Terör ticarete de bulaştı!

29 Ekim 2007 17:22 tsi
MESİAD Başkanı Güler, Mersin'deki European Tobacco A.Ş.'nin Barzani'nin ortağı olduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Güler iddiaların, rakip firmaların karalama kampanyası olduğunu savundu.

Bu tür iddiaların özellikle hassas dönemlerde sistematik olarak yürütüldüğüne işaret eden Güler, "Biz işadamları olarak bu yönden büyük rahatsızlık duyuyoruz. Hiç kimse Mersinlilerden ve Mersinli işadamlarından daha yurtsever olduğunu söyleyemez. Hiç bir yere çivi çakmamış, hayatında hiç kimseye ekmek vermemiş insanların, ekmek kapılarını kesmeye dönük tavırlarını kınıyoruz" dedi.

Haber7'nin haberine göre MESİAD Başkanı Mustafa Güler, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte, geçtiğimiz günlerde hakkında Barzani'nin ortağı olduğu yönünde haberler yer alan European Tobacco'nun Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikasını ziyaret etti.

Yönetim kurulu üyeleriyle birlikte fabrikayı gezen ve ziyaretin European Tobacco ve Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan'a destek amacı taşıdığını belirten Güler, iddiaların tamamen asılsız ve bir karalama kampanyasından ibaret olduğunu söyledi.

Bu tür oyunları tarihten hatırladıklarını ifade eden Güler, bunların tarihte McCarty'cilik olarak bilindiğini belirterek, "Hepinizin bildiği gibi 1950'li yıllarda ABD'de Cumhuriyetçi senatörlerden McCarty vardı. Bu kişi rakiplerinin tamamını komünistlikle suçlayarak, oluşturduğu karalama kampanyası ile yurtlarını terk etmeye zorladı. Ve ülkesini çok büyük zarara uğrattı. Sonunda bu afişe ettiği insanlarla ilgili hiç bir şey ispat edemeyince, tarihte kötü ünüyle anıldı. Şimdi de serbest piyasada rakipler bir birlerinin elini bükemeyince, bu McCarty'cilik olayını ekonomiye taşıdı. Tarih bunu tanıyor, bu oyunları biliyor, biz de bunu biliyoruz" diye konuştu.

Özellikle ortamın biraz gerginleşmesi ve hassaslaşmasıyla Mersin'e ve Mersinli işletmecilere karşı yoğun bir propaganda yürütüldüğüne işaret eden Güler, "Biz bu yönden oldukça rahatsızız. Zaten yatırımcılar yönünden sıkıntı yaşayan Mersin'in, böyle başarılı insanların, bu şekilde yıldırılarak yeni yatırımları caydırmaya yönelik karalama kampanyaları biz işadamlarını rahatsız ediyor. Devletimiz var, devletin ilgili kurumları var. Bizler her türlü yasa dışılığa karşıyız. Hiç kimse Mersinlilerden, Mersinli iş adamalarından daha yurtsever olduğunu söyleyemez. Varsa daha fazla yurtsever gelsin Mersin'e katkı koysun, yatırım yapsın, Mersin'de barış ve kardeşliğin yüceltilmesinde rol alsın. Hiç bir yere çivi çakmamış, hayatında hiç kimseye ekmek vermemiş insanların, ekmek kapılarını kesmeye dönük tavırlarını kınıyoruz. O nedenle hep birlikte buraya geldik. Bu, defalarca tekrarlanan bir senaryodur. Bilinçli olarak Mersinli işadamlarına dönük olarak sistematik olarak yapılan bir şeydir. Bu nedenle bu tavrın değişmesi gerekiyor. Yurduna yatırım yapan, istihdam yaratan, milyonlarca dolarlık katma değer yaratıp da gelir getiren, ihracatta devasa adım atan bu insanların desteklenmesi gerekiyor. Biz işadamları olarak da burada yatırım yapan insanlarla birlikte olmaya, onların yanında olduğumuzu söylemeye geldik" şeklinde konuştu.

