En Sıcak Konular

Amerika’dan af diliyoruz!

0 0 0000 00:00 tsi


AKP hükümetinin Lübnan’a asker gönderme arzusunun temelinde tek bir şey var...

Irak tezkeresi sonrasında ABD ile Türkiye arasında açılan yaranın kapatılması. Bunun dışındaki söylemleri çöpe gönderebilirsiniz.

BM kararından TBMM’de asker göndermenin oylanacağı ana kadar ABD özenli bir söylem tutturdu ve bunu sürdürecek.

Bu söylemin en basit ifadesi şudur; “Biz Türkiye’nin burada görev yapmasını çok arzu ederiz. Ama nihayetinde karar Türkiye’ye aittir...”

Bu saygılı söylem, yine Irak tezkeresi öncesi Washington’un özgüveni yüksek hatta kibirli duruşundan farklı…

İkinci bir hayal kırıklığı yaşamak istemiyorlar ama aynı zamanda Türk halkının hallice süredir devam eden anti-Amerikan duygularını tahrik etmek de istemiyorlar.

Bölgeye asker gönderilmesini savunanların tezleriyle istemeyenlerin gerekçeleri, derin uluslararası ilişkiler analizleri, karmaşık teoriler ve “kazanç-kayıp” muhasebesine dayanan çok sayıda görüş içeriyor.

Hâlbuki basit olmak lazım.

Bir yanınız İsrail bir yanınız Arap dünyası... Yaklaşık 65 yıldır çözülemeyen bir kanlı bilmecenin, kangren olmuş bir pisliğin tam ortası.

İkincisi, Birleşmiş Milletler -yine aynı süre boyunca- sadece burada değil dünyanın herhangi bir operasyonun da başarılı olmuş değil. Örneği yok.

Kaldı ki BM zaten orada vardı. Saldırıya da uğradı kayıp da verdi. Sonuç kocaman bir sıfır.

Ne İsrail ne Amerika ne de bölgedeki direnişi destekleyenlerle örgütler sizin farklığınıza bakıp bu kaosu durdururlar mı?

Herkes çıkarlarını en ufak taviz vermeden dayatmalara, zora koşmaya devam edecektir.

Irak tezkeresinde ve sonrasında, nihayet şimdi Lübnan’da muhakkak olmamız gerektiğini söyleyen kalemlerin teorilerini sallamayın. Akıllıca söylemlerine rağmen ciddi bir yönden eksikler!

Bugünkü diplomasi disiplini acımasız ve vicdansız menfaat analizlerine dayanmaktadır.

“Şöyle yaparsınız çıkarınız bu olur, yapmazsanız şunları kaybedersiniz, büyük güçler istediğini zaten yapacak onun için siz de katılın” genellemeleri içine alınabilecek cinliklerdir.

Biz bu ahlaksızlığa ortak olamayız. Türkiye bu değildir Türkler de bu değildir. Böyle olmayı reddetmeliyiz. “Doğrusu” budur.

Bunu yaptığımız için başımıza geleceklere de katlanırız. Bizi biz yapan meziyet budur!

Başkasının kuyruğuna takılırsanız, o dümen suyu sizi siz olmaktan çıkarır.



Bu haber 290 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,534 µs