"zehirli konu"ya değindi | " /> "zehirli konu"ya değindi | "/>

En Sıcak Konular

Babacan "zehirli konu"ya değindi

30 Ekim 2007 18:21 tsi
Babacan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Irak ile ilgili sorunların çözülmesi için BM'nin de içinde olacağı bir mekanizma önerdi ve Türkiye'nin izlediği politakının ayrıntılarını verdi.

AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu İl Başkan Yardımcıları, Kadın Kolları Başkan Yardımcıları, Gençlik Kolları Başkan Yardımcıları Dış Politika Eğitim Seminerinde konuşma yapan Bakan Babacan, Türkiye'nin çalkantılı bir coğrafyanın tam ortasında olduğunu belirterek, Irak'ın bölgede ciddi bir problem olduğunu, Bağdat ziyareti sırasında da Bağdat'ın durumunun içler acısı olduğunu gördüğünü söyledi.

Babacan, şunları kaydetti: "Biz Irak konusuna uzaklardan bakan ülkeler gibi değil, bir komşu olarak, kardeş olarak, dost olarak, akraba olarak bakmalıyız. Bağdat'ta tek bir çocuğun canı yandığı zaman kendi çocuğumuzun canı yanmış gibi biz dertleniyoruz, kederleniyoruz. Bizim Irak'la ilgili yaklaşımlarımız çok açık. Biz kesinlikle siyasi birliğini koruyan, toprak bütünlüğünü koruyan bir Irak istiyoruz. Bu bizim için temel bir prensip meselesi."

Türkiye'nin, Irak'ın doğal kaynaklarının tüm Irak halkı tarafından paylaşılmasını istediğini de belirten Babacan, "Irak ile ilgili sorunların BM'nin de işin içinde olacağı istişare mekanizmalarıyla çözülmesini istiyoruz" diye konuştu. Türkiye'nin başlattığı Irak'a komşu ülkeler platformunun bölgede başarılı ve yüksek katılımlı devam eden ve sürekliliği sağlanan bir platform olduğunu belirten Babacan, ilki Mısır'da yapılan geniş katılımlı toplantının ikincisinin bu hafta sonu İstanbul'da olacağını söyledi. Bakan Babacan, "Irak'ın istikrarı, refahı için gönülden çabalayan birkaç ülke varsa bunlardan bir tanesi de Türkiye'dir" dedi.

Türkiye'nin Irak'ın kuzeyi ile ilgili sorununun terör örgütü PKK olduğunu kaydeden Babacan, terör örgütünün Irak'ın kuzeyinde kampları, eğitim alanları olduğunu ifade ederek, "Biz bütün uluslararası toplumdan açık seçik talep ediyoruz; terör örgütüyle mücadelede dayanışma zamanıdır, birlikte hareket etme zamanıdır. Hiç kimse 'benim teröristim iyidir, senin teröristin kötüdür' diyemez. Terörist teröristtir" diye konuştu. Babacan, Türkiye'nin PKK terör örgütüne karşı tüm dostlarından beklentisinin bu mücadelede dayanışma ve destek olduğunu vurguladı.

-İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU VE LÜBNAN'DAKİ SEÇİMLER-

Babacan konuşmasında bir başka önemli sorunlu alanın da İsrail-Filistin ihtilafı olduğunu belirterek, Türkiye'nin Filistinli kardeşlerine çeşitli alanlarda destek vermeye devam ettiğini kaydetti. İsrail-Filistin ziyaretlerinde Türkiye'nin konuya ilişkin görüşlerini her iki tarafa da açık şekilde beyan ettiklerini hatırlatan Babacan, "Biz, güven altına alınmış, belirlenmiş sınırlar içerisinde yaşayan ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin istiyoruz dedik" diye konuştu.

Filistinlilerin de kendi ulusal birliklerini sağlamalarının önemine işaret eden Babacan, şunları kaydetti: "Maalesef bugün Filistin'de bir bölünmüşlük söz konusu. Batı Şeria'da yaklaşık 2.5 milyon Filistinli, Gazze'de 1.5 milyon Filistinli, ikiye ayrılmış bir görüntü söz konusu. Bir yerde uluslararası toplumun tanıdığı bir yönetim, öbür tarafta Gazze'de başka bir yapılanma. Kardeşlerimize dedik ki, iki Filistin olamaz, aranızdaki bu ayrılığı giderin.

