Pazarlık masası: AB’ye karşı İran mı?

4 Ekim 2007 17:25 tsi
İran saldırısı ile ilgili söylentiler artarken tekrar AB’ye yönelmemiz aklımıza bazı soruları getirdi. Bu soruları ASAM Avrupa uzmanı Dr. Deniz Altınbaş ile paylaştık… iyibilgi özel

Yahya Bostan’ın haberi

Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan önemli hareketlilik gözlerden kaçmıyor. Dün bu sitede yaptığımız analizde ilişkilerde yaşanan hareketliliğin önemli ölçüde seçimlerin bitmesi, kabinenin oluşması ve Cumhurbaşkanının seçilmesiyle Türkiye’de belirsizliklerin ortadan kalkmasının sonucu olduğunu yazmıştık. Ancak gazetecilik gereği kimi soruların da yanıtını aramak zorundaydık. Uzun bir süredir askıda olan ya da kamuoyunu ilgisinden iyice uzaklaşan AB ile müzakereler, ne olmuştu da tekrar sıcak bir gündem maddesi haline gelmişti? Türkiye’de yaşanan iç gelişmeler bunu ne kadar tetikledi? ABD’nin İran’a saldırısı gündemdeyken ilişkilerde yaşanan hareketliliğin bir anlamı var mıydı? Aklımıza takılan bu soruları bir uzmana danışmaya karar verdik ve ASAM Avrupa uzmanı Dr. Deniz Altınbaş’ ulaştık. Biz sorduk, o yanıtladı. İşte Altınbaş ile konuştuklarımız…

Uzun bir süredir AB gündemimizden düşmüştü. Neden şimdi gündemimize aldık yine?

Hükümetin politikası sebebiyle geldi gündemimize. Ama zaten Türkiye Avrupa’da sürekli gündemdeydi. Fransa’dan, Sarkozy’den gelen açıklamalar belki Türk medyasındaki ilgiyi de arttırmış olabilir. Ama hükümetin hep gündemindeydi. Seçim girdi araya. Bu yüzden öncelik sırasında geriye düştü AB. Ama seçimlerden önce de “AB yol haritamızı çizdik” denmişti. “AB ne derse desin şu reformları uygulayacağız” şeklinde bir politika belirlemiştir.

Sarkozy’nin açıklamalarından bahsettiniz. Sarkozy’nin Amerikan yanlısı tutumu nasıl algılanıyor AB’de?

Sarkozy çok itici bulunmaya başlandı. Üstelik bu iticilik sadece Amerikan yanlılığından kaynaklanmıyor. Tavrı da itici bulunuyor. Özellikle İngiliz gazetelerinde “tipik Fransız” eleştirisiyle karşılaşıyor Sarkozy. ABD ile AB arasında rekabet ile ortaklık arasında bir çizgi var. Ama Sarkozy’nin ABD’ye çok güvenen tavrı rahatsızlık yaratıyor Avrupa ülkelerinde. Özellikle Dışişleri Bakanı’nın yaptığı İran açıklaması tüm AB liderlerini rahatsız etti.

Cumhurbaşkanı Gül dün özellikle Almanlarla yakın diyalog içine girdi. Avrupa içinde böyle bir bölünme varsa, ve eğer ilişkilerin gelişmesine yönelik adım karşılıklıysa, Almanya Fransa’ya karşı Türkiye ile bir denge arayışına girmiştir denilebilir mi?

Almanya’nın Türkiye ile denge kuracağını düşünmüyorum. Balkanlar ve Doğu Avrupa ile denge kurar. Türkiye’nin denge kuracağı ülkeler İtalya, İspanya gibi Akdeniz ülkeleri olabilir.

Ben şunu çok merak ediyorum: Türkiye için hep Avrupa’nın Truva atı suçlamasında bulunulurdu. Şimdi Fransa için aynı şeyi söylüyorlar mı?

Avrupa içinde buna rastlamadım ama Arap basınında falan bu tür eleştiriler geliyor. Şu an için söylemek zor. Fransa’ya Truva atı demek güç görünüyor.

Son sorum: Kimileri komplo diyebilir ama ben yine de sorayım. ABD’nin İran’a saldırısı gündemde. Bu saldırı gündemdeyken AB, Türkiye’ye yönelik bir pazarlık konusu yapılabilir mi? Yani şöyle sorayım: ABD Türkiye’yi yanında tutmak için Fransa’nın sessiz kalmasını sağlayabilir, buna karşı Türkiye’den İran ile ilgili taleplerde bulunabilir mi?

Olmayacak bir şey değil. Böyle bir şey komplo da olmaz. Ama tabii ben Fransa’nın yaklaşımını NATO çerçevesinde düşündüm hep. Türkiye NATO ülkeleri içinde önemli ülke. Türkiye umarım NATO’yu koz olarak kullanır. Ama bu söylediğiniz komplo değil gayet olabilecek bir şey. Uluslar arası ilişkilerde bu tür şeylere rastlanabiliyor. İran meselesini kullanabilir ABD. Ama İran Türkiye’nin komşusu. İran üzerinden pazarlık çok ciddi sorunlar getirebilir. İran ile ilgili bir sorun Türkiye’ye yansıyacaktır. Türkiye’nin İran üzerinden yapacağı bir pazarlık mantıklı gelmiyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,428 defa okundu.