'Mete bey' üç suikasti anlattı...

19 Ekim 2007 11:37 tsi
Bombadan kurtulan ASALA lideri Toranyan'a, Mete Bey'in örgütlediği silahlı suikastten resmi korumaları yüzünden son anda vazgeçildi. Mete Bey daha sonra örgütün kurucularından Agopyan'ın peşine düştü..

 

Fransa'ya sızan Türk timinin ilk eylemlerinden biri Ara Toranyan'ın babasının evinin önüne bomba bırakılması olmuştu. Amaç zarar vermekten çok Toranyan'a bir mesaj vermekti. Ancak konan bombanın patlamaması üzerine Mete Bey mesajın bu sefer doğrudan Toranyan'ın kendine verilmesini kararlaştırdı. Ardından aracına konan bombadan kurtuldu, ancak kulağında arıza kaldı. Öldürülmesi konusunda alınan karar gereği takibe devam edildi. Bir suikast denemesi daha yapılmasına karar verildi. Bu sefer bomba değil silah kullanılacaktı. Fransa'ya sızmış Türk suikast timleri Toranyan'ı adım adım izliyordu. Çok dikkatli bir elemenin ardından seçilen tim üyeleri, zorlu deneylerden geçirilmiş ve gizlilik yemini ettirilmişti. Evinin civarlarında yerleşip her hareketleri izlenmeye başlandı. Mete Bey, bu eylemi şöyle anlatıyor: "Toranyan'ı market dönüşü susturmaya karar verdik. Ben Toranyan'ı evinin hemen karşındaki telefon kulübesinin önünde bekler gibi yapacak, çevreyi inceleyip uygun gördüğümde elimdeki gazeteyi kaldırarak operasyon emrini verecektim. Yerlerimizi aldık ve beklemeye başladık."

ALTI KİŞİLİK SUİKAST TİMİ

15 dakika sonra Toranyan ve yanındaki iki kişi marketten çıkarak eve doğru yürümeye başlar. Toranyan, alışveriş paketlerini taşımakta, diğer iki kişi yanında yürümektedir. Timdeki herkes nefeslerini tutmuş, gözleri liderlerinin koluna kitlenmiş, bir yay gibi duruyordu. Tim lideriyle birlikte altı kişi Toranyan'ı öldürmek için hazırlanıyordu. Ancak, Toranyan gittikçe yaklaşmasına karşın tim liderinin kolu bir türlü aşağıya inmiyor yani ateş talimatı vermiyordu. Toranyan ilerledi ilerledi ve kazasız belasız evinden içeri girdi. Liderlerinden vur emrini alamayan tim, onun emriyle olay yerinden uzaklaşıp buluşma yerlerine geçti. Mete Bey, yıllar sonra neden ateş talimatı vermediğini şöyle anlatıyor: "Ekibime 'neden ateş emri vermediğimi merak ediyorsunuz değil mi' diye sordum. Merak ettiklerini biliyordum. Haftalarca bu operasyona hazırlanmışlardı. Ve en fazla 10 saniye içinde her şey bitecekti. Markete giderlerken Toranyan'ın yanındaki iki kişinin özel korumaları olduğunu düşündüm önce. Sanırım sizde öyle düşündünüz diye sorduğumda onaylayarak başlarını salladılar. Dönüşlerinde beni rahatsız eden bir şey oldu.

PAKETE DİKKAT!

Marketten aldıkları paketleri Toranyan'ın kendisi taşıyordu. Oysa yanındakiler özel korumaları olsa paketleri en azından onlardan birinin taşıması gerekirdi. Toranyan'ın paketlerini yanındakilerden biri taşıtmadığına göre bunların özel koruma olamayacakları aklıma geldi birden. Bu nedenle emir vermeyerek operasyonu iptal ettim. Bu iki kişinin Paris Emniyeti'nce Toranyan'ın korumasına verilen sivil polisler olduğunu düşünüyorum dedim." Araştırılır. Gerçekten de tim lideri haklı çıkmış, Toranyan'ın yanındakilerin Fransız polisleri olduğu öğrenilmiştir. Tim lideri Mete Bey ateş emri vermeyerek iki Fransız polisinin ölümünü engellemiş, böylece Türkiye'yi Fransa'nın tepkisinden kurtarmıştı. Fransız polisinin koruması yüzünden Toranyan hedeften çıkarılır.

