''CIA silah depolarını kontrol ediyordu!''

9 Ekim 2007 09:34 tsi
Hem Özel Harp Dairesi, hem de Türk Mukavemet Teşkilatı'nın (TMT) kurucusu olan emekli albay İsmail Tansu ilk kez açıkladı: "Görüştüğümüz Amerikalıların hepsi CIA mensubuydu. Anadolu'daki silah depolarını birlikte kontrol ederdik"..

Özel Harp Dairesi : Bölüm - 1 haberi için tıklayınız
 
Ecevit Kılıç'ın Özel Harp Dairesi yazı dizisinin ikinci bölümü:
 
Özel Harp Dairesi'nin ilk dört kişilik yönetici ekibinde yer alan emekli albay İsmail Tansu, Kıbrıs Harekatı öncesi adada faaliyet gösteren Türk Mukavemet Teşkilatı'nın da (TMT) kurucusu. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasına kadar dairede görev yaptı. 1917 yılında Safranbolu'da doğan Tansul, Kara Harp Okulu'nu bitirdiği 1939 yılında teğmen olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne katıldı. İkinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında Trakya'daki tugayda, 1945-1950 yılları arasında da olası Sovyetler Birliği işgaline karşı sınırda bulundurulan askeri birlikte görev yaptı. 1951 yılında Almanya'da özel harp eğitimi aldı. Dönüşünde binbaşı olarak Kore Savaşı'na giden Tansu, daha sonra Özel Harp Dairesi'nin ilk Lojistik Şube Müdürü oldu. Özel Harp'te sekiz yıl görev yapan Tansu, Daire'yi Amerikalıların teklifi üzerine kurduklarını söylüyor. "Amerikalılar bize 'Öyle bir teşkilat kurun ki Ruslar taarruz edip, işgal edecek olurlarsa alacakları araziden önceden kurulmuş örgütler, gerilla savaşı yapsınlar' dedi. Görevimiz de buydu. Buna hazırlanıyorduk" diyen Tansu'ya göre Sovyetler'in olası saldırısında ilk işgal edilecek ülke Türkiye'ydi.

ABD KARARGÂHI

Tansu, Özel Harp Dairesi'nin yurtdışında da kampı bulunduğunu anlatıyor; "Zaten Amerika'nın Toroslar'da kendi karargahı vardı. Burada CIA mensupları vardı. Hatta Ruslar işgal ettiğinde Türkiye hükümetinin dışarıda kurulacağı yer bile belliydi. Özel Harp Dairesi'nin de olası işgale karşı Libya'da bir karargâhı vardı.Vazifemiz Türkiye işgal edildiğinde Rusları arkadan vurmaktı. Bu karargahlarda silah dahil işgale karşı kullanılacak her türlü malzeme vardı." İsmail Tansu ve diğer subaylar, Özel Harp Dairesi'ne sivil elemanlar bulmak için Kars ve Ardahan'dan başlayarak tüm Türkiye'yi dolaştı. Buldukları siviller özel harp eğitiminden geçirildi. Tansu, bu siviller için oluşturdukları silah depolarının yerlerini ilk kez SABAH'a açıklıyor: "Özel Harp Dairesi'ne alınan siviller, karargâhla irtibatlı olarak görev yapacaklardı. Teçhizatları da hazırdı. Kullanacakları silahların koordinatları bunlara verildi. En çok silah sınır illeri Kars ve Ardahan'daydı. Bu silah depoları ve yerlerini Amerikalılarla birlikte kontrol ederdik. İstanbul Boğazı'nın belli yerlerinde bile gömülü silahlar vardı. Amerikalılar bize özel telsizler vermişti. Bunların bir kısmını silahlarla birlikte Şile'ye gömmüştük." Tansu, Özel Harp Dairesi'nin Amerikalılarla sıkı işbirliği içinde olduğunu belirterek şöyle diyor: "Biz Amerikalıların binasına giderdik, onlar bize gelirdi. Görüştüğümüz Amerikalıların hepsi CIA mensubuydu. Başlarında albay vardı. Bütün harekât işlerimiz ortaktı."

KORUTÜRK'TEN RET

Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kurucusu olan Tansu'ya göre Rumların Kıbrıs'taki faaliyetlerine karşı TMT'nin kurulmasını dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu istedi. Ancak Başbakan Adnan Menderes başta buna karşı çıktı. Tansu, Menderes'in sonunda TMT'nin kurulmasına ikna olduğunu şöyle anlatıyor: "Hükümetin emriyle kurduk. Tüm yetkililer biliyordu ve destek oldu. Bir tek Deniz Kuvvetleri Komutanı Fahri Korutürk yardımcı olmadı. Kıbrıs'a cephane taşımamız için desteğe ihtiyacımız vardı. Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun aracılığıyla, Özel Harp Dairesi Başkanı Daniş Karabelen'le birlikte Fahri Korutürk'e gittik. Tek isteğimiz Kıbrıs'a silah sevkıyatı sırasında Deniz Kuvvetlerinin bizi korumasıydı. Ama yardımcı olmadı."
 
