ifade etti.

Bir diğer Hizbullah Milletvekili Hüssein Haj Hassan ise İsrail'in savaş sırasında UNIFIL'e bile saldırdığını, bu saldırganlığın önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. UNIFIL'in asıl görevinin İsrail'e karşı Lübnan'ı savunmak olduğunu düşünen Haj Hassan, önemli olan şeyin BM'nin bölgede kalıcı istikrar ortamını sağlaması olduğunu söyledi. Hizbullah milletvekili eğer 1701 sayılı karara uyulursa çatışma riskinin ortadan kalkacağının altını çizdi.

'Umarım Lübnan tezkeresi Türkiye'nin ABD'ye ödediği bir bedel değildir'

Lübnan Meclisi'ndeki Sünni milletvekillerinden İsmail Sukkariyyah ise Türk askerinin Lübnan'a gönderilmesine ilişkin kararı Türkiye'nin Ortadoğu'da oynamak istediği yeni rolün bir parçası olarak gördüğünü belirtti. "Bir Lübnanlı olarak elbette Türkiye'nin bölgede söz sahibi olmasını isterim" diye konuşan Sukkariyyah şunları söyledi: "Ancak bu rol bir pro-Amerikan rol olmamalıdır. Türkiye'nin Lübnan ile tarihten gelen önemli ilişkileri vardır. İki ülkenin halkaları birbirlerini sevmektedir. Ancak Lübnan'ın İsrail ile olan ihtilaflarına karşılık, Türkiye İsrail ile müttefiktir. Türkiye Batılı olmak istiyor. Türk hükümeti Batılı olmak, Avrupa Birliği üyeliğini elde etmek için de ABD ve İsrail ile iyi ilişkiler kurması gerektiğini düşünüyor. Çünkü eğer İsrail ile aranız kötü olursa ya terörist olarak addedilirsiniz ya da anti -Semitik. Türkiye işte böyle bir politika izliyor."

Türkiye 1701'i ihlal etmez

Bölgede Lübnanlı direnişçiler ile bir sürtüşme yaşanmasının politik olarak hükümeti zor durumda bırakabileceğini ifade eden Sukkariyyah, "Türkiye 1701 numaralı kararı ihlal edecek bir davranış içerisine girmeyecektir. Çatışma politik olarak kötü bir imaj yaratır" diye konuştu. 1983'te olduğu gibi direnişçilerin UNIFIL'e saldırıda bulunmayacaklarını belirten İsmail Sukkariyyah, o dönemde saldırılan Fransız ve ABD askerlerinin Lübnan'ı korumak için değil İsrail'in işgalini pekiştirmek gibi bir görevi olduğunu, bugün ise UNIFIL'in Lübnan'ı İsrail'den koruyacağını söyledi.

Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu'da ve Kuzey Irak'ta Kürtler ile sorun yaşadığını belirten Sünni milletvekili, "Umarım Lübnan'a asker gönderme tezkeresi bu sorunun çözümü ve 1 Mart 2003 tezkeresi için ABD'ye ödenen bir bedel değildir" dedi.

Maruniler seviniyor!

Lübnan, Suriye, Ürdün, Filistin'i de kapsayan 'Büyük Suriye' fikrini savunan Suriye Ulusal Sosyal Partisi Dış İlişkiler komitesi Başkanı Maruni Katolik Milletvekili Marwan Fares, Ermeniler dışında Hıristiyan kesimden Türklerin gelmesine karşı çıkan olmadığını belirterek, Lübnan hükümetinin Türk askerinin gelmesine çok sevindiğini kaydetti. Mensubu olduğu partinin savaş döneminde Hizbulah'ı desteklediğini ifade eden Fares, "Hizbullah 1701'e uydu. Eğer BM Barış Gücü askerleri de bu karara uyarsa o zaman bir sorun çıkmayacaktır. Türkiye ve Araplar dost halklardı. Benim anlamaya çalıştığım, Türkiye'nin İsrail ile neden bu kadar yakın ilişki içinde olduğudur" diye konuştu.
TBMM'deki oylamanın ardından görüşme talebinde bulunduğumuz Lübnanlı Ermeni milletvekilleri bu konuda konuşmak istemediklerini belirterek randevu vermekten kaçındı.

DHA

Bu haber 257 defa okundu.