O 'sisli' gece ne oldu?

24 Ekim 2007 16:20 tsi
Türkiye’nin kalbinin yandığı o gece tam olarak ne oldu henüz bilinmiyor. Ancak bilinmeyenler içinde bir konu var ki gerçekten ilginç ve merak uyandırıcı. Olaydan sonraki sıcak saatlerde duyulan ve ondan sonra bir daha da geniş biçimde basında yer al

Bu iddia, o kadar iddia ki, dedikodu olarak algılanması çok normal. Fakat bu iddiayı somutlaştırmasa da, o yolda yaşanan gelişmeler meselenin açıklığa kavuşturulmasını şart kılıyor.

Örneğin BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu da Cumhurbaşkanı Gül’ün davetine uyarak Köşk’e çıkan parti liderlerinden biriydi ve burada Cumhurbaşkanı’da oldukça iyi hazırlanmış bir terör dosyası sundu.

İyi istihbarat alan lider!

Bu görüşme sırasında Yazıcıoğlu, elindeki bilgileri o gece kendisine gelen bilgileri de sunarak Köşk’e arz etti. Ve özellikle iki madde üzerinde durdu. İşte bunlardan biri, “Saldırı sırasında telsiz ve telefonlara uydudan karartma uygulandı” iddiasıydı.

Bu ikili görüşmelerin detayları bugün Şamil Tayyar’ın Star Gazetesi’ndeki köşesinde yayınlandı. Ancak Yazıcoğlu kadar açık söylemese de, benzer duruma ilgi çeken ve güncel bir başka olaya gönderme yaparak, Başbakan’ın yanıtlaması isteği ile TBMM’ye soru önergesi veren biri daha var.

CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu. Coşkunoğlu, Türkiye’de geçen hafta yaşanan  kablo kesilmeleri ve iletişimin sekteye uğraması konusunda bilgi istedi.

Coşkunoğlu, “sabotajlar sonucu PKK varlığının yoğun olduğu yörelerde iletişimin kesildiği iddialarının doğru olup olmadığı sorusunu da önergesine ekledi; “Bu iddialar doğruysa, fiber kablolarını kesme sabotajı ile TBMM’deki tezkere görüşmelerinin aynı zamana gelmesi rastlantı mı?” dedi.

İyibilgi olaydan önce “en önemli haber” dedi!

Böylece bu şüphe ve iddia TBMM’ye ve siyasete de taşınmış oldu. Esasen, Hakkari-Dağlıca olayından yaklaşık iki gün önce iyibilgi de oldukça önemli bir gazetecilik sezgisi göstererek, tam adresi ikaz eden bir haberi yayınlamıştı.

“Hakkari dünyadan kopuk” başlığı ile verilen haberin giriş cümlesi “günün en önemli haberi” sözcükleri taşıyordu ve terör açısından kritik bölgelerde bu türden kesintilerin olmasının kabul edilemez olduğuna vurgu yapıyordu. 

Tüm bu aynı paralellikteki gelişmelere rağmen terör saldırısı konusunda telefon ve telsiz bağlantısının-hele uydu eliyle-karartıldığına ilişkin kesin bilgi bulunmuyor. Ancak kabul etmek gerekiyor ki, bölgede iletişimin kesilmiş olduğu ve bunun uydu eliyle, yani bu teknolojiye sahip ülkeler eliyle yapılmış olabileceği iddiası haylice dillendiriliyor.

Meteoroloji: Hava açıktı, Mehmetçik: Önümüzü görmüyorduk!

Teknolojik ilginçliklerden birisi de saldırıya uğrayan kahraman birlikteki askerlerin anlatımından çıkıyor.

Hakkâri Dağlıca'daki çatışmada yaralanarak Ankara GATA'da tedavi altına alınan Bursalı er Ufuk Çelik yaşadığı geceyi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e şöyle anlatıyor; “O gece önümüzü göremeyecek kadar yoğun bir sis vardı. 1-2 metreyi dahi göremiyorduk.”

Yani bütün anlatımlar görüş seviyesinin fiziki şartlar kadar hava şartları nedeniyle de oldukça kötü olduğunu gösteriyor. Ancak bir uydu fotoğrafı genel olarak o saatlerle bölgeyi “açık” olarak ifade ediyor.

Bu çelişki gibi duran ifade aslında basit nedenlere bağlı olabileceği gibi (bulunulan bölgenin dağlık olması ve olayın eteklerde gerçekleşmesinin sise neden olabileceği gibi), bir başka teknolojik kamuflajlar kullanılıp kullanılmadığını akla getiriyor.

Şaşaırtıcı bir başka konuda teröristlerin daha önceden fark ve tespit edilmiş olması. Yine teknolojik cihazlarla. Teröristlerin sızmaları dahi termal kamera ve gece görüş dürbünleriyle tespit edilmiş.

Menzil dışında olduklarından müdahale edilememiş. Gece ilerleyen saatlerde ise hava soğumuş ve sis basmış. Aynı sis nedeniyle Termal kamera ve gece görüş dürbünü iyi görüntü vermemeye başlamış. Yani sis, tüm olay boyunca son derece kritik bir rol oynamış. Doğal veya “suni” ciddi bir kamuflaj görevi görmüş.

www.iyibilgi.com ankara

Bu haber 5,781 defa okundu.