Yemezler! | " /> Yemezler! | "/>

En Sıcak Konular

Kaşları cımbızla alınmış plastik inekler! Yemezler!

29 Ekim 2007 11:59 tsi
Kaşları cımbızla alınmış plastik inekler! Yemezler! Doğallıklarıyla “oynanmış” plastik inekler, sanat hareketi diye kakalanmaya çalışılıyor İstanbul halkına. “Piyasa”, etinden, sütünden yararlandığımız bu güzel hayvanları da maymuna çevirmeyi başardı sonunda. Biz güzelim ineklerimi

Arzu Aygen’in haberi

İstanbul sokaklarını süsleyen plastik inekler incelenmeye değer. Bir çeşit reklâm tabelası olarak hizmet veren bu zavallı inekler gerçeklikle olan bağımızı kopartıyor, en değerli yiyeceklerimizden “süt”ü bize yabancılaştırıyor.

Osmanlı’dan beri Batılı ve modern olmaya ve bütün milletimizi kendilerine benzetmeye çabalayan yazarların günümüzdeki heyecanlı mirasçıları bu inek sergisi fikrine pek sevindi. Gazetelerde bu nev-i şahsına münhasır “sanat hareketi”nin çarçaf çarşaf güzellemeleri yayınlandı. Ne de olsa Paris’ten sonra metropolümüze teşrif etmişti inekler. En sonunda İstanbul’a yaraşır bir sanat hareketinin içinde bulmuştuk kendimizi. Sergi sonunda açık artırmaya katılarak bu ineklerden bir tanesini satın almaya karar vermiştik. İstanbul ahalisi olarak ineklerle hatıra fotoğrafı çektirdik, “sevgi dolu yüreklerimizle” blog’larımızda yayınladık.

Şimdi reklâmlar…

Bu arada birileri reklâmını yaptı. Şirketler, kendilerini hatırlatacak renklerle, fikirlerle boyattıkları ineklerle katıldı sergiye.

Bu arada birileri çok para kazandı. Fiberglas ineklerden İstanbul’da 150 tane olduğunu, ve bunların her birini sahiplenmek için en az 6.500 Dolar ödendiğini düşünün. Ana sponsor ve yardımcı sponsorlardan alınan, miktarı açıklanmayan paraları da düşünün. Bu inekler, organizasyonu düzenleyen Sinpa A.Ş. ve Linx Marketing Services şirketlerine çok para kazandırdılar.

Artık reklâm panolarına bakmayan, televizyon reklâmlarında evdeki işlerini halleden, gazetede reklam sayfalarını hızla çeviren insanları uzun uzun baktıracakları yeni bir reklam panosu uydurmuş oldu küresel en akıllı, en fırsatçı, en paragöz, en doymaz beyinler. Sanat eserine bakıyoruz diye reklâm göstererek “nanik” yaptılar hepimize.

Bu en akıllılar, sergi bittikten sonra da ineklerden para kazanacaklar. Bir açık artırma yapılacak, inekler satılacak.

Bunun bir sergi olduğu söylendi, tanıtımlarında bolca “sanatçı” lafı geçti. Bizim bildiğimiz anlamda sanat, biraz daha özgür bir şey değil midir? Sanat fotoğrafçısıyla reklâm fotoğrafçılığı arasında gayet net bir ayrım vardır. Bu sergideki inekleri boyayanlara da, -gönüllerinden geçeni yapma lüksü tanınmış Cemil İpekçi ve Günseli Kato gibi imtiyazlı azınlığı hariç tutarak – reklam boyayıcısı demek daha doğru olur.

Sütümüze ne oldu?

Yanaklarına allık sürülmüş, kaşları cımbızla alınmış, sürmelenmiş inekleri seyre dalarken, gerçeklikle bağımız kopuyor. Gerçek inek neydi, unutuyoruz. Bu plastik renkler, ineklerle aramıza giriyor. Sütümüzle aramıza giriyor. Gerçek ineklerin çektiği acıları (çoğunun otlak görmeden bir ömür boyu modern besi çiftliği denen esir kamplarında işkence içinde yaşadığını, daha çok süt vermeleri veya daha çabuk et haline gelmeleri için hormon/aşı yapıldığını, memelerine takılan elektrikli makinelerle sütlerinin sağıldığını, devamlı beton üstünde yatırıldığını, bu ineklerin çok mutsuz olduğunu) bize unutturuyor. İneklerden bahsedeceksek, makyajlarından, elbiselerinden, küpelerinden değil, çayırlarını nasıl da hızla kaybettiklerinden söz etmemiz gerektiğini unutturuyor.

İneklerden birinin sırıtarak, üzerinde bir kızın çatalında biftekle resmedilmesi insana acı veriyor. İnekler bu yukarıda saydığımız işkence koşullarına sırıtarak mı bakıyorlar yani?

Bu arada en değerli yiyeceklerimizden biri olan “süt” de kim vurduya gidiyor. Zaten sütü doğallığından çıkarmış, üzerine bin çeşit işlem yaparak paketlemiştik. Üzerinde bir parmak kaymak tutan gerçek sütü, mayalandıktan bir hafta sonra ekşiyen gerçek yoğurdu çoktan unutmuştuk. Kendiliğinden tadı tuzu yerinde olan mucizevi sütü, çocuklarımıza ancak şekerli, kakaolu, teknolojik kahverengi tozlarla içirir olmuştuk.

Serginin yegâne faydası bir şirketin “Ot yoksa süt de yok. Süt yoksa insanoğluna besin yok.” yazmış olmasıydı. Plastik ineklerle üstümüze atılan çamuru sıyıralım.

www.iyibilgi.com ÖZEL



Bu haber 7,598 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,325 µs