En Sıcak Konular

Vicdanları sızlamadı!

0 0 0000 00:00 tsi
Vicdanları sızlamadı! Tezkere kabul edildi. Meclis, tüm tepkilere rağmen Lübnan’a asker gönderilmesini kabul etti. Şimdi Erdoğan Annan’la görüşecek. Mehmetçik kimin çıkarına olduğu bilinmediği halde, Lübnan yolcusu. 

Meclis Lübnan’a asker gönderilmesi ile ilgili yaptığı olağanüstü toplantıda kararını verdi. Hükümetin 1 yıl için asker bulundurma teklifini içeren Başbakanlık tezkeresi kabul edildi. Mehmetçik Lübnan’a gidiyor. CHP, DYP, ANAP, kararının ret olduğunu açıklamıştı. Bu kararla askerin Eylül sonu gelmeden Lübnan’a gideceği belirtiliyor.

Görüşmeler saat 15.00’te başladı. AK Parti milletvekillerinin talebi üzerine, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil başkanlığında toplanan Genel Kurulda, elektronik sistemle yoklama yapıldı. Yoklamada toplantı için yeter sayıda milletvekili bulunduğunu belirten Pakdil, daha sonra, Lübnan'da oluşturulacak Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü'ne (UNIFIL) asker gönderilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi ve Başkanlığın çağrı yazısını okuttu. Daha sonra CHP ve ANAP’ın önergelerinin tartışmasına geçildi. Önergeler kabul edilmezken, 15.00’te başlaması gereken tezkere görüşmeleri saat 17.50’ye kaydı. Saat 20.50’de yapılan oylamada kabul oyu 340, ret ise 192 olarak açıklandı.

Gül: Uzun vadede çıkarımıza

Hükümet adına konuşan Dışişleri Bakanı Gül Lübnan’a asker gönderme kararını savundu. Gül, bu kararın Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına uygun düştüğünü belirtti. Türkiye’nin menfaatinin bölgenin istikrarından geçtiğine vurgu yapan Gül, bölgede Türkiye’nin barışa katkı yapmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Gül, Türkiye’nin barış gücüne katılmak için bazı şartlar ortaya koyduğunu ve bunların gerçekleştiğini söyledi.

Türkiye’nin Akdeniz’den uzak kalamayacağını ve Doğu Akdeniz’i göz ardı edemeyeceğini belirten Gül, sol partilerin iktidara gelmesinden sonra Irak’tan askerlerini çeken İspanya ve İtalya’nın yaklaşık 2000 asker göndermesini Akdeniz’in önemine bağladı.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Afganistan’a asker gönderilmesine muhalefetteyken niçin karşı çıktığını açıkladı. Gül, “ISAF’da karar aldığımız da BM kararı yoktu, ayrıca ISAF’ta muharip unsurlar da var. Türkiye, buralarda çatışmalar sona erdirilmeden muharip güç göndermiştir. UNIFIL’de ise çatışmalar sona ermesine rağmen Türkiye muharip güç göndermemektedir" dedi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün konuşmaya başlamasıyla birlikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Genel Kurul salonuna girdiği görüldü.

Türkiye’nin menfaatinin bölgesindeki barış ve istikrardan geçtiğini belirten Gül, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünü anımsatarak, “Cihandaki sulhun yurttaki sulha doğrudan katkı bulunduğunu hepimiz bilmekteyiz" dedi. Türkiye’nin UNIFIL’e katkı için öngördüğü üç koşulun da sağlandığını vurgulayan Gül, angajman belgesindeki kuvvet kullanımının “ağırlıklı olarak meşru müdafaayla sınırlı tutulduğuna" işaret etti. Hizbullah’ın Lübnan’ın bir parçası ve hükümetindeki iki bakanın da Hizbullah mensubu olduğunu anımsatan Gül, “Bölgedeki barış ve istikrar için Doğu Akdeniz’i ihmal etmemiz tabii ki beklenemez. Lübnan’ın bir Doğu Akdeniz ülkesi olduğunu tabii ki unutamayız. Bu konuya duyarsız kalamazdık" dedi.