Meğer babam Özel Harpçiymiş, gazeteci olunca öğrendim

ÜNLÜ yazar Kürşat Başar'ın babası Çetin Başar da Özel Harp Dairesi'nde görev yapan subaylar arasında. 1960'lı yılların sonunda ve 1970'li yılların başında Özel Harp Dairesi'nin Kıbrıs'la ilgili çalışmalarını yürüten Başar, "Orhan Bey" kod adıyla 1974- 176 yılları arasında dairenin Kıbrıs'ta faaliyet yürüten gizli örgütü Türk Mukavemet Teşkilatı'nın da liderliğini yaptı. Hem Cihat Akyol hem de Kemal Yamak'ın başkanlığı döneminde dairenin eğitimlerden sorumlu olan Başar, Özel Harpçiler tarafından "Özel Harp Dairesi'ni kurumsallaştıran isim" olarak kabul ediliyor. Ordudan korgeneral olarak emekli olan ve daha sonra yaşamını yitiren Çetin Başar'ın oğlu Kürşat Başar babasının Özel Harpçi olduğunu nasıl öğrendiğini SABAH'a anlattı: "O dönemde ben ilkokuldaydım. Özel Harp Dairesi'nde değil Genelkurmay Başkanlığı'nda çalıştığını biliyordum. Babamın Özel Harp Dairesi'nde görev yaptığını galiba gazeteciliğe başladığımda öğrendim. Tam hatırlamıyorum. Ama medyada yer aldığım için Özel Harp Dairesi'ni az çok tanıyordum. Zaten bu kurumla ilgili söylenenlerin çoğununu doğru olmadığını düşünüyorum. Sonra Kıbrıs'a gittiğimde oradaki insanlar babamın yaptıklarını anlattılar. Orada ne kadar fedakâr işler yaptıklarını gördüm."
 
İlk brifing Ecevit'e değil Menderes'e

ÖZEL Harp Dairesi'nden ilk haber olan siyasetçi kimdi? Bu soruya bugüne kadar hep "Ecevit" yanıtı verildi. Dönemin Başbakanı Ecevit, 1974 yılının başında, Özel Harp Dairesi Başkanı Kemal Yamak'tan Özel Harp'le ilgili brifing aldı. Ecevit yıllar sonra brifingle ilgili olarak "Çok kaygılandım, dehşete düştüm" diyecekti. İsmail Tansu'nun SABAH'a yaptığı açıklamalar, ilk brifingin Ecevit'e değil çok daha önce, 1959'da Demokrat Parti'li Başbakan Menderes'e verildiğini gösteriyor. Ekipte yer alan dönemin Özel Harp Dairesi Lojistik Şube Başkanı İsmail Tansu 48 yıl sonra brifingi şöyle anlattı: "Adnan Menderes'in Londra'ya Kıbrıs görüşmelerine giderken yaşadığı uçak kazasının üzerinden çok fazla geçmemişti. Kendisine Kıbrıs'taki faaliyetlerimiz hakkında bilgi verecektik. Ekipte Daniş Paşa (Karabelen), ben ve Türk Mukavemet Teşkilatı lideri Rıza Vuruşkan vardı. Bir süre Özel Kalem Müdürü'nün odasında bekledik. Sonra Menderes, Karabelen'i odasının kapısında karşıladı. Özel Harp Dairesi'nin çalışmalarından kaygılandığını hissettik ama bizi dinlemekle yetindi."
 
TÜRKEŞ: EMREDİN NE VARSA YAPAYIM

27 Mayıs ihtilaline ilişkin bilinmeyen noktalardan biri, Milli Birlik Komitesi'nin, "Menderes'in silahlı gizli örgütü" olarak adlandırılan Özel Harp Dairesi'nde görev yapan subayları tutuklamaya karar vermesidir. Özel Harp'in kurucusu Albay Tansu, Türkeş'e giderek, "Komitesi'nin bizim Kıbrıs'ta nasıl mücadele verdiğimizden haberi var mı?' diye sorar. Türkeş yanıt olarak Özel Harpçi subayların tutuklanmayacağını söyler ve "Emredin, ne varsa yapayım" diyerek Tansu'ya sarılır. Tansu bunun üzerine Türkeş'e 10 maddelik ihtiyaç listesi verir. Türkeş, bu isteklerin büyük kısmını karşılar.
 

6-7 EYLÜL MUHTEŞEM BİR TEZGAHTI

1955 yılında "Atatürk'ün Selanik'te doğduğu eve bomba atıldı" şeklindeki yalan haberle başlayan 6- 7 Eylül olaylarında 16 Rum ve en az bir Ermeni vatandaşı ölmüştü. Başlangıçta soruşturmalar Kıbrıs Türktür Cemiyeti ve gençlik örgütleri etrafında yoğunlaşmıştı. Ancak dava komünistlere açıldı ve beraatle sonuçlandı. Özel Harp Dairesi Başkanı Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, yıllar sonra, 1991'de, 6-7 Eylül olaylarında Özel Harp'in payının olduğunu açıkladı ve "Muhteşem bir örgütlenmeydi, amacına da ulaştı" dedi.

Bu haber 1,493 defa okundu.