B. Lewisin 8 Ağustos 2006da Wall Street Journalda yayınlanan 22 Ağustos-İranın yedeğinde bir şey mi var? adlı makalesi, Yeni Şafakta Taha Kıvanç dışında (22-23 Ağustos) kimsenin dikkatini çekmedi.
Mesleği gereği rasyonel düşünmesi beklenen Bernard Lewis gibi bir oryantalistin İncilin kehanetlerine inanması ve Armagedon savaşına rasyonel bir değer atfetmesi mümkün değildir. Bir Yahudi, ne Hz. İsaya ne İncile inanır; zamanın sonunda Mesihin inişinin bilimsel bir açıklaması yoktur; dahası bu inanç şimdilik İsrailin lehine görünse de, hakikatte Yahudilerin yıkımını öngörür: Kehanete göre Yahudiler ya dinlerinden vazgeçip Mesihe tabi olacak veya onlar da kıyıma uğrayacak. Yahudiler ile Hıristiyanların beklediği Mesih aynı zatlar değildir.
Kehanetin mahiyeti her ne ise, asıl bugün beşeriyeti ve özellikle İslam dünyasını tehdit eden bu inancın ABDnin gücünü arkasına almış olarak siyaseti, askerî hareketleri derinden etkilemeye başlamış olmasıdır. İsrailli politikacılar, akademisyenler, bu inançla istihza etseler bile, kendilerine bulunmaz fırsatlar sunması dolayısıyla el altından teşvik etmektedirler. Ancak hem Batıda hem dünyada büyük bir felakete doğru gitmekte olduğumuzu gören insanların, böyle şey mi olur? diye sormaya başlayanların sayısı artıyor.
İşte Lewis ve güçlü Yahudi odaklar, tam bu aşamada devreye girerek, yavuz hırsız ev sahibini bastırır yöntemini kullanıp, aslında İranın zamanın sonunda Mehdi beklentisiyle bir çılgınlık peşinde olduğunu, Mehdinin gelişini erkene almak amacıyla İsraili haritadan silmeye azmettiğini ve gerektiğinde nükleer silah kullanabileceğini iddia ediyorlar. Bu teoriyi akademizmin formuna sokarak inandırıcı hale getirmeye çalışan Lewise göre İran, Mirac Kandiline rastlayan 22 Ağustos günü İsraile nihai darbeyi indirecek nükleer saldırıyı yapacaktı. Kehanet boşa çıktı, Lewisin ne dediğine bakalım:
İran ile nükleer silaha sahip diğer ülkeler arasında radikal bir fark olduğu muhakkaktır. Bu fark, bugünkü İranlı yöneticilerin dünyaya kıyamet muhayyilesiyle bakmalarından hareketle izah edilebilir. Bu dünya görüşü ve beklentiler birçok söylemde, gazetelerde ve hatta okul kitaplarında apaçık dile getirildi zaten. Ahmedinejadın dünya tasavvuru, dolayısıyla disiplini ve siyasi temayülleri bununla şekillenmiştir Bu anlamda ABDye direkt bir saldırı ihtimal dışı değildir. Üstelik bu oldukça yakın bir zamanda olacaktır. İsrail, İranın hemen yanı başındadır ve daha kolay bir hedeftir. Ahmedinejad zaten bu doğrultuda düşünmektedir... Mevcut olası caydırıcı unsurlardan ilki Filistinliler için bir endişe yaratabilir, lakin İran hükümetindeki fanatik şahinler için bu hiç de sorun olabilecekmiş gibi görünmüyor. Diğer caydırıcı unsur yani İrana doğrudan bir misilleme yapma tehdidi ise, diğer dinler ve İslamın geçmişi ile paralellik göstermeyen ve bugün İslam dünyasının bir kısmını sarmalayan intihar saldırıları ya da şehitlik olgusu sayesinde zayıf bir ihtimaldir. Bu olgu günümüzdeki yeni kıyamet vizyonu sayesinde artık daha da güçlüdür İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlıkta zamanın sonunun yaklaşmasıyla ilgili bu kozmik mücadele ile alakalı birtakım inançlar mevcuttur. Yecüc ve Mecüc, Deccal, Armagedon ve Şiiler için uzun zamandır beklenen Gizli İmamın zuhuru ve iyinin şeytani kötülüğü yok ettiği nihai zaferler gibi. Amedinejad ve takipçileri bu zamanın gelip çattığına, nihai mücadelenin başladığına hatta aşama bile kaydettiğine inanıyorlar. (Makalenin tam Türkçe çevirisi için bkz. www.bilgihikmet.com ).
Lewis, neoconların Tanrıyı kıyamete zorlamak üzere geliştirdikleri askerî ve politik doktrini Zuhuru beklenen gaib 12. İmama uygulayarak, bir taşla üç kuş vurmak istedi: 1) Asıl fanatizm ABDden değil İrandan gelmektedir; bu inançtaki İranlı yöneticiler (Huccetiler) dünyayı tehdit ediyor. 2) ABD ve İsrailin yaptıkları ile bugüne kadar yapılan işgaller ve bundan sonra yapılacak olanlar meşru, gerekli ve zorunludur. 3) Nükleer güç sahibi olmak isteyen İran hemen durdurulmalıdır. Böylelikle Lewis, Mehdi inancını tahrif ediyor, bugünkü İran yönetimine yakıştırmalarda bulunuyor ve aslında bizim, sürüp giden olayların özünü doğru anlamamıza engel olmaya çalışıyor.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle