Gül AP'de: 301 ordunun değil, Meclis'in işi!

4 Ekim 2007 15:27 tsi
Avrupa Parlamenterler Meclisi'nde konuşan Gül; laiklik, Kürt meselesi, TSK'nın rolü konularına değindi ve "301 Meclis'in işi. Hükümet bu maddeyi değiştirmeli" dedi..

"301. maddeyi değiştirmek ordunun değil Meclis'in işi"

Sabah'ın verdiği habere göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yıllarca üye olarak katıldığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) açılışında konuştu. Gül Avrupalı parlamenterlere Türkiye'deki seçim barajı ve TCK'nın 301. maddesinin değiştirilmesi gereğinin yanı sıra, TSK'nın rolü, başörtüsü, dini azınlıklar, Ermeni sorunu gibi konlarda mesajlar verirken "301 ordunun değil, parlamentonun işi" dedi. Gül demokrasinin beşiği olarak kabul edilen Strasburg'da "Başörtüsü Türkiye'nin gerçeğidir" derken, Türkiye'nin laik bir devlet olacağını da vurguladı. 9 yıl boyunca görev yaptığı AKPM'de önce mesaj veren daha sonra Avrupalı parlamenterlerin sorularını yanıtlayanı. Gül ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin karşısına çıktı. İşte Gül'ün verdiği mesajlar:

TSK'NIN ROLÜ: TSK'nın sorumlulukları anayasa ile belirlenmiştir. Türkiye'de demokrasinin gelişmesinde TSK'nın da rolü olmuştur. Günlük siyasetin içine TSK'yı sokmamak gerekir. Tabii ki her ülkekuvvetli orduya sahip olmak ister. Biz de güçlü ordumuz ile gurur duyuyoruz. Böyle bir bölgede güçlü silahlı kuvvetlere sahip olmak kaçınılmazdır.

301 DEĞİŞMELİ: Ordu ile 301'in alakası yoktur. Herşeyi orduya yüklememek gerekir. Bu tamamen hükümetlerin parlamentonun işidir. Karar verecek olan onlardır. Dolayısıyla orduyu bu işten ayırmak lazım. Birkaç gün önce Meclis açıldı. İnanıyorum ki bu Meclis 301'i değiştirecektir. 301'in değşimesi gerek, bunu destekliyorum ve arzu ediyorum. Ama Türkiye'de fikirlerinden dolayı hiç kimse hapiste değildir. Orhan Pamuk veya Elif Şafak hapiste yatıyor sanıyorsunuz ama onlar hakkında sadece soruşturma açıldı.

BAŞÖRTÜSÜ: Başörtüsü Türkiye'nin gerçeğidir. Türkiye'ye bakarsanız, hanımların çok önemli bir kısmı başörtüsü kullanıyor ama bir zorlama söz konusu değildir. İsteyen örter, isteyen örtmez.

DİNİ AZINLIKLAR: Türkiye'de Hıristiyanlara karşı bir saldırı yoktur. Türkiye'de siyasi cinayetler olmuştur. Bunlardan birisi de Hıristiyan bir din adamına karşı yapılmıştır ama katili hemen yakalanmıştır. Türkiye'de kiliseler serbestçe faaliyet göstermektedir.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ: Terör ve şiddet olmadığı müddetçe, herşey konuşulabilir. Ama konuşmalarda terör ve şiddet varsa, her türlü tedbiri almak mümkündür.

KADIN HAKLARI: Türkiye'de kadınlar 1938'den beri oy kullanma hakkına sahip. Yapılması gerekenler var ama parlamentoda kadın vekillerin sayısı en yüksek düzeyde.

SEÇİM BARAJI DEĞİŞMELİ: Yüzde 10 seçim barajı gerçekten çok yüksektir. Bunu kaldırmayı hepimiz istiyoruz.

Ruhban okulu için girişim

Türkiye ve Yunanistan arasında Lozan anlaşmasının imzalanmasından bu yana süregelen azınlık hakları için Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Thomas Hammarberg devreye girdi. Hammerberg Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinde, Fener-Rum Patrikhanesi'nin başta din adamı olmak üzere karşılaştığı sorunlara işaret ederek, Heybeliada Ruhban okulunun da eğitime açılması için Yunanistan ve Türkiye arasında rol oynamaya hazır olduğunu söyledi. Hammerberg önümüzdeki günlerde Yunanistan ile de temasa geçeceğini ve buradaki gayrimüslim Türk azınlığın farklı dini temsilcilerini seçmesi ve azınlık haklarından faydalanması için girişimde bulunacağını söyledi. Gül de Avrupa'da yaşayan Türklerin ve Müslümanların giderek artan ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını belirtti ve Almanya'da çıkan Göç Yasası'na karşı komiserden tavır almasını istedi Gül için akşam hem resepsiyon hem yemek düzenlenirken eşi Hayrunissa Gül de bu arada, Linden'in eşi tarafından ağırlandı.