UNIFIL’e katkıda bulunma kararının bir günde çıkmadığını kaydeden Abdullah Gül, “Meselenin aslı Filistin meselesidir bunun göz ardı edilmesi yanıltıcı olacaktır. Filistin meselesinin öncelik taşıdığı her fırsatta vurgulanmalıdır. Nitekim Lübnan krizinin ardında da Filistin sorununun yattığını teşhis etmek mümkündür" dedi.

BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için yapılan başvuruyu anımsatan Gül, “50 senedir bu büyük ülke BM’de gerektiği gibi temsil edilememiştir. İlk defa adaylığımızı açıkladık" dedi. Türkiye, Kosova ve Afganistan’a asker gönderirken orada çatışmaların sürdüğünü ifade eden Gül, geçmişte muhalefetteyken sahip olduğu asker göndermeye karşı görüşlerini savunurcasına açıklamalarda bulundu. Gül, “ISAF’da karar aldığımız da BM kararı yoktu, ayrıca ISAF’ta muharip unsurlar da var. Türkiye, buralarda çatışmalar sona erdirilmeden muharip güç göndermiştir. UNIFIL’de ise çatışmalar sona ermesine rağmen Türkiye muharip güç göndermemektedir. Zaten UNIFIL’in herhangi bir tarafla çatışmaya girmesi misyonunun sona ermesi anlamına gelir. Onayınıza sunulan tezkere Türk askerinin karşılaşabileceği risklerin en aza indirgenmesinin çerçevesini çizmiştir" diye kaydetti.
     
Dışişleri Bakanı Gül sözlerini şöyle tamamladı:

“Yetki verirseniz bu yetki çerçevesinde gidecektir Türk askeri ve yapacağı işler gayet açık net bir şekilde belirtilmiştir ve yapmayacağı işler de net açık şekilde ortaya konmuştur. Bu açıdan halkın kafasını karıştırmak doğru bir siyaset olmaz. Tabii ki kararı yüce Meclis verecektir. Kararı verdikten sonra hepimizin oraya gidecek askerin arkasında dimdik durmamız, moral vermemiz ve Türkiye Cumhuriyeti olarak arkasında olduğumuzu göstermemiz lazım. Nasıl Afganistan’da, Kosova’daki askerlerimizin arkasındaysak bu karar çıkarsa, çıktıktan sonra askerimiz oraya gittiğinde aynı tavrı göstermek hepimizin vazifesi olacaktır."

Öymen: Hükümet gerçekçi değil!

Dışişleri Bakanı Gül’den sonra kürsüye çıkan CHP’li Onur Öymen, konuşmasında İsrail’in, İran ile savaşta orduyu yönetecek komutanı atadığını, Suriye’nin de birliklerini teyakkuzda tuttuğunu belirtti. Türkiye’nin işte bu ortama asker gönderdiğini belirten Öymen, “BM saldırılara kayıtsız kalmış ve kınayamamıştır” dedi. Hükümetin bölge ülkelerini ikna edemediğini ileri süren Öymen, bölge ülkelerinin Türkiye’yi beklediği iddiasının gerçekçi olmadığını savundu. Öymen, Türkiye’nin bu politikalarla bölgede sadece düşman kazanacağını söyledi. Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkerinin görüşmelerinde CHP Grubu adına söz alan Onur Öymen, AKP’lilerden ilerde tarihe karşı, çocuklarına, vatandaşlara karşı mahçup olmamak için bu oturumun ertelenmesini istedi. Öymen, BM belgelerinin AKP’liler tarafından yeterince incelenmediğini savunurken şöyle dedi:

