En Sıcak Konular

Erdoğan'ın sözleri, PKK ve Lübnan

0 0 0000 00:00 tsi


PKK saldırılarının tırmandığı bir dönemde 'Askerlik yan gelip yatma yeri değil' sözü geri tepebilir

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Lübnan'a asker gönderme konusunda akşamki AK Parti grubuna hitabının bir türünü öğleden sonra NTV'ye yaparken rahat ve sakin görünmeye özen gösteriyordu. Gül'e göre, durum 1 Mart'tan farklıydı, AK Parti grubunda bugün oylanacak tezkerenin akıbeti konusunda sıkıntı çıkmasını öngörmüyordu.
Dün akşam Meclis'teki AK Parti grubunda dile getirilen itirazlara karşın, genel hava gerçekten de tezkerenin geçeceği doğrultusundaydı. Çoğunluk 1 Mart 2003 Irak tezkeresinin geçeceği düşüncesindeyken Meclis koridorlarında 'Geçmeyebilir' diyen Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru, dün konuşurken 'Ben geçmesini istemem, ama zannediyorum rahat geçer' dedi.
Bunun birkaç nedeni var. Birincisi, AK Parti grubunun, 'Irak işgale ortaklıktı, Lübnan mazluma yardım' tezini kabullenmiş görünmesi. İkincisi, Dışişleri'nin Irak krizinde hiçbir uluslararası görüş birliği olmadığı halde, Lübnan krizinde BM, hatta Irak krizinde ortadan bölünen Avrupa Birliği'nin dahi karar üretebilmiş olmasını iyi anlatması. Üçüncüsü, Irak tezkeresinin geçmemiş olmasından, tezkereyi veren dönemin başbakanı Abdullah Gül dahil çoğu yetkili bugün memnuniyet ifade ediyor. Öte yandan ABD ile yaşanan sorunları düzeltmenin ne kadar zaman aldığı da ortada. O nedenle AK Parti grubunda yeniden ABD ve üstelik bu kez AB ile de ters düşmenin getirdiği tedirginlik söz konusu. Dördüncüsü, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Lübnan'a asker göndermeye temelden karşı çıkmasının, müzmin Sezer muhaliflerinin kenetlenmesine yol açması. Ve nihayet, 2007'nin seçim yılı olması. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın karşıtlarını ihanetle suçlayacak kadar kendisini adadığı bir işte karşısına dikilecek vekillere bir sonraki listede yer vermesi ihtimali zayıf. Ya da öyle algılanıyor.
Dolayısıyla, Lübnan'a asker gönderme meselesi, ulaştığı noktada, gerek hükümetin, gerek muhalefetin tutumu gösteriyor ki, dış politika tartışması olmaktan çıkıp, iç politika tartışmasına dönüşmüş durumda. CHP lideri Deniz Baykal'ın AK Parti milletvekillerine yönelik itaatsızlık çağrıları, bu nedenle fazla yankı bulmayabilir.
Lübnan krizinin iç politika tartışmasına dönüşmesindeki en önemli etkenlerden birisi de, son dönemde tırmanan ve artan şehit cenazelerinin giderek daha çok siyasileşmesini doğuran PKK saldırıları. İlk kez MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından kullanılan ve daha sonra sağdan sola diğer muhalefet partileri tarafından da benimsenen 'Lübnan'a değil, Kandil'e asker' sloganı, toplumda algılanan gerçekliğin, yaşanan gerçeklikten farklılaşmasına yol açtı. Hep söylüyoruz: Siyaset, yaşanan gerçeklik değil, algılanan gerçeklik üzerinden yapılan bir faaliyet. Dolayısıyla örneğin Dışişleri Bakanı Gül, ya da Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül her ne kadar PKK'yla mücadele ile Lübnan'a asker göndermenin iki ayrı konu olduğunu söylüyorsa da, toplumdaki algılama bu iki konuyu birbiri içine geçirmiş durumda. Tabii ki anketlere dayanarak siyaset yapılmaz, ama anketlerin tamamı bir yönü gösteriyorsa, orada büyüyen tepkiyi görmek ve dikkat etmek gerekir.
İşte böyle bir ortamda, Başbakan Erdoğan'ın dün Balıkesir'de konuşurken bir vatandaşın 'Sayın Başbakanım, şehit cenazesi görmek istemiyoruz artık' şeklinde, kulağa hiç de kışkırtıcı gelmeyen sözüne 'Canım kardeşim; askerlik herhalde yan gelip yatma yeri değil' demesi, daha sonra sözü düzeltmeye çalışırken, 'şehitlerimiz oluyor ve olacaktır' demesinin toplumun değişik kesimlerinde yankı ve tepki bulması doğal karşılanmalı. Dün gece grup toplantısı öncesi gazetecileri toplayarak neyi kastetmediğini açıklamaya çalışması, Başbakan'ın da söylediği sözün oluşturacağı yankının farkında olduğunu gösterdi.
Bu söz geri tepebilir. Bu söz AK Parti içinde de yankı bulabilir; çünkü AK Parti tabanı da PKK saldırılarında şehit vermekte ve milletvekillerine tepkilerini dile getirmektedir.
Başbakan Erdoğan'ın mevcut ortamda söylediği bu söz, belki Lübnan tezkeresinin reddi sonucunu doğurmayabilir. Ancak önümüzde AB ile zorlu bir süreç, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Irak'ta Kerkük nedeniyle ayrıca tırmanacak Kürtçülük meselesi ve nihayet genel seçimlerin bulunduğu bir yıl boyunca, Erdoğan'ın başını ağrıtan konulardan biri olmaya aday.



Bu haber 150 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,563 µs