En Sıcak Konular

Hayatını ağaç dikmeye adayan işadamı

13 Ekim 2007 13:52 tsi
Hayatını ağaç dikmeye adayan işadamı
Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki ormanlık alan görenleri hayrete düşürüyor. Hayatını ağaç dikmeye adayan işadamının yeşil sevdası ağaçlarla birlikte büyüdükçe büyüyor. Bir milyon ağaç diken Ahmet Aydeniz, ‘Daha dikmeye devam edeceğim’ diyo

Ankara’ya başka şehirlerden gelenler hep aynı şeyi terennüm eder: "Beton binalar, resmî insanlar, ağaçsız alanlar, kurak topraklar… Bu şehrin nesini seviyorsunuz? Suyu yok, ağacı yok..." Aslına bakılırsa önemli ölçüde doğrudur söyledikleri. Ankara’da ne bir deniz ne de yeşillik göze çarpar. Zaten seveni de öyle sever Ankara’yı. Ancak başkent için söylenen bu sözler işadamı Ahmet Aydeniz sayesinde tarihe karışabilir. Çünkü Ahmet Bey son nefesinde bile ağaç dikmek isteyen bir yeşil sevdalısı. Öyle ki Ahmet Bey’in Ankara’da diktiği ağaçları eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ve TEMA Vakfı’nın kurucusu Hayrettin Karaca gibi ünlü isimler görmeye geliyor. Biz de herkesin merak ettiği bu mekâna gidip ağaçların arasına daldık. Karşımıza Ankara’da göremeyeceğimiz kadar ağaç ve hayatını bu toprağın sesine adamış 66 yaşında bir işadamı çıktı.

KENDİMİ AĞAÇ DİKMEYE ADADIM

Gölbaşı, Ankara’nın hemen yanı başındaki ilçelerinden biri. Ankara’ya 25-30 km. mesafede. Buranın arazisi yer yer düzlüktür, yer yer tepelik. Ancak çoğunlukla kuraktır. Yakında Mogan Gölü olmasına rağmen köylünün açtığı kuyulardan borlu su çıkar. Beldenin kaderi ise Türkiye’nin önde gelen işadamlarından Ahmet Aydeniz sayesinde değişmeye başlamış. Aydeniz, 15 yıl devlette çalışıp sonra müteahhitliğe başlayan Türkiye’nin tanınmış inşaat müteahhitlerinden. Yollar, barajlar, sulama kanalları yapmış. Harran Ovası’nın 65 bin hektarı da onun yaptığı kanallarla sulanıyor.

Ahmet Bey, Ankara’ya taşındıktan sonra fazla ve bekleyen malzemeleri bir yerlerde muhafaza etmek için Gölbaşı’ndan 38 dönümlük bir arazi satın almış. Öncesinde burayı depo olarak kullanmaya başlamış. İçerisine bir de hızar atölyesi kurmuş. Arazinin geri kalan kısmına birkaç meyve ağacı dikmiş. Zaten hemen her şantiyesinde, şantiye kurulur kurulmaz ilk yaptığı iş çevresini ağaçlandırmak olduğundan bu geleneğini sürdürmüş. Gölbaşı’ndaki ağaçlar büyüyüp meyve vermeye başlayınca görüntü Ahmet Bey’in de hoşuna gitmiş. Ve böylece Ankara’nın kurak tepe ve topraklarında yeşeren ağaçların hikâyesi ortaya çıkmış. Ağaçların şimdiki halini gördükçe içindeki ağaç sevgisi iyice alevlenmiş Aydeniz’in: "Boş kalan zamanımda, enerjimi değerlendirmek ve çalışma alışkanlığımı kaybetmemek için ağaç dikmeye yöneldim. Son yıllarda olumsuzlukların çoğalması beni etkilemeye başlamıştı. Bu olaya bir çare bulmam gerekirdi. Ben de kendimi ağaç dikmeye adadım."

DAĞLARDAN SU GETİRDİ, GÖLET KURDU

Ahmet Bey diktiği fidanların büyüyüp ağaca döndüğünü görünce biraz daha arazi satın alıp ağaçlandırmaya karar verir. Biraz daha, biraz daha, biraz daha derken 38 dönüm, 3500 yüz dönüm olur. Elinde avucunda ne varsa araziyi ağaçlandırmaya harcar. Tabii bununla da yetinmez. Harran Ovası’nda 1500 dönüm arazi. Kırşehir Kaman’da 1500 dönüm arazi daha. Tam 1 milyon ağaca hayat verir. "Bir baktım diktiğim araçlar bir milyonu geçti, sonrasını sayamadım. Daha da dikmeye devam ediyorum." diyor Ahmet Bey.

Çorak toprakların yeşil vadiye döndüğü Ankara’daki arazisi Gölbaşı Yurtbeyi ve Örencik köyünün tam ortasında yer alıyor. Etrafı tellerle çevrili geniş tepelerin içinde yeşil bir vadi uzanıyor. Köylüler ilk başlarda Ahmet Bey’i deli sanmışlar: "Çünkü bölgede ne su var ne de bir dikili ağaç. Köy muhtarı, ‘Boşa uğraşıyorsun, buralarda ağaç yetişmez!’ dedi. Aslında haklılık payı vardı. Çünkü toprakta bor vardı. Ağaç dikiyordum, kuruyordu. Suları tahlil ettirdim. Dağlardan kuyular açıp su bulmaya çalıştım." Köylüler zaman geçtikçe Ahmet Bey’in ormanlık alanına hayran kalır. Kısa süre sonra onlar da evlerinin önüne ağaç dikmeye başlar. Ancak bu yıl susuzluk çıkınca köylüler Ahmet Bey’den su ister. Ahmet Aydeniz ağaç dikmek isteyen köylülere de kendi suyundan verir. Arazinin içerisine bu sulardan gelen iki de gölet oluşturur.