"İlgili belgeleri, okuyarak mı destekliyorsunuz, yoksa herkes desteklediği için mi? BM belgesinin İsrail’e askeri operasyon yapma hakkı verdiğini biliyor musunuz? Lübnan’a gidecek birliğimizin, barış gücü komutanı ne derse onu yapacağını biliyor musunuz? Bizim komutanımız Abdullah Gül’ü arayıp ’Ne yapalım’ diye soramayacak. Belgenin en temel maddesine karşı çıkıyorsunuz, gerekirse askerimizi çekeriz diyorsunuz. Böyle şey olur mu? Şunları bilesiniz ki bu belgeler ortadayken oraya asker göndererek çok büyük bir risk alıyorsunuz. İlk defa Türkiye Cumhuriyeti’ni sonuçlarını tahmin edemeyeceğiniz tehlikeyle karşı karşıya bırakıyorsunuz. Ve ABD isteği üzerine İsral’i korumak için asker gönderiyorsunuz.

Lübnan’a denizden izolasyon!

Öymen’den sonra kürsüye ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu çıktı. Mumcu, Dışişleri Bakanı Gül’e dönerek, “Bölgeye uluslar arası güç göndermek ile gerçekten barış gelecek mi” diye sordu. Sorusuna “Uluslararası güç tarafsız olacak mı” şeklinde devam eden Mumcu, “neden 34 gün beklendi” dedi. Mumcu Lübnan'da bebeklerin öldürüldüğün, fakat BM'nin bunu bile kınayamadığını söyledi. İsrail'in stratejik olarak kaybettiği anda BM'nin müdahale ettiğini belirten Mumcu, Türkiye'ye yaptırılmak istenenin açık olduğunu belirtti: Hizbullah'ı İsrail'den uzaklaştırmak.

Tezkere hazırlanmadan hükümetin olağanüstü toplantının yapılacağı tarihi ilan etmesini de eleştiren Mumcu, “Hangi hükümet tezkeresi hazır olmadan genel kurulun toplanacağı günü, saati ilan etti? TBMM Başkanı’nın kulakları çınlasın, kuvvetler ayrılığı ilkesinin yeri bu mudur? Ben TBMM Başkanı’nın yerinde olsaydım toplantıyı bir gün önceye alırdım, madem ki işin aciliyeti var" diye konuştu.

Lübnan’da İsrail saldırısının sürdüğü 35 gün boyunca BM’nin kınama lüzumunu dahi hissetmemesinin nedenini soran Mumcu, “Deniz gücünün orada bulunma nedeni Lübnan’ın izolasyonu içindir. Bu Hizbullah’ın silahsızlandırılması değil mi? Aktif tarafsızlık politikasıyla yarın Türkiye’nin rolüne ihtiyaç olacağı bir zamanda yarın Türkiye taşeronlaştırılmakla etkin bir rol oynamaktan da uzaklaştırılacak. ABD’li Dışişleri Bakanı ‘Ortadoğu’da haritaları yeniden çizmenin vakti geldi de geçti bile’ dedi mi demedi mi? Stratejik ortağı olarak Türkiye’ye bu konuda bilgi verildi mi verilmedi mi?" diye konuştu.

“Rejim değiştirmekle marifetli" Goerge Soros’un Türkiye için “En değerli ihraç varlığınız askeriniz" dediğini aktaran Mumcu, “Onun küstahlığını ona iade ediyorum" dedi.

Türkiye’nin deniz gücü gönderdiğini belirten Mumcu, Türkiye’nin Hizbullah’ı denizden izole edeceğini ve hükümetin bunu kabul ettiğini belirtti.  Mumcu konuşmasının sonunda “benim İsrail’in güvenliği için feda edeceğim çocuğum yok” dedi.
 

