Prof. Yüzbaşıoğlu: "YSK görevini yapmadı"

5 Ekim 2007 23:18 tsi
Geçici 19. maddenin 11 Eylül’den önce kaldırılması gerektiğini, artık çok geç olduğunu söyleyen Prof. Yüzbaşıoğlu, “YSK bugüne kadar anayasal sorumluluğunu yerine getirmemiştir. Kaostan çıkmanın tek yolu YSK’nın referandumu tümüyle durdu

AK Parti ve muhalefet, geçici 19. maddenin kaldırılmasında anlaştı; ancak Prof. Necmi Yüzbaşıoğlu artık bunun için çok geç olduğunu açıkladı. NTV’nin sorularını yanıtlayan Yüzbaşıoğlu, bugüne kadar duruma müdahale etmesi gereken Yüksek Seçim Kurulu’nun anayasal sorumluluğunu yerine getirmediğini söyledi. Yüzbaşıoğlu, bugünden sonra yapılacak tek şeyin YSK tarafından referandum sürecinin tümüyle durdurulması olduğunu belirtirken, YSK Başkanı’nın bu konularda tek başına açıklama yapmaya yetkili olmadığını da kaydetti.

Yüzbaşıoğlu, 16 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, anayasa değişikliğinin referanduma sunulması kararının, Abdullah Gül’ün TBMM’de cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine “kadük” kaldığını, o zaman geçici 19. maddenin çıkarılması gerektiğini bildirdiklerini hatırlattı.

Gül’ün seçildiği 28 Ağustos tarihinden sonra, gümrük kapılarında referandumun başladığı 11 Eylül tarihine kadar geçici 19. maddenin kaldırılması gerektiğini belirten Prof. Yüzbaşıoğlu, şimdi bunu yapmak için “çok geç” olduğunu vurguladı. Yüzbaşıoğlu şöyle dedi:

YSK SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEDİ

“Bu değişikliğin tamamlanması 10-12 gün daha sürecek. Ama 11 Eylül’de oylama başladı. Bir kısım insanlar oy kullanıyor, kullanmaya da devam edecek. Düşünülebilir mi; bir kısım oylar 11. cumhurbaşkanını da kapsayan düzenleme için kullanılıyor; bir kısım oylar bu maddenin çıkarıldığı düzenleme için kullanılıyor. Böyle hukuk tekniği söz konusu olamaz. Maalesef bu noktada geç kalınmıştır. Yüksek Seçim Kurulu bu konuda anayasal sorumluluğunu yerine getirmemiştir.

KAOSTAN ÇIKMANIN TEK YOLU DURDURMAK

“Yüksek Seçim Kurulu en azından 11. cumhurbaşkanının seçildiği 28 Ağustos’ta, artık 11. cumhurbaşkanı seçildiğine göre, 11. cumhurbaşkanının da halk tarafından seçilmesi sorusunu içeren bir metnin referanduma sunulamaz olduğuna karar vermesi gerekirdi; bence. Çünkü YSK seçimlerin düzen ve dürüstlük içinde yapılmasından sorumlu bir kurumdur. Uygulanması mümkün olmayan, en azından tartışmalı olan bir metni referanduma sunmak, seçimlerin dürüst ve güvenli biçimde görülmesini önleyen bir durumdur. Bugünkü kaostan çıkmanın yolu YSK’nın referandumu tümüyle durdurmasıdır.

BULANIK BİR METİN HALKA NASIL SORULUR?

“YSK’nın bir konuda daha hatası olmuştur; ‘Biz 21 Ekim’den sonra karar vereceğiz’ dediler. Öyle şey olur mu? 11. cumhurbaşkanı düşer mi düşmez mi tartışmalarının olduğu, bu kadar bulanık bir metin halka nasıl sorulabilir?”

OYLAMA GÜVENLİ VE DÜRÜST DEĞİL

YSK Başkanı’nın konuyu 21 Ekim’den sonra değerlendirecekleri yönündeki son açıklamasını hatırlatmamız üzerine de Yüzbaşıoğlu, “YSK Başkanı’nın tek başına bu açıklamaları yapma yetkisi yoktur. 28 Ağustos’tan sonra süreci durdurması gereken YSK, hala sorumluluğunu yerine getirmiyor. Bu seçimlerin güven ve dürüstlük içinde yapılmadığının bundan daha iyi bir göstergesi olur mu? Bir kısım oyların bir metne, bir kısım oyların başka bir başka metne verilmesi gibi bir seçim dünyanın neresinde görülmüş!”

YSK’YA DAVA AÇILABİLİR, AİHM’E GİDİLEBİLİR

Geçici 19. madde metinden çıkarıldıktan sonra, sınır kapısında oy kullanan bir vatandaşın “başka bir metne oy kullandığı” gerekçesiyle dava açma hakkı olup olmadığı sorusu üzerine de Prof. Yüzbaşıoğlu şunları söyledi:

“İç hukukda dava açma yetki yok. YSK’ya itiraz hakkı var. Seçim hukukuyla ilgili uyuşmazlıkta ilk ve son merci YSK. Tereddütleri olanlar YSK’ya dava açma hakkını kullanabilirler. Onun kararını da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıma imkanı var; serbest seçim ilkesine aykırılık nedeniyle. Bence, serbest seçim ilkesine aykırı bir uygulamadır. YSK’nın 11. cumhurbaşkanı düşmüş müdür, düşmemiş midir, bunu çözmesi lazımdı.”

NTV

Bu haber 390 defa okundu.