En Sıcak Konular

Pazar gününe hiç uymayan yazı

28 Ekim 2007 19:59 tsi
Pazar gününe hiç uymayan yazı Engin Ardı, "Pazar gününe hiç uymayan" bir yazı kaleme aldı. Köşesinde İttihat ve Terakki anlayışına düşman olmadığını, aksine dost olduğu için ağır bir dille eleştirdiğini yazan Ardıç, bakın neler yazdı..

Engin Ardıç/ Akşam

Pazar gününe hiç uymayan yazı

Ne denilmiştir? Kalp kalbe karşıdır, denilmiştir. Serdar Turgut’un David Fromkin’e önem vermesine sevindim, çünkü benim de başucu kitaplarımdan biridir...

Fromkin’in eserinin adı, “A Peace to End All Peace”... Barışı bitirecek barış...

Fromkin bir kelime oyunu yapıyor, bir “nazire”... Çünkü Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra müttefikler “gelecekteki her türlü savaşı daha başından, başlamadan bitirecek bir barış” yapacaklarını söylüyorlardı: “A peace to end all wars”... Yanılmıyorsam, Başkan Wilson’un lafıdır.

Tam tersi oldu. Almanya’yla yaptıkları barış bu ülkeyi yıkıma sürükleyip Hitler’e iktidar yolunu açtı ve ikinci bir dünya savaşını doğurdu. Avusturya’yla yaptıkları barış Orta Avrupa bütünlüğünü darmadağın edip birçok küçük ve güçsüz devlete bölerek bütün bölgeyi Hitler ve Stalin’in kucağına düşürdü. Türkiye, kendisine dayatılan enayi barışını hiç mi hiç tanımadı, ayaklandı...

Eh, petrol bölgesi, yani Ortadoğu da barut fıçısına döndü.

Şimdi patlıyor işte... Bir İngiliz bir de Fransız diplomatının, Mark Sykes adlı hergeleyle Georges Picot adlı hergelenin masa başında cetvel ve pergelle icat ettikleri devletler darmaduman oluyorlar. Cetvel ve pergel, artık Bush ile Rice adlı başka yaratıkların ellerindedir.

Sevgili dostum Serdar Turgut’un dün bu konuda yayınladığı pek güzel yazının bir cümlesi dikkatimi çekti. Diyor ki, “bölgede olan bitenin temelinde Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle doğan düzen boşluğu yatmaktadır, bu nedenle Türkiye’nin tarihi sorumluluklarından kaçınmasına imkân yoktur”...

Yerden göğe kadar haklıdır.

Fakat ben de şunu sormak isterim: Herhangi bir gazeteci, bunu, diyelim 1928 yılında, diyelim 1938 yılında, diyelim 1948 yılında yazabilir miydi acaba?

Neden yazamazdı? Yasaktı da ondan. Aslına bakarsanız 1958 yılında, 1968 yılında, 1978 yılında bile ortaya atılması adamın başına dert açacak bir meseleydi bu.

Bazı dostlar beni “İttihatçı düşmanı olmakla” suçluyorlar (“düşmanlık” deyimi haksızlık oluyor, “sert ve acımasız eleştiri” deseler anlaşacağız, çünkü dost acı söyler), ben de, kötü televizyoncu ağzıyla, şimmmdi soruyorummm:

Ortadoğu’ya niçin ısrarla sırtınızı döndünüz sevgili kardeşlerim?

Yani dönüp baksaydınız bu “devrimlerimize” zarar mı verecekti?

Bu bir “devekuşu politikası” olmadı mı?

Acaba Ortadoğu’yla hiç mi hiç ilgilenmemekle emperyalistlere “bakın biz artık uslu çocuk olduk, sizin etki alanınıza bulaşmıyoruz, siz de bize bulaşmayın, gidin Arapları kazıklayın” mı demek istiyordunuz?

Ama bulaştılar işte, tutturamadık.

Niçin, bırakın tartışılmasını, hatırlatılmasını bile yasakladınız?

Peki bu hep böyle mi sürecekti?

Uyanmamız için, 1990 yılında Saddam Hüseyin’in Kuveyt’e yürürken bizimle de “sizi kim koruyacak” diye dalgasını geçmesini beklemek mi gerekirdi?

Yoksa, halkımızın “aaa, nereden çıktı bu Ermeni meselesi, nereden çıktı bu Kürt meselesi” diye birdenbire şaşırmasında, bu geçmişi reddetme, ilgilenmeme, “yoksayma” politikasının da etkisi var mıdır?

Gördüğünüz gibi, biz onu görmek istemesek de bela günün birinde bizi buluyor, gelip kapımızı çalıyor, sevgili İttihatçılar.

Sizin yaptığınız, meğerse, çözmek olmamış, ertelemek olmuş.

Tıpkı, sanayileşme ve ekonomik kalkınmayı da, “bizden atlasın da sosyal hareketlenme gelecek kuşaklarda patlasın” diye ertelediğiniz gibi!

 



Bu haber 505 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,833 µs