Dizisel alan: Türbanlılar hem fakir hem de yaşlı!

24 Ekim 2007 16:30 tsi
Kamusal alanın kimi bölümlerinden 2002-2007 yılları arasında ‘uzak tutulan’ türbanlılar toplumun bir parçası olarak nihayet dizilerde yerini aldı. Ancak tam olması gerektiği şekliyle değil. iyibilgi için dizileri masaya yatıran eleştirmen Betü

Siyaset alanında bir “türban” meselesi var ki yıllardır tartışma listelerinin üst sıralarında yer alıyor. Fakat “türban” olayını sadece siyasi zeminde değerlendirmek öyle sanıyorum ki çok kısır bir tutum olur. Gözümüzü kulağımızı siyaset arenasından alıp görsel yapım alanına çevirdiğimizde gayet bilinçli olarak sergilenen bir tavır görüyoruz. Özellikle yeni yayın döneminde TV programlarını ve dizilerini takip eden okuyucularımız bu analizimizi daha iyi değerlendirebileceklerdir.
 
Yeni sezon tv dizilerine şöyle bir göz attığımızda karşımıza ilginç durumlar çıkıyor. Medya “türban” adı altında bir korku paranoyası oluştura dursun, tv'deki diziler de “türban”- ya da biz ona başörtüsü diyelim- olgusunu elinden geldiğince aşağı çekiyor, basitleştirip bir gelenek içerisine sokuyor. Dikkat ederseniz bütün dizilerde baş örtüsü takan karakterler, ya köylü, ya varoşlarda yaşayan fakir kadınlar ya da evlerdeki nineler. Bir de kötü kaynanalar... Show Tv de yayınlanan Oğlum İçin adlı dizideki “hanımağa” çizgisinde yer alan Anne karakteri, bembeyaz baş örtüsüyle daha ilk bölümde kin beslediği damadını silahla vuruyor, sonra da villasına gidip seccadede iki rekatlık ne olduğunu anlamadığımız bir namaz kılıyor. Ve namazın ardından “Allahım sen beni affet  ben bir cana kıydım” deyip birden yıllardır halletmesi gereken bir işi halletmiş olmanın verdiği huzurla yaşamına devam etmeye çalışıyor. Kendisi hem türbanlı, hem kötü hem de yaşlı bir karakter... Kanal D'nin iddialı dizilerinden biri olan Menekşe ile Halil adlı dizide Nine karakteri ise biraz daha ehven-i şer. Fakir, geleneksel bir köylü kadın; Allah'tan iyi niyetli. Keza Annem dizisinde Urfalı bir kayınvalide karakteri fakir olmasa da  hem köylü, hem  de yaşlı. Gelelim o çok izlenen Yaprak Dökümü dizisine. Herkesin “şirret” olarak nitelendirdiği ve izleyenin oldukça nefret ettiği bir karakter olan Bennu Yıldırımlar'ın kayınvalidesi rolündeki karakterimiz; asık suratlı, fakir, çirkin, art niyetli, dedikoducu, haset... daha sayamayacağımız kadar kötü özelliği bünyesinde toplaşmış bir karakter dizide yerini almış durumda. Yine en çok izlenen gençlik dizi olan “Kavak Yellerin”de fakir ve namusu “lekenlenmiş” olan ailenin annesi, başından geleneksel örtüsünü hiç eksik etmiyor. Kızlarının biri erkek arkadaşıyla orada burada öpüşüp fink atıyor, diğeri başka bir adamdan gayr-ı meşru bir bebek bekliyor, ama annemiz başörtülü mazlum ve evlere temizliğe gidecek kadar fakir ve “zavallı”...
 
Hatırlarsanız Hacı adlı dizide “eh nihayet diyebileceğimiz” olumlu bir karakter vardı; Hacı'nın kızı. Fakat dizi kanal değiştirdikten sonra genç kızın baş örtü örtme şekli ve giyim kuşamı tamamen değişti. Eh, bir süre sonra da ucu bir yerlere dokunmuş olacak ki dizi yayından kaldırıldı. Tüm bunlar bir yana, STV adlı belli bir misyon üstlenmiş olan tv kanalında bile bütün alt kültüre ait yoksul karakterler türbanlı olarak yer alıyor. Keza Kanal 7 de aynı yolu takip ediyor. Hal böyleyken, haberlerde, siyasi arenalarda “türban” tehlikesi(!) konuşuladursun, aslında tv dizileri bu tehlikeli “bez parçasını” çoktan tehlike olmaktan çıkarmış, yanına başka başka kelimeleri ekleyerek zararsız bir şekilde konumlandırmış durumda. Başlıkta da dediğimiz gibi, türbanlılar hem yaşlı , hem fakir sayın okuyucular. Korkmayın kimseye bir şey yapamazlar.?

Betül Dündar
Eleştirmen

Bu haber 5,101 defa okundu.