Ahmet Aydeniz modern damla sulama yöntemini dağ tepe dinlemeden bütün ağaçlık alanlar ve bahçelerde kullanıyor. Zaten arazinin eğimli ve tepelik olması da bu yöntemin uygulanmasını gerekli kılıyor. Damla sulama yönteminde su özel filtreler kullanılarak önce temizleniyor. Ardından, fabrikalarda özel olarak üretilen borularla damla damla toprağa veriliyor. Hangi ağaca ne zaman ve ne kadar su verileceği de bilgisayar aracılığıyla belirleniyor. Bu yöntemle hem yüzde 70 su tasarrufu sağlanıyor hem de topraktan daha fazla randıman alınıyor.

Ağaçlandırdığı arazinin içine ihracata dönük tesisler de kurmuş Ahmet Bey. Ağaçlar için harcadığı para ise 50 milyon doları bulmuş. Ahmet Aydeniz daha da fazla ağaç dikmek istediğini söylüyor. Eşinin ve çocuklarının kendisi kadar ağaçlarla ilgilenmediğini belirten Akdeniz, "Eşim uğraşma bu işlerle diyor. Çocuklar da ‘Kazandığımız parayı toprağa gömüyoruz’ diyorlar. Yurdumun toprağını yeşillendirdim ya o bana yeter."

MİDYELİ YOL

Arazinin içinde dikkat çeken bir diğer ayrıntı da yollardaki midye kabukları. Karadeniz’den getirilen midye temizlenip, şoklanıyor. Avrupa’ya gönderiliyor. Kabukları ise 3 bin dönüm arazi içindeki yollara dökülüyor. Yazın toz çıkarmıyor, kışın çamur olmuyor. Ahmet Bey arazinin içinde tesis kurmuş. Ispanak, domates, salatalık, elma, armut, vişne, çilek… Aklınıza ne gelirse üretilip, şoklanıyor. Yunanistan, İtalya, İspanya, Almanya, Belçika ve Hollanda’ya ihraç ediliyor. Gölbaşı’ndaki bahçede yazın 80’e yakın işçi çalışıyor. Hepsi de Ahmet Bey’in hemşehrileri. Ahmet Bey iş yerine gitmeden önce her gün bahçesine uğruyor. Araziyi karış karış dolaşıyor. Diğer müteahhit arkadaşlarına ise şunu tavsiye ediyor: "Eğer insanlar üzerlerindeki stresi atmak istiyorlarsa mutlaka ağaç diksinler. "

TOPRAK SEVDASI BABADAN KALMA

Ahmet Aydeniz’in öyküsü 1941’de Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde başlar. Dicle o dönemde Piran olarak anılırdı. Esnaf bir babanın 12 çocuğundan biridir Ahmet Aydeniz. Ailenin geçim kaynağı topraktandır. O yüzden onlar için toprak hep kutsaldır. Ahmet beyin toprakla ilk tanışıklığı da ilkokul dönemine rastlar. Babasıyla birlikte tarlaya gitmek en sevdiği işlerden biri olur kısa zamanda. Ancak bir süre sonra okul sevdası toprakla arasına girer. İlçede ortaokul olmadığı için Ergani’ye yaptırır kaydını. Orta birinci sınıfı burada okur. Abisi polis olarak İstanbul’a gidince Ahmet Bey’e de büyükşehir yolu gözükür. Bu yolculuk Ahmet Bey’in toprakla arasını biraz daha açacaktır.

Önce Şişli Ortaokulu’nu ardından Zincirlikuyu Yapı Sanat Okulu’nu bitirir. Okulu bitirir bitirmez Tekel Genel Müdürlüğü İnşaat Dairesi’nde inşaat teknisyeni olarak çalışmaya başlar. Akşamları ise Sultanahmet’teki Akşam Tekniker Okulu’na devam eder. Karar vermiştir, yine toprakla uğraşacaktır. İnşaat Mühendisi olacaktır. İlk olarak Gaziantep SSK Hastanesi İnşaatı’nda inşaat teknisyeni olarak işe başlar. Bir taraftan da Adana Akşam Tekniker okuluna yazılarak eğitimine yeniden devam eder.

Kısa bir süre sonra Elazığ Yapı İşleri Bölge Müdürlüğü’ne tayini çıkar. Burada edindiği uzmanlık sonrasında bölgedeki birçok müteahhitten birlikte çalışma teklifi alır. Kimileri aldığı maaşın birkaç misli fazlasını teklif eder, kimileri ortalık. Birkaç müteahhitle çalıştıktan sonra tek başına çalışmaya başlar. Sonrası ise çorap söküğü gibi gelir. Çoğu kez vergi rekortmenleri listesine girer. Ankara birincisi ve Türkiye yedincisi olur. Ahmet Bey şimdi konuklarını gezdirmekten onur duyduğu, dağları bağa çevirdiği yeşil alanlarda, ağaç sevgisini herkese aşılamaya çalışıyor.

AKSİYON



Bu haber 2,675 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,570 µs