En Sıcak Konular

Bahriyeli asker değil mi?

0 0 0000 00:00 tsi
Bahriyeli asker değil mi? Lübnan'da konuşlanan UNIFIL'e yapılacak katkı ile ilgili Meclis'e sunulan hükümet tezkeresine göre Deniz Kuvvetleri Lübnan'a gidecek. Amaç çatışma riskini azaltmak. Peki, risk gerçekten azalıyor mu? İşte tezkerenin içerdikleri ve Lübnan'da Mehmetçiği

Hizbullah ile çatışma olasılığına ilişkin eleştirilere karşılık tezkerede, "Gönderilecek kuvvetin, bölgedeki silahlı unsurların silahtan arındırılması dahil olmak üzere belirtilen taahhütlerin dışında hiçbir görevde kullanılmayacağı" ifadesine yer verildi. Tezkereye göre bölgeye deniz gücü gönderilecek.

TBMM Başkanlığı'na dün gece sunulan 11 sayfalık tezkerede gereği, kapsamı, zamanı ve süresi hükümetçe belirlenecek şekilde Türk askerinin Lübnan'a gönderilmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Hükümet tarafından yapılması için TBMM'den 1 yıl süreyle yetki isteniyor. Hükümet tezkeresinde, Türk askerinin, BM Güvenlik Konseyinin ilgili kararında öngörülen amaçlar doğrultusunda görev yapacak BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesinde görevlendirileceği ifade ediliyor.

Tezkerede, Türk askerinin bölgede oluşturulacak barış gücüne katkısı şu şekilde sıralanıyor: ''Doğu Akdeniz'de devriye görevi yapacak Deniz Görev Gücü için yeterli kuvvet tahsisi; taleplerin tek tek değerlendirilmesi kaydıyla dost ve müttefik ülkeler için deniz ve hava ulaşım desteği sağlanması; Lübnan ordusuna eğitim verilmesi, bölgede Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına icra edilecek insani yardım faaliyetlerinin gerektireceği ve başta bu unsurların güvenliğini sağlayacak kuvvet koruma birlikleri olmak üzere, hudut, şümul ve miktarı Hükümetçe belirlenecek askeri unsurlar, söz konusu kuvvet, bölgedeki silahlı unsurların silahtan arındırılması dahil olmak üzere belirtilen taahhütlerin dışında hiçbir görevde kullanılmayacaktır. Yeterli kuvvetle katılacağımız Deniz Görev Gücü, BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının verdiği yetkiye uygun olarak Doğu Akdeniz'de ve Lübnan kıyılarına mücavir bölgelerde deniz kontrolünü sağlamak için keşif ve devriye görevleri icra edecektir.''

Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin hazırlanan hükümet tezkeresinde, Türkiye'nin, bölgesinde istikrar unsuru olan güçlü bir ülke olduğu belirtilerek, içinde yaşadığımız bölgede hüküm süren gerginlik ve ihtilafların, Türkiye'nin güvenliği üzerinde olumsuz yansımaları olduğu ifade edildi.

Lübnan'da barış gücü oluşturulmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararının İsrail ve Lübnan hükümetleri ile bu hükümetleri oluşturan tüm koalisyon ortakları ve liderleri tarafından da kabul edildiği hatırlatılarak, BM Güvenlik Konseyi'nin anılan kararlarında yer alan görev yönergesi ve bilahare hazırlanan harekat konsepti ve çatışma kuralları belgesinin, UNIFIL'in meşru savunma ve çok istisnai durumlar dışında muharip görev üstlenmesini, çatışmalara girmesini öngörmediği kaydedildi.

Barış gücünün temel işlevinin, 'Lübnan Hükümetinin egemenliğinin tüm ülke sathında tesisinde ve Güney Lübnan'daki güvenlik sorumluluklarını yerine getirmesinde, Lübnan ordusuna yardım etmek' olduğu vurgulanan tezkerede, bu gücün, "Lübnan'a, Lübnan hükümetinin veya UNIFIL'ın yetkilendirmediği her türlü silah, mühimmat veya benzeri maddelerin satışını veya ulaşımını engellemek için gerekli önlemleri almaları ve bu tür teçhizatın kullanımına ilişkin teknik eğitimin sağlanmasının da engellenmesi" görevinin de üstleneceği kaydedildi.

BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararından sonra BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, BM üyesi ülkeleri barış gücüne katkıda bulunmaya çağırdığı hatırlatılarak, İtalya, İspanya, Almanya, Bangladeş, Belçika, Hırvatistan, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Endonezya, Finlandiya, Fransa, Gana, Hindistan, Hollanda, İrlanda, İsveç, Malezya, Lüksemburg, Nepal, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovenya, Ukrayna ve Yunanistan'ın barış gücüne asker verme kararı aldığı kaydedildi.

Barış gücünün, Güvenlik Konseyi kararında öngörülen görev ve işlevleri yerine getirmede başarılı olması, sürekli ateşkesin sağlanması, soruna kalıcı çözüm bulunmasının, Akdeniz ve Ortadoğu bölgelerinde güven ve istikrarın tesisi bakımından büyük önem taşıdığı dile getirildi. Tezkerede, Lübnan'da çatışmaların durdurulmasından sonra Türkiye'nin bu fırsat penceresinin çok iyi değerlendirilmesini teminen gerçekleştirilen diplomatik çabalarını yoğun biçimde sürdürdüğü belirtilerek, bu temeslardan, Lübnan'daki tüm grupların, İsrail, Suriye ve Filistin yetkililerinin; Türkiye'nin bölgede barış ve istikrarın tesisindeki rolüne ve UNIFIL'e katkı sağlamasına büyük önem verdiklerinin anlaşıldığı bildirildi.

Lübnan krizinin gündeme gelmesinden sonra hükümetin savunduğu 3 temel ilke olduğu belirtilerek, çatışmaların durdurulması, çözüme Türkiye'nin katkısını taraflarca istenmesi ve Türkiye'nin katkısının çatışmalara değil, barışa destek olaması şeklinde sıralanan üç önceliğin de gerçekleştiği dile getirildi.

Tezkere'de, "1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının kabulü ve ilgili bütün taraflarla gerçekleştirilen temaslar ışığında halihazırda oluşan ortamın her 3 ilke bakımından da hükümetimizin aradığı koşulları karşıladığı değerlendirilmektedir.Türkiye'nin, uluslararası barış ve istikrarın korunması konusundaki rolü ve ağırlığına ilişkin beklentilerin yüksek olmasında, TSK'nın, başta Balkanlar ve Afganistan olmak üzere çeşitli ihtilaf bölgelerinde üstün başarıyla yaptığı görevlerin büyük payı olduğu muhakkaktır. Türkiye, bölgesinde istikrar unsuru olan güçlü bir ülkedir. İçinde yaşadığımız bölgede hüküm süren gerginlik ve ihtilafların, Türkiye'nin güvenliği üzerinde olumsuz yansımaları olduğu bir vakıadır. Bu nedenle barış ve istikrarı tehlikeye düşürecek gelişmelere karşı kayıtsız ve ilgisiz kalmayacak olan Türkiye'nin, barış ortamının korunması yönündeki uluslararası çabalara etkin destek vermesi, milli Sorumluluğumuzun icabı olarak görülmektedir. Hükümetimiz, BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararında üye ülkelere yapılan UNIFIL'e destek ve katkı kararını bu temel mülahazalar ışığında değerlendirmiştir'' ifadelerine yer verildi.

Samanyoluhaber



Bu haber 2,643 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,742 µs