CHP ve ANAP’ın verdiği önergelerle ilgili oturumda ise şu konuşmalar yapıldı:

“Tezkere ustaca yazılmış bir senaryo…”

CHP Grubu adına konuşan CHP Genel Sekreteri Önder Sav, tezkerenin ustaca yazılmış bir senaryonun metni olduğunu söyledi. 34 gün süren saldırıların adeta izlendiğini belirten Sav, bu tezkerenin ABD’nin Ortadoğu’da düğmeye bastıktan sonra gündeme geldiğini belirtti. Sav, hükümete seslenerek, “Lübnan’da süngülerin üstüne oturmayın” dedi. Çeşitli anketleri işaretle Türkiye’nin asker göndermek istemediğini belirten Sav, hükümetin parmak sayısı ile bu kararı geçirmeye çalıştığını söyledi.

Topuz: “Başbakan çarpıtıyor”

Önder Sav’dan sonra söz alan CHP’li Ali Topuz, danışma kurulunda konuşma süresinin uzatılmasının istendiğini ancak AKP’nin bunu kabul etmediğini bu yüzden, bu önergeyi Genel Kurul’a getirdiklerini söyledi.

Başbakan’ın konu ile ilgili gerçekleri saptırdığını belirten Ali Topuz, Başbakan’ın toplumu aldattığını belirtti. Başbakan’ın, kimsenin görüşünü almadan, ABD’ye ve diğer ülkelerin başkentlerine bu kararı uygulayacaklarına dair teminat verdiğini söyledi. CHP’lilerin sık sık ABD Dışişleri Bakanı Condoliza Rice’ın “yeni Ortadoğu” sözlerine dikkat çektikleri görüldü.

Elekdağ: “İsrail, bölge devletlerini bölmeye çalışıyor”

Ali Topuz’dan sonra söz alan CHP’li Şükrü Elekdağ, tezkerede yazanların gerçekçi olmadığını belirtti. Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne angaje olduğunu belirten Elekdağ, insanlığın ve adaletin temel prensipleri ile çatışan bu projeye katılırsa tarihine ihanet etmiş olacaktır dedi.  Elekdağ, İsrail’in kendisine tehdit olarak gördüğü bölge ülkelerini etnik ve mezhep bazında bölerek parçalama amacı güttüğünü belirtti. Elekdağ, İsrail’in Irak’ı bölmeye çalıştığını da söyledi.

Bu stratejinin şimdi Lübnan’ı hedef aldığını, bir sonraki hedefin ise Suriye ve İran olduğunu belirten Elekdağ, bu sürecin bölgeye vahşet getirdiğini belirtti. Elekdağ, Türkiye’nin bu süreçten uzak durması gerektiğini belirtti. Ayrıca bölgede sorunların sebebini Filistin meselesinin oluşturduğunu söyleyen Elekdağ, öncelikle bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti. Elekdağ bu tezkerenin Türkiye’nin çıkarına olmadığını, Türkiye’ye ABD tarafında bölge kavgasına katacağını söyledi.

Görüşmelerden notlar...

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev ile beraberindeki heyet, Genel Kurul’u selamladı. TBMM Başkanı Bülent Arınç’tan Genel Kurul çalışma sistemi hakkında bilgi alan Cumhurbaşkanı Bakiyev, bir süre görüşmeleri izledi.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül başta olmak üzere çok sayıda bakan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da görüşmelerin başından itibaren Genel Kurulda hazır bulundu.

Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresinin görüşülmesi için olağanüstü toplanan Genel Kurula, bir süre önce ayağı kırılan CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, koltuk değnekleriyle geldi.

Güçlükle ayakta durabilen Tamaylıgil, arkadaşlarının yardımıyla koltuğa oturtuldu.

Bir süre önce trafik kazası geçiren CHP Ardahan Milletvekili Ensar Ögüt ise kırılan kolu ve kaburgaları sarılı olarak Genel Kurula geldi.

Bugün babası vefat eden CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de Genel Kurul görüşmelerinde hazır bulundu.

iyibilgi haber merkezi



Bu haber 275 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,792 µs