Türk Arap İşadamları Derneği (TURAB) Genel Başkanı Sedat Kutlu ise, Çukurova ve Doğu Akdeniz bölgelerinin, Türkiye'nin yenilikçi değer yaratan bölgeleri olduğuna işaret ederek, "Bu bölgede çok lokal, yani mahalli düşünüp uluslararası hareket edemezsiniz. Bu bölgede uluslararası hareket etme kabiliyeti sadece iş adamaları değil, bu bölgede yaşayan herkes tarafından, ziraatçısından çiftçisine, hükümet ve kamu kuruluş yetkililerine varıncaya kadar mutlak suretle yenilikçi değer yaratacak uluslararası düşünce tarzını, sadece düşüncede değil, eyleme dönüştürecek yapıda olması lazım. Bugün burada bulunduğumuz firma sahibi de bunu uyguluyor. Bunlar bizim değerlerimizdir, değerlerimize sahip çıkacağız" dedi.

ULUSLARARASI RAKİP FİRMALARIN KOMPLOSU

Barzani'nin ortağı olmakla suçlanan ve bu yönde bazı yayın organlarında hakkında iddialar yer alan European Tobacco'nun Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan da, iddiaların, uluslararası rakip firmaların bir komplosu olduğunu söyledi.MESİAD'ın ziyaretinden çok çok mutlu olduğunu ve duygulandığını kaydeden Arslan, Mersin'de 1980 yılından bu yana ticaret yaptığını ve bu ticaret içerisinde asla kayıt dışına girmediğini belirtti.

" Hep dürüst oldum, hep düzgün oldum" diyen Arslan, şöyle devam etti ; " Mersin'de çeşitli operasyonlar oldu, bu operasyonlardan birinde benim adım bile geçti. Bana karşı operasyon yapıldı, defterlerim 2001 yılında didik didik edildi. Bir yıl defterlerimin üzerinde çalışma yaptılar bir şey bulamadılar, telefonlarım dinlendi, hala aynıdır belki bilemiyorum ve hiç birşey bulamadılar."

Kendisi ile ilgili yaşanan olayları 'Cadı avına' benzeten Arslan " Mc Carty dönemi vardı, bir de çok eski çağlarda cadı avına çıkılıyordu. Aynı dönemi yaşıyoruz. Ben siyasete 3 ay katıldım, bana isnat edilen şeyler siyasetten kalma şeyler. Bana o siyasette çeşitli iftiralar attılar. Devletin ilgili birimlerinin hepsinin haberi var, basında çıktı, bir tanesi de arayıp ifade vermeye çağırmadı beni. 1 ay önce burada müteahhitlerle ilgili bir operasyon oldu, benimle ilgili 100 klasör dosya gelmiş. Ben seçimlere girdim ve ondan sonra defteri kapattım. Bu bir sosyal sorumluluk. Mersin'de sosyal barışı sağlamak için girdim ben. Olmadı ama ondan sonra ticari hayatıma devam ettim, çünkü ben Mersinliyim. Ben şunu söyledim; "Ben hep Mersin'de kalacağım, Mersin'de yatırıma devam edeceğim" dedi.

