En Sıcak Konular

'Hayra alamet bir gelişme değil'

11 Temmuz 2016 08:34 tsi
'Hayra alamet bir gelişme değil' Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Polonya’daki NATO Liderler Zirvesi dönüşünde, geziye katılan gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Suriyelilerle ilgili bir vatandaşlık açıklaması yapmıştınız. Çok konuşuldu, bu konuyla alakalı bir şey söylemek ister misiniz?

Şimdi ben şunu çok açık net söyleyeyim: Bazı siyasilerin vatandaşlık konusunda ileri geri konuşmaları beni ciddi manada üzüyor. Yani bir insanoğlu, herhangi bir ülkeye vatandaşlık müracaatında bulunsa, “Hayır ben seni almam” şeklinde bir yaklaşımla peşinen karşı çıkılması doğru olur mu?

Bugün bir Türk, Alman vatandaşı oluyor da, Amerikan vatandaşı oluyor da, benzer durumlar bizim ülkemizde yaşayanlar için neden mümkün olmasın? Kaldı ki bizler, burada bu insanlarla yıllardır arkadaşlık, kardeşlik, akrabalık hukuku içerisinde yaşamışız.

Şu anda vatanlarından hicret ederek, ensar olarak bizi görmüş bize sığınmışlar. Biz bu mültecileri yıllarca kamplarda barınmaya, boş buldukları apartmanların bodrum katlarına mı mahkûm edeceğiz? Bakıyorsunuz bir bodrumda 10-15 kişi tıkış tıkış kalıyor. Böyle olacağına, ilgili bakanlıklarımız, istihbarat teşkilatımız bir çalışma yapsınlar. Kamplar, evler, buralardaki insanlar bir gözden geçirilsin ve bu gelmiş olan Suriyelileri ülkemizin belli yerlerine yerleştirelim. Hatta gerekirse, TOKİ’nin elinde boş konutlar var.

Biz nasıl Ahıska Türklerine Erzincan’da konutlar verdiysek, ki onlar bunu taksitlendirdiler ve ödeyecekler, biz bunlara da belirli bir iskân ve istihdam politikası uygulamak suretiyle aynı şeyi yapabiliriz. Mesela çoğu şu an kaçak çalıştırılıyor. Biz diyoruz ki bunlara bir çözüm üretilmeli. Bu insanların içinde doktoru var, mühendisi var, avukatı var, sağlık elemanları, öğretmenleri var, bütün bunlardan ülkemiz istifade edebilir; bunlara vatandaşlık verilebilir.

“Ya geri dönmezlerse” deniliyor...

Çifte vatandaşlık esas alınır. Çifte vatandaş olanların, vatandaşlık alanların, dönmesi şart mı? Amerika’da vatandaşlık alanlardan kendi ülkelerine dönen de oluyor, dönmeyen de oluyor. Almanya’dan vatandaşlık alan Türklerin tümü ülkelerine dönüyor mu? 1963’te gittikleri zaman kimse onlara dönecek misin, dönmeyecek misin demedi ki. Hiç çekinmeye gerek yok, bu millet şu anda 79 milyonuyla 780 bin kilometrekarede yaşıyor. Bizim yarı yüzölçümümüzdeki Almanya şu an 85 milyon. Bunların rahatlıkla üstesinden gelebilecek bir ülkeyiz.

İsrail’le varılan mutabakat sonrasında yardım TIR’larımız bayramda ulaştı. TIR’lar ulaştıktan sonra, Hamas’la, Meşal’le hem bayramlaşma hem de teşekkür anlamında bir görüşmeniz oldu mu? Mutabakattaki elektrik santralı, su, hastane inşaatı noktalarında da ne zaman adım atılacak?