Operasyonların beyni Mete Bey

METE Bey, ASALA'ya yönelik 1980'lerdeki operasyonlarla ilgili konuşan herkesin bahsettiği, bu operasyonların beyni olarak gösterilen kişi. Mete Bey adlı MİT mensubunun Metin Günyol olduğu iddia edildi. Ercan Çitlioğlu ise Mete Bey'in anlatımlarına yer verdiği kitabında, Mete Bey ile Metin Günyol'un aynı kişi olduğuna dair iddialarla ilgili bir imada ya da açıklamada bulunmuyor. Ancak kamuoyunda Mete Bey ile Metin Günyol'un aynı kişiler olduğu konusunda yaygın bir kanı bulunuyor.

Toranyan saldırıları doğruladı

HALEN Fransa'da yaşayan ve bir Ermeni dergisinde editörlük yapan Ara Toranyan, 22 Nisan 2000 yılında kendisiyle röportaj yapan gazeteci Belkıs Kılıçkaya'nın soruları üzerine uğradığı silahlı saldırıları doğruladı. Toranyan şöyle diyordu: "Bana iki saldırı girişimi oldu. İki kez otomobilime tuzak hazırlandı. Bir keresinde otomobil patladığında bende içindeydim. Biraz yaralandım ama çok değil. Anlaşılan bir üçüncü saldırı girişimi daha olmuş bana karşı, basından okuduğuma göre. Ama herhalde hedef şaştı, başka birine oldu galiba. Ama ben emin değilim bu saldırıdan, Türk basınında okudum, bilmiyorum."

Büyük balık Agop Agopyan Atina sokaklarında vuruldu

METE Bey eylemlerinin etkisini şöyle anlatıyor: "Operasyonlar 1985 yılına kadar ASALA'nın eylem yaptığı ve yuvalandığı tüm Avrupa ülkelerinde yürütüldü. İnanır mısınız Belçika, Hollanda, Avusturya, Almanya'da militan Ermenilerin devam ettiği lokal ve dernek binalarının hemen hemen tümü kapı ve pencerelerini demir kepenklerle kapatarak, terk edilmiş yerlere dönüşmüş, buralar yakınlarından geçilmez olmuştu. Biz bu etkiyi kimsenin burnunu kanatmadan sağladık. Bu operasyonların bence en önemli yönü buydu. Masum sivillere zarar vermeden yüreklere korku salmak. Bu da yapıldı zaten. Sonra mı? Sonra büyük balığın peşine düştük. Agop'un." Mete Bey'in Agop dediği kişi 1975'te Agop Terziyan'la birlikte ASALA'yı kuran Agop Agopyan'dan başkası değildi. Agopyan, Orly kentindeki Türk Hava Yolları bürosuna yönelik saldırının ardından Yunanistan'a geçerek buradaki Lavrion kasabasına geldi. Agopyan'ın izini Lübnan'dan beri süren tim, onun en sonunda Lavrion'da olduğunu ve burada Yunan Gizli Servisi'nin koruması altında bulunduğunu tespit etti. Agopyan, bir süre sonra Atina'da sokak ortasında vurularak öldürüldü. Kimi Ermeni kaynakları ölenin aslında Agopyan olmadığını, kendisinin kimi zaman Irak'a giderek PKK'lılarla temas kurduğunu iddia etti. Sonuç olarak Mete Bey, Agopyan'ın öldürülmesi olayıyla ilgili fazla bilgi vermemiş. Ancak Atina'daki olaydan beri Agopyan'ın adının duyulduğu bir olay olmadı.

Sabah

Bu haber 5,853 defa okundu.