Türkiye'de sigara sektöründe 6 tane özel oyuncu olduğunu ve bu oyuncuların hepsinin, TEKEL hariç İzmir tarafına yoğunlaştığını kaydeden Arslan " Çünkü bununla ilgili teknoloji, yedek parça, yetişmiş insan, tütün, her şey orada, en iyileri orada. Ama ben Mersin'deki en büyük sorun istihdam olunca bu fabrikayı buraya kurdum. Şu anda bu tesiste 400'den fazla insan çalışıyor, 24 saat yatırım var ve kat kat büyüyor. Biz 3 makineyle başladık 5 makine oldu, 2 ile başladık 3 oldu, 2 aldık 5 oldu, hali hazırda 1 yıl sonra, 6 ay sonra gelecek sipariş makinelerimiz var. Bu, özellikle uluslararası tekelleri çok rahatsız etti. İşte bu rahatsızlığın neticesi budur. TEKEL'de gidince Türk sermayesinin olduğu hiçbir şey kalmayacak. Bir milli firma olarak karşınızdayız. Çünkü diğer firmaların hepsi uluslararası tekel ve Türkiye büyük bir pazar olduğu için içeride ilan edilmemiş kıyasıya bir savaş var. Tobacco Record adlı dergide Wilson diye bir araştırma şirketinin nisan ayında yaptığı bir araştırma var. Orada, "Bu European Tobacco'yu nasıl durdururuz" diyorlar. Çünkü dünyada hiçbir sigara sektörünün, biz 3 yıllık bir firmayız, 3 yıl içinde yüzde 10'lara gelmesi mümkün değil, hele bu uluslararası bir firma değilse, dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu adamların girdiği yerde, TEKEL gittikten sonra, büyümesi halinde, milli bir firma diye tüketicilerin oraya yönelmesi onlar için büyük bir potansiyel tehlike. Mersin firmasıyız, Türkiye'de bütün illerde faaliyetteyiz, 85 tane distribütörümüz var. Bugün Türkiye'nin hangi noktasına giderseniz gidin sigaralarımızı rahatlıkla buluyorsunuz" dedi.

Mersin'de hiç kimsenin Barzani ile bir ilgisi olduğunu tahmin etmediğini dile getiren Arslan " Barzani niye buraya firma kursun? Zaten gümrüğü var adamın, adam ihraç edilen her maldan para alıyor zaten. Bu kadar büyük bir servetin dışında bir de Irak Milli Meclisi'nin en son aldığı karar, zaten yüzde 17 kadar petrol geliri Türkiye kadar büyük bir zenginlik sağlayacak ona. Dünyanın en büyük yataklarının yüzde 17'sine sahip olacak. Böyle cadı avına çıkılması tamamen ticari bir olay, ticari olayın dışında başka bir şey değil. Uluslararası firmaların bir komplosu bu, sabah uyanıyorsun, sana bir şey sormadan European Tobacco Barzani'nin ortağı çıkıyor. Ben adama belge var mı diye soruyorum, "Öyle iddia ediliyor" diyor. İkinci gün haberinde diyor ki, "Mahmut Arslan'ın ilgisi yok ama bunun ortak olduğu" benim ortağım değil ki onlar. Benim ortağım o bahsedilen iki kişi değil. Kaldı ki bu bir tüzel kişilik, tüzel kişilikte ortaklar olabilir. Ortak dedikleri kişiler Kürt değil, Arap, aynı zamanda Hıristiyan ve Lübnanlı" şeklinde konuştu.

Bu olayların Mehmetçik Vakfı'na 1 milyon YTL bağış yaptıktan sonra ortaya çıktığını kaydeden Arslan, konuşmasını şöyle tamamladı; " Bu bağışı Mahmut Arslan olarak verseydim hiç bir şey olmayacaktı. Çünkü diğer oyuncular Türk ordusuna bu parayı verecek oyuncular değil. Çünkü bunların merkezleri ABD, Japonya, İngiltere ve bir AB ülkesi. Bunlar Mehmetçik Vakfı'na para verirler mi? Problem şuradan çıktı; biz pazarda distribütörlerimizden bu kampanyamıza destek olmaları için imza istedik, kıyamet orada koptu. Çünkü bayiler diğer sigara firmalarına "siz niye yardım etmiyorsunuz" deyince, eskiden benim için uydurulmuş, saçma sapan hikayeleri tekrar servise veriyorlar. Bana göre ısmarlama haberler bunlar. Bu haberlerden sonra pazar payımız azalmadı aksine arttı."

Bu haber 599 defa okundu.