Arkadaşlar, bayramlaşma esnasında Halid Meşal’le bir görüşmem oldu. Kendisi bizlere teşekkürlerini bildirdi. Tabi, o esnada, 14 bin tonluk bir gemi var. Bir sıralama yaptılar, önce oyuncak, giyim, gıdaya doğru gidelim dendi. Araçlar liman bölgelerine yanaşmışlar. Bugün bile dağıtım devam ediyor. Şimdi İbrahim Kalın Bey benim adıma bu işi takip ediyor. Hedefimiz ilk etapta her ay en az bir gemi gönderelim istiyoruz. Bu hususta İsrail tarafının da olumsuz bir yaklaşımı yok. Dolayısıyla gemileri göndermeye devam edeceğiz; gıdaydı, giyimdi ne gerekiyorsa gönderilecek. Aradaki görüşme zinciri güçlendikçe bir taraftan inşaat olaylarına girmeyi planlıyoruz. Ki burada, sağlık sektöründe, hastaneler, okullar. Zaten şu anda, bitmiş bir 200 yataklı hastane var, onun iç donanımı şu anda siparişleri yapılmıştır, belki de yerleştirilmeye başlamış olabilir. İnşallah daha sonra onun açılışını da yapacağız. Elektrik ve su zaten anlaşmaya bağlanmıştı. Elektrik noktasında Almanlar tarafından orada yapılmış olan bir 450 megawatt’lık bir çevrim santralı var, şu anda enerji bakanlığımız beş kişilik bir heyeti hazırladı, o beş kişilik heyet gidip sıkıntı var mı yok mu gözden geçirecekler. Su konusunda da, deniz suyu arıtma tesisi, sondaj yapılacak. Orada bir Türk-İsrail ortaklığında kurulmuş bir enerji santralı var, oradan da enerji alma şansımız var.

PKK’nın elebaşlarından Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü iddiası var. Size ulaşan daha fazla bir bilgi var mı?

Bize ulaşan bilgiler de bu yönde. Suriye tarafında, 14 kişilik bir ekiple birlikteyken öldürüldüğü biçiminde bilgiler söz konusu. Bu yöndeki haberlerin teyidine yönelik çalışmalar halen devam ediyor.

Siz NATO’da toplantıdayken ABD’de tansiyon yükseldi. Polis şiddeti nedeniyle öldürülen siyahi Amerikan vatandaşları var. Bir siyahi Amerikalı da polislere ateş açtı polislerden hayatlarını kaybedenler oldu. Yükselen bir polis şiddeti var, yabancı düşmanlığı var, ırkçılık var dünyanın diğer bölgelerine yansıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz ABD’deki bu tansiyonu?

Hayra alamet bir gelişme değil. Yedi ay içerisinde sivil ölümleri 560’ı aşmış durumda. Bu sancıların kaynağında ne yatıyor, ne oluyor, ne bitiyor, onu bilemem. Bunun analizinin iyi yapılması lazım. Bütün bunlar, dünyadaki bu mevcut gelişmeler karşısında, başta biz siyasiler olmak üzere çok daha hassas olunması gerektiğini gösteriyor. Terörist ile sivili ciddi bir şekilde ayırt etmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Polis, güvenlik güçleri birçok yetkiyle donatılmalı, onların da geleceğini düşünmek lazım elbet. Ama böylesi sınırsız bir yetki tabii ki olamaz. Siz bir insanı yere yatırıyorsunuz, ondan ehliyetini göstermesini istiyorsunuz, o da silahının cebinde olduğunu söylüyor, buna rağmen siz kalkıyorsunuz onu hemen yerde yatarken elleri kelepçeli olduğu halde öldürüyorsunuz. Bunun izahı olmaz. Aynı şekilde daha sonra yine yaşanan olaylar, bunların izahı olmaz. Bana göre savunmasız insanların öldürülmesi kategorisine girer. Mesela, bir diğer olayda direksiyonda eşinin yanında, çekiyorsun direksiyon başındaki vatandaşı öldürüyorsun. Bu tür eylemlerin izahı olmaz.

Hürriyet



Bu haber 1,267 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,295 µs