En Sıcak Konular

Ne yapmalı?

9 Ekim 2007 12:56 tsi
Ne yapmalı? Türkiye şehitlerine ağlıyor. Aslında Cemil Çiçek’in de söylediği gibi: Söylenebilecek her şey söylendi. Sözün bittiği yerdeyiz. Söz bitti, harekete geçme zamanı, ancak şu sorunun yanıtı yok: Ne yapmalı? İyibilgi bu sorunun yanıtını arıyor…

Şırnak’ta verdiğimiz on üç şehit ve ardından gelen iki şehit haberi… Öcalan’ın yakalandığı tarihten bu yana Türkiye böylesi kayıplarla karşılaşmamıştı. Önceki hafta kaybettiğimiz siviller de hesaba katıldığında terör örgütü PKK’nın süreci tekrar 90’lı yılların başına götürmeye çalıştığı açık.

Elbette gelen haberler Ankara’yı hareketlendirdi. Ne yapmalı, nasıl yanıt vermeli sorusu her köşede soruluyor. Bakanlar kurulu, Köşk’teki zirve ve bugünkü Terörle Mücadele Yüksek Konseyi bu sorunun yanıtını arıyor.

İyibilgi de dün uzmanlara danışarak ne yapmalı sorusunun yanıtını aramıştı. Ömer Lütfü Mete örneğin sınırötesi bir operasyonun yarar getirmeyeceğini vurgulamış, bu saldırıya anladığı dilden, yani benzer bir üslupla yanıt verilmesi gerektiğini belirtmişti. Cengiz Çandar terörle mücadelede strateji eksikliğini işaret ederken, Hasan Celal Güzel sınırötesi operasyondan başka seçeneğin masada olmadığını söylemişti.

İyibilgi’ye konuşan uzmanlar gibi Ankara’nın da kafasının karışık olduğu söylenebilir. Herkesin kendi tecrübesi ve bakışına göre terörle mücadelede bir çözümü var.

Bu çok sesliliğin getirdiği tereddüt, sorunun boyutlarını arttırıyor şüphesiz. Şu an terörle mücadelede Türkiye’ye strateji çizecek bir kurumun yokluğunun çaresizliğini yaşıyoruz. Ancak bu çaresizlik elimizi kolumuzu bağlamamalı. Çözüm üzerine odaklanmalıyız.

Serdar Turgut’un söylediği gibi böylesi öfke dolu bir zamanda alınacak karar orta ve uzun vadede bize zarar verebilir. Örneğin sınırötesi operasyon… Murat Yetkin’e göre sadece siviller değil, askerler de sınırötesi operasyonun çözüm getirmeyeceğini düşünüyor. O halde yapılacak iki şey var…

(1)Kısa vadede bu saldırıya yanıt verecek bir adım ve (2) orta-uzun vadede terörün etkilerini azaltacak, tamamen bitmese bile Türkiye’ye vereceği zararı minimize edecek yaklaşım modeli.

Öncelikle şunu söyleyelim: Bu saldırı yanıtsız kalmamalı. Çünkü şehitler tüm Türkiye’yi yakarken, sadece bir devlet itibarı meselesi olarak değil, milletin devletine güvenini ayakta tutmak için bu saldırıya acil ve sert bir yanıt verilmeli. Yüreklere düşen kor atılacak adımla soğutulmalı. Atılacak bu adım nedir? Bunun yanıtı aranmalı. Bu adım Kandil'in havadan vurulması da olabilir, Başbakan'ın televizyonlara çıkıp açıkça "and içtik, bu sorunu bir yıl içinde bitireceğiz" sözleri de... Söylediğimiz gibi, bu birinci adımda öncelikli hedef toplumun devletine güvenini ayakta tutmak olmalıdır. Toplum devletinin onun için mücadele edeceğine inanmalıdır.

Ardından soğukkanlı bir şekilde ikinci adıma geçilmeli… Terörü besleyen şartları değiştirmek zorundayız. Çünkü bu saldırıya verilecek sert yanıt terörü bitirmeyecek. Vereceğimiz yanıt sadece gönüllere su serpecek. Ancak Güneydoğu sorunumuz sürdüğü müddetçe, terör bitse bile huzursuzluklarımız devam edecek. Üstelik Türkiye’de terörü besleyen şartları ortadan kaldırdığımızda da terör bitmeyecek. Sınırötesi operasyon da –asker ve sivil yetkililerin vurguladığı gibi- terörü bitirmeyecek. ABD Irak’ta olduğu sürece, Ortadoğu üzerine hesaplar yapıldığı sürece terör ile yüzleşmeye devam edeceğiz. Bu yüzden öncelikli hedefimiz terörü bitirmek olmakla birlikte, terörü bitiremiyorsak, etkilerini sıfıra indirecek bir yaklaşım geliştirmeliyiz.

Peki, bu noktada ne yapmalı?

Bu sorunun yanıtı tek bir cümleye sığacak, tek bir yazıda anlatılacak kadar basit değil. Ancak devletin son aylarda terörle mücadele için farklı seçenekler üzerinde yoğunlaştığı bir dönemdeyiz artık. Genelkurmay Başkanı’nın sık sık şu serzenişi dile getiridğini hatırlayalım: Terörle mücadele sadece askerin omzuna bırakılan bir görev. Genelkurmay Başkanı terörle mücadelede sorunun ekonomik, siyasi ve toplumsal ayaklarını da işaret ediyor bu sözleriyle.

Orta ve uzun vadede terör sorununu ortadan kaldıracak bir projeye ihtiyacı var Türkiye’nin. Bu projede asker kendi rolünü üstlenirken, siyaset ve ekonomi kendi rolünü üstlenmeli. Sivil tolum da kendi üzerine düşen görevi…

Üstelik bu öyle bir proje olmalı ki DTP de MHP de elini taşın altına sokmalı. Çarpmak üzere olduğumuz ve canımızı acıtacak o duvarı görmeliyiz artık. Terörün çirkin yüzünü görmemek için elinden geleni yapan DTP de görmeli, terörle mücadelede hamaset tavsiye eden kişiler de… Tüm Türkiye’nin ortak projesi olmalı bu. Tabi böyle bir projeyi yürütecek kurumun hangisi olduğu soru işareti. Bu projenin “koordinasyon” ile yürümeyeceğini hemen belirtelim.

www.iyibilgi.com



Bu haber 494 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,923 µs