"Tüm Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ol"

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Rene van der Linden, Gül'ü övgüyle karşıladı, nasihat ile uğurladı. Konsey oturumunun ardından Gül'e teşekkür eden Linden "Bütün Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olacağını umuyorum" dedi. Linden açılış konuşmasında, "Burası bir demokrasi okuluysa, siz buranın en değerli üyelerinden biriydiniz'' dedi. 'Gül, 2003'te Konsey'de Türkiye için "kusursuz demokrasi" sözü verdiğini anımsatarak, "Bugün Türkiye'nin beklentileri karşıladığını belirtmekten gurur duyuyorum'' dedi.

Rum kesimi yargıcına onay

Ankara'nın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türk yargıcısı Rıza Türmen'in yerine önerdiği üç adayı geri çeviren Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi (AKPM), Kıbrıs Rum Kesimi'nin yeni AİHM yargıcını seçti. AKPM, Rum Yönetiminin yeni AİHM yargıcısının belirlenmesi amacıyla sunduğu üç aday arasında Rum Yüksek Mahkeme yargıçlarından George Nicoalu'yu tercih etti. Rum Haber Ajansına göre, AKPA'da yapılan oylamada 113 oy alan Nicolau, sekiz yıllık bir süre için görev yapacak.

AIHM Başkanı ile görüştü

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Gül, Strasbourg'daki temasları sırasında AİHM Başkanı Jean Paul Costa ile de görüştü. Costa ile yapılan görüşmede Türkiye aleyhine başvuruların azaldığı, buna karşın Mahkemede bekleyen dosya sayısında Türkiye'nin hâlâ ilk sıralarda yer aldığı vurgulandı. Görüşmede ayrıca, AİHM'deki Türk yargıcı için yeni liste beklendiği belirtildi.

'Kürtçe kitaplar kasetler Türkiye'nin zenginliğidir'

Avrupalı parlamenterlerin Gül'e yönelttiği sorular ve yanıtları ise şöyle:

* Türkiye raporunu hazırlayan Belçikalı raportör Van Den Brande: Cumhurbaşkanı seçilmeniz Türkiye'de kaygıları arttırdı. Laiklikle ilgili kaygıları nasıl gidereceksiniz?

* Gül: Anayasa'nın temel prensibi Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğudur.

* Macar Parlamenter Eorsi de Barande: Açık cevap vermediniz. Atatürk'ün reformlarının devam edip ettirilmeyeceği konusunda endişeler var. Laiklik konusunda nasıl bir güvence vereceksiniz?

* Gül: Türkiye'de din ve devlet işleri birbirinden ayrıdır, ayrı olmaya da devam edecektir. Türkiye değişiyor ama AB yolunda değişiyor. Türkiye'nin istikameti bellidir, bundan kimse kaygı duymasın."

* Portekizli parlamenter De Puig: Kürtlere yönelik ayrımcılık uygulanıyor. Tüm vatandaşların eşit haklara sahip olması, Avrupa sözleşmesinin gereğidir. Bunu ne zaman sağlayacaksınız? Kürtler ne zaman temsil hakkına kavuşacak? Kendi dillerini konuşabilecek?

* Gül: Türkiye'de bütün vatandaşlar eşittir. Türkiye'de Kürtçe bilbordlar, gazeteler, televizyonlar, kitaplar, kasetler vardır. Bu kültürel zenginlikler Türkiye'nin gerçeğidir. Daha önce bunlar mümkün değildi, bugün mümkün. Türkiye üniter bir devlet yapısına sahiptir ve bunun alternatifini düşünmüyoruz. Kimse Irak'taki sorunların, bölünmeyle çözüleceğini sanmasın. Bu Irak ve bölge için en kötü senaryodur.

* Fransız Parlamenter Foss: Öcalan'a tecrit ne zaman sona erecek?

* Gül: Öcalan ile ilgili İşkenceyi Önleme Komitesi Ziyaret etti, inceledi. Aleyhte bir durum olmadığını söyledi. Suçlu olan cezasını çeker. Hapishanelerde herhangi bir şiddet ve işkence söz konusu değil.

* Kıbrıslı Türk Parlamenter Özdil Nami: Kıbrıs Türk'ü planı kabul etti. Ama Kıbrıs'a yönelik izolasyonlar kalkmadı. Bu izolasyonların kaldırılmasını bekliyor musunuz?

* Gül: Türk tarafı Annan Planına 'evet' dedi ve AB bir söz verdi. AB meselelerinde Kıbrıs sorunun bahane olarak kullanıldığını görmek bizi üzüyor. Verilen sözler unutulursa o zaman karşı taraf da adım atamaz.

Bu haber 1,232 defa okundu.