Birlik beraberlik olmadıkça da başarıya, refaha, barışa ulaşamazsınız." Lübnan ve ülkede yaklaşan seçimlerin de bölgede bir başka potansiyel kriz alanı oluşturduğunu ifade eden Babacan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin başarısız olması durumunda, bunun bölgede derin yaralar açma ve yeni yangınlar çıkarma potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

Babacan, bu nedenle Türkiye'nin ilgili tüm taraflara yapıcı olmaları ve seçimlerin başarıyla sonuçlanması gerektiğine yönelik görüşlerini ilettiklerini söyledi. Lübnan'daki UNİFİL'de yaklaşık 700 Türk askerinin görev yaptığını hatırlatan Babacan, aynı zamanda, Lübnan'ın İsrail savaşından sonraki yaralarına bir miktar da olsa çare olmak için okullar yapıldığını anlattı

. -UZUN DÖNEMLİ, KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETEN DIŞ POLİTİKA YAKLAŞIMI-

Konuşmasında AK Parti hükümetinin dış politika hedeflerine de değinen Bakan Babacan, Türkiye'nin dış politika gündemi ve sorumluluk alanları açısından çok yönlü ve çok boyutlu bir ülke olduğunu kaydederek, "Tarihi birikimimiz, coğrafi ve kültürel derinliğimiz, stratejik konumumuz, tüm bunları hep beraberce düşündüğümüzde, iyi belirlenmiş ve bütüncül bir çerçeveye oturtulmuş, çok boyutlu bir politikayı gerektiriyor" dedi. Hükümet olarak Türkiye'yi etkin bir bölgesel ve küresel aktör yapmayı amaçladıklarını kaydeden Babacan, kriz odaklı değil, vizyon odaklı bir yaklaşımla hareket ettiklerini söyledi.

Babacan, ilkeli, dengeli, küresel ve bölgesel bütün aktörlerle temas halinde yürütülen, rasyonel temellere dayandırılmış, zamanlaması iyi yapılmış, proaktif ve dinamik bir dış politika yöntemi benimsediklerini de belirtti. "Ülkemizin dış politika hedefi insanımızın özgürlük ve refahını garanti edecek bir güvenlik alanı oluşturmaktır" diyen Babacan, dış politikalarının ana esasının güvenlik ilkesinden vazgeçmeden, taviz vermeden, özgürlük ilkesine dayalı bir açılımı Türkiye'de başarmak olduğunu ifade etti.

11 Eylül'den sonra birçok ülke özgürlük alanını daraltırken, Türkiye'nin güvenlik riski almaksızın özgürlük alanlarını genişleten yegane ülke olduğunu söyleyen Babacan, özgürlük adına güvenlik feda edilseydi bunun anarşi ve kaosa, güvenlik adına özgürlük feda edilseydi bunun da otokratik ve diktatoryal bir yaklaşıma neden olacağını söyledi. Babacan, bugüne kadar uzun dönemli, kalıcı çözümler üreten bir yaklaşım belirlediklerini belirterek, "Türkiye'yi etkilenen değil, etkileyen; belirlenen değil, belirleyen ülke konumuna getirecek politikalar izledik" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinden geçen, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına yer veren yasa tasarısının yeniden gündeme gelmemesini umduklarını, bu konunun Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri "zehirleyen" bir konu olduğunu söyledi.

AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu İl Başkan Yardımcıları, Kadın Kolları Başkan Yardımcıları, Gençlik Kolları Başkan Yardımcıları Dış Politika Eğitim Seminerinde bir konuşma yapan Babacan, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının son dönemde ABD Temsilciler Meclisinde ve Senatoda gündemde olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin bu konuyla ilgili 2005 yılında Ermenistan'a elini uzattığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermenistan Başbakanına bir mektup yazarak, konuyla ilgili arşivleri izlemek üzere bir ortak komisyon kurulmasını önerdiğini anımsattı.

"Biz tarihimizden eminiz, biz kendimizden eminiz. Tarihimizle yüzleşmeye de her zaman hazırız" diyen Babacan, Türkiye'nin ortak komisyonunun çalışmalarının sonucu ne olursa olsun, bu sonuçlarla yüz yüze gelmeye hazır olduğunu dile getirdiğini, ancak olumlu bir yanıt alamadığını vurguladı. Lobiciliğin karlı bir iş alanı haline geldiğini belirten Babacan, bu işten nemalanan çok ciddi çevreler ve çok sayıda insan olduğunu kaydetti.

Babacan, bu yollarla lobi faaliyetlerinin bazı ülkelerde etkisini gösterdiğini ve Türkiye için olumsuz sonuçların yer yer gündeme geldiğini belirtti. Babacan, Türkiye'nin ABD'nin Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinden geçen kararı kınadığını ve kabul edilemez bulduğunu açıkça ifade ettiğini kaydederek, bunun için hükümetin, sivil toplum örgütlerinin ve iş dünyasının da yoğun bir çaba içinde olduğunu bildirdi.

Babacan, "Ümidimiz ve dileğimiz önümüzdeki dönemde artık bu tasarının gündeme gelmemesi, burada bu işin bitmesi. Aksi halde bu konu Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri zehirleyen bir konu, ilişkilere olumsuz etkide bulunan bir konu" diye konuştu. ABD yönetiminin bu konudaki çabalarını takdir ettiklerini belirten Babacan, ABD'nin kendi iç siyaset sahnesinin de sıkıntılı olduğunu söyledi.

Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumumuzun parçası olan cemaatlerimiz, kendi Ermeni vatandaşlarımız da dahil olmak üzere, bu konuda yoğun çaba harcadılar, bu olmasın, geçmesin diye. Dedik ki, tarihi tarihçilere bırakalım, tarihi tarihçiler yazsın, siyasetçilerin evet-hayır oyuyla tarih yazılmaz dedik. Geçmişle tarihçiler uğraşsın, siyasetçiler geleceğe baksın dedik." Konunun Türkiye'nin transatlantik ilişkileri açısından da kritik öneme sahip olduğunu belirten Babacan, bu konunun kapatılmasını ABD Kongresinden kuvvetle talep ettiklerini, talep etmeye devam edeceklerini ve bu konuda her türlü girişimin de süreceğini söyledi.

-TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ-

Türkiye-AB ilişkilerinin de önemli bir dış politika konusu olduğunun altını çizen Babacan, Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlamış bir ülke olduğunu hatırlatarak, bunun aynı zamanda bir hukuki statü olduğunu söyledi. "Şu an AB ile olan ilişkilerimiz sağlam bir hukuki zemine oturmuş durumda" diyen Babacan, AB süreciyle ilgili en ufak bir kuşkularının, en ufak bir endişelerinin olmadığını, bunun Türkiye için bir hak olduğunu söyledi. AB sürecinin reform çabaları açısından bir çerçeve olduğunu da kaydeden Babacan, bu sürecine ekonomik ve siyasi tüm reformları bir uluslararası perspektife oturttuğunu ve ölçütler verdiğini söyledi.

Babacan, şunları kaydetti: "Türkiye'nin birinci sınıf demokrasiye layık olan bir ülke olduğunu düşünüyoruz. Türk halkının bunu hak ettiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla Kopenhag siyasi kriterleriyle belirlenmiş olan o demokrasi standardı bizim Türkiye'yi alıp götürmek istediğimiz bir standart." AB uyum sürecinin birçok konuda Türk halkının yaşam kalitesini yükselttiğini belirten Babacan, AB sürecinin Türkiye için faydalı olan, Türkiye'nin çıkar sağladığı bir süreç olduğunu söyledi. Babacan, AB süreci içinde hiçbir taviz vermediklerini belirterek, "Biz ne yapıyorsak halkımız için yapıyoruz, kendi çıkarlarımız için yapıyoruz" dedi.

Türkiye'nin AB sürecinin bölge için çok önemli olduğunu belirten Babacan, "Türkiye'nin AB süreci Doğu ile Batının kaynaşmasında, Batı aleminin Türk kültürünü, İslam kültürünü daha yakından tanımasında son derece önemli bir süreç" dedi. Babacan, bu süreçte güçlükler yaşanabileceğini de belirterek, "Biz sabırla, sebatla bu yolda devam edeceğiz. Yıllardır sürdürdüğümüz, elde ettiğimiz bu önemli hakkı da öyle kolay kolay kimsenin alıp gitmesine de izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

-KIBRIS KONUSU-

Kıbrıs konusunun Türk dış politikasının en öncelikli alanı olduğunu belirten Babacan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan ve kendisinin göreve başladıktan sonra ilk yurt dışı ziyaretlerini KKTC'ye yaptıklarının altını çizdi.

"Biz şimdiye kadar Kıbrıs'tan ne tek bir santimetre kare toprak verdik, ne tek bir askerimizi geri çektik" diyen Babacan, KKTC'nin kişi başına düşen milli gelirinin 4 bin dolardan 10 bin dolara çıktığını belirtti. Eskiden KKTC Cumhurbaşkanının uluslararası etkinliklerde yer alamadığını, ancak bugün ülkelerden resmi davetler aldığını belirten Babacan, KKTC'nin İslam Konferansı Teşkilatına (İKT) Kıbrıs Türk Devleti olarak gözlemci statüsünde katıldığını belirtti.

Türkiye'nin KKTC'nin desteklenmesi ve güçlendirilmesiyle ilgili çabalarının önümüzdeki dönemde de yoğun bir şekilde devam edeceğini ifade eden Babacan, Kıbrıs konusuna kapsamlı bir çözüm bulmak için de çabalarını sürdüreceklerini söyledi. Babacan, AB'nin Kıbrıs Rum Yönetimini "yarım yamalak bir yapıyla" üye alarak, belki de AB tarihindeki en önemli hatayı yaptığını belirterek, "Bu üyelik, Kıbrıs'ın AB üyeliği, Kıbrıs sorununun çözümünün önündeki en büyük engel haline gelmiştir. Maalesef Avrupalı dostlarımız bu üyelik dayanışması çerçevesinde artık bu soruna objektif olarak da bakamamaktadırlar" dedi. Babacan, BM'nin de içinde olacağı bir mekanizmada Kıbrıs konusuna nihai bir çözüm bulmak için çabalarını sürdüreceklerini söyledi.

Türkiye'nin kültürel anlamda, Doğu ile Batı, ekonomik anlamda da Kuzey ve Güney arasında merkez bir rol üstlenmek zorunda olduğunun görüldüğünü kaydeden Babacan, uluslararası ilişkilerde başarının üç ana şartı olduğunu belirtti ve bunları öz güven, stratejik planlama ve güçlü siyasi irade olarak sıraladı.

 

 

 



Bu haber 488 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,461 µs