CIA eleştirisi... Tabii yersek...

13 Ekim 2007 14:31 tsi
Merakla bekliyorduk, Jason Bourne’un teşkilata vereceği bu ‘son ultimatom’u... Robert Ludlum isimli casusluk yazarının ‘Bourne serisi’ne dört elle sarılan Hollywood, kısa zamanda filmleri üçledi ve eleştiri dozunu arttırdı. G

Kendi kimliğini yitiren, aldığı eğitim ile ruhsuzlaşıp, itaatkârlaşan, sorgusuz sualsiz adam öldürme yetisine kavuşan ajanımız Jason Bourne, her şeyi bitirmek için her şeyin başladığı yere geri dönüyor. Kontrolden çıkan ajan hikayesi, Bin Ladin Dönemi’nin popüler teması olacak görünüyor. Ancak ‘The Bourne Ultimatum’daki koşuşturmacanın nedeni belirsiz ve önemli değil. CIA pis bir şeyler yapıyor ama bunları nerelerde kullanıyor, bu acayip dosyaların içerikleri nedir, belli değil. Tipik MacGuffin oyunuyla aksiyonun devamlılığı sağlanıyor.

Hepimiz izleniyoruz

‘The Bourne Ultimatum’un anlatmaya çalıştığı aslında bilmediğimiz bir şey değil. Model model, numaradan numaraya satışa sunulan pahalı telefonlar aslında bizi gözetleyen küçük birer uydu. Ne yaparsak yapalım ‘birilerinin’ bizi izlemediğini söyleyemeyiz. Bizden habersiz oynanan tüm bu oyunları gözler önüne seren bu filmin de toplumsal yarar için bunları yaptığı düşünülemez. ‘Onlar’, bize istediklerini inandıracak durumdalar... Müthiş bir koşuşturmaca içinde, yerinde duramayan bir kameraya ve muhallebi suratlı bir aksiyon yıldızına niye inanayım? Bu filmden CIA içten içe mutluluk duymuyor mudur? Bundan eminim! Kirli çamaşırları bile para ediyor, ne gam… Yönetmen Paul Greengras bir kaç filmdir kendini Amerika’ya adamış durumda. 11 Eylül filmi ‘United 93’de Amerikan vatandaşlarının kahramanlığını anlattıktan sonra yine bir toplumsal hizmet filmiyle karşımızda. Sıkılmadan izleyebileceğimiz “vay canına neler olup bitiyor filmi”... Keşke Slyvester Stallone yaşlanmasaydı. Keza Bruce Willis, Arnold Schwarzenegger ve diğer tüm kötü aksiyon oyuncuları yaşlanmış olmasaydı. Çünkü meydan muhallebi çocuk Matt Damon’a kalmış durumda!

Kimlik sorunu var

Kim midir Jason Bourne? Çağdaşlaşmış, metroseksüelleştirilmiş bir John Rambo. Rambo, Amerikan Sineması’na bir dip not olarak girdi ve kendisinden sonra söyleyecek çok fazla söz bırakmadı. ‘Kontrolden çıkan asker’; ‘kontrolden çıkan ajan’ oluyor artık! Ormanda yüksek kayalıklardan değil, dev gökdelenlerden aşağıya uçacak! John Rambo et kafanın tekiydi, ama Jason Bourne sistemi sorguluyor. Her şey bittikten sonra suçlular hoppala mahkemeye… Teşkilatın üst düzey yöneticisi, kötü adama sarf edilen sözler ne kadar da manalı(!): “Kendine bir avukat bulsan iyi olur”. Kimse oralarda cesaret edip de “Birleşik Devletler için kurşun atan da, yiyen de ...” diye vecizlemiyor mu? Hayır, CIA’yi eleştirdiği bir film için en güzel nokta şu mesaj: ‘Sistemde çatlaklar olabilir, ama sonunda suçlular yakalanır ve çatlak onarılır...’

The Bourne Ultimatum mu? Dört nala bir aksiyon sizi içine çekecek! Şu meşhur reklam cümlesi de neden geldi aklıma durup dururken:

“Tabii, yerseniz!”

Yönetmen: Paul Greengrass

Oyuncular: Matt Damon, Julia Stiles, Joan Allen, David Strathairn

Akşam

Bu haber 852